Sanatçılardan "Hasta Tutsak" Çıkışı: Demek Ki Bu Ülkede Hala Ölüm Cezası Var
Sanatçılar, yasal düzenlemelere rağmen cezaevlerinde halen hasta tutsakların bulunmasına tepki gösterdi.
Sanatçılar, yasal düzenlemelere rağmen cezaevlerinde halen hasta tutsakların bulunmasına tepki gösterdi. Mert Fırat, Altan Erkekli, Aylin Aslım ve Ezel Akay, AK Parti hükümetine çağrı yaparak tüm hasta tutsaklarını serbest bırakılmasını istedi ve insanlık ayıbı işlendiğini belirtti.
Cezaevlerindeki hasta tutsakların tahliye edilmelerini talep eden sanatçılar, hasta tutuklu ve hükümlülerin tahliye edilmeyerek bir tür işkence görmelerinin son bulmasını istedi.
-MERT FIRAT: BENCE ÖLÜM CEZASINDAN FARKSIZ-
Oyuncu Mert Fırat, kişinin suçlandığı konu ne olursa olsun, hem cezaevinde hem de hasta ise mutlaka uygun koşullarda tedavi edilmesi gerektiğini vurgulayarak, "Ağır hasta olması halinde ise serbest bırakılmaları gerektiğini düşünüyorum" dedi. Fırat, şunları kaydetti:
"Ölüm cezasının yasak olduğu bir ülkede mahkumların elverişli koşullarda tedavi edilmemeleri ve durumları ciddi olanların da serbest bırakılmamaları, bence ölüm cezasından farksız. Ölüm cezası resmen kaldırıldı ama şimdi de bu yollarla devam ediyor. Hasta birine uygun tedavi yapılmazsa, cezaevi koşullarında da bu mümkün olmadığı halde serbest bırakılmıyorsa, onu ölüme terk etmiş oluyorsunuz. Demek ki bu ülkede halen ölüm cezası var.
Devlet, cezaevindeki kişinin şartlarının garantisi olmak zorunda. Ölüm cezası hükmü veremiyorsa, ölüme de terk edemez. Örneğin kanser olan kişiyi cezaevinde tutmak, ölüme terk etmektir. Dolayısıyla bu sorunun insanlık ayıbı olduğunu düşünüyorum. Ülkemizdeki cezaevlerinde ölüm oranı çok fazla. Buna rağmen devlet yetkilileri Avrupa'daki ülkelerle kıyaslanıp, bizde bu oranın daha düşük olduğunu söylüyor. Niye Avrupa'yı baz alıyoruz? Zaten Avrupa ile ilişkileri çöpe atmışsınız; niye kıstas alıyorsunuz? İsveç'i niye baz almıyoruz? Bildiğim kadarıyla Norveç'te de bu oran düşük. Hem en düşüğü niye olmayalım? Ortada kötü bir örnek varken, daha az kötü olduğumuzla övüneceğimize iyisini yapmalıyız. Cezaevindeki hasta mahkumların tedaviye ihtiyacı olanları çıkarılmalı. Artık tartışılmamalı bile."
-ALTAN ERKEKLİ: HANGİ GÖRÜŞTEN OLURSA OLSUN; BIRAKILMALILAR-
Oyuncu Altan Erkekli de, hasta tutsakların sorunlarına en çok geçtiğimiz aylarda "kardeşim" dediği Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu'nun kurucularından Alaattin Eraslan'ın ölümüyle tanık olduğunu dile getirdi. Erkekli, Eraslan'ın yaklaşık bir yıl kaldığı cezaevinde kanser hastalığına yakalandığını ve geç tahliye edilmesinden sonra yaşamını yitirdiğini hatırlattı.
Erkekli devamla şunları söyledi:
"Cezaevlerinde şu an yüzü aşkın hasta, ağır hasta tutuklu ve hükümlünün olduğu söyleniyor. İnsanların karısıyla, çocuğuyla vedalaşmasının bile engellenmesini hangi Allah, hangi kitap kabul eder. İçeride insanlar eriyor. Ölümü yaklaşınca bırakıyorlar. Vicdansız, merhametsiz bunlar. Ne Allah, ne Kur'an adına davranıyorlar; her şeyleri yalan. Bütün o hapishanede yatan tutuklu, hükümlü herkese insan hakkı ihlali yapıyorlar. İnsanlık suçu olarak görüyorum. Zaten yakalanmışlar amansız hastalıklara. Hangi görüşten olursa olsun; tahliye edilmeliler."
Erkekli, "cezaevlerindeki sorun çözülmediği takdirde toplumsal barışa da kolay ulaşılamayacağını" sözlerine ekledi.
-AYLİN ASLIM: İNSANLIK DIŞI-
Şarkıcı ve besteci Aylin Aslım ise hasta tutuklu ve hükümlülerin uygun koşullarda tedavi edilmeleri gerektiğine dikkati çekerek, "Cezaevinde bulunan hasta insanların tedavileri için uygun koşulların yaratılması devletin yükümlülüğüdür. Ölümü bekleyen insanların kaderlerine terk edilmeleri insanlık dışı, yürek yaralayıcı" dedi. Aslım, cezaevlerindeki olası ölümlerden devletin sorumlu olacağını vurgulayarak, hükümetten soruna ilişkin hukuki zeminde, kısa vadede rol üstlenmesini istedi.
Aslım, kamuoyuna ve sanat çevresine çağrı yaparak, "Bence içerideki hastalar adına bunu gündemde tutmak da, biz dışarıdakilerin boynunun borcudur" diye konuştu.
-EZEL AKAY: HÜKÜMET İDEOLOJİK DAVRANMAKTAN VAZGEÇSİN-
ANF'nin yansıttığı habere göre Yönetmen Ezel Akay ise Türk adalet sisteminde yargının halka karşı çalıştığını belirterek, "Türkiye'de yalnızca "devlet' kavramını ciddiye alan ve adaleti, hukuku bütünüyle halkı ezecek bir şey haline getiren zihniyetin hakim olduğunu düşünüyorum. Hasta tutuklulardan bahsetmek bile abes geliyor; böyle adalet düşünemiyorum" diye konuştu.
Akay, sözlerini şöyle tamamladı:
"Cezaevlerinde hala hasta tutukluların olması; halkından nefret eden, korkan bir zihniyetin ürünü olabilir. Adaletin bu hale geldiği her dönemde ve bölgede ise büyük iç savaşlar çıktı. Hukukun böyle kullanılması toplumun da giderek bölünmesini sağlıyor. Hükümetin hasta tutuklularla ilgili ideolojik davranmayı bırakması gerekiyor. Hükümete gerçek adaleti tavsiye ediyorum."