Sanatçı Özlem Işık Sarıhan, art doll sanatının üniversitelerde öğretilmesini istiyor
Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısı Özlem Işık Sarıhan, art doll sanatını yeni kuşakların da öğrenebilmesi için üniversitelerde bölüm açılmasını istiyor. Sarıhan, polimer kilden yaptığı heykellerle ödüller kazanmıştır.
Sanatçıların ve film karakterlerinin polimer kilden yaptığı heykelleriyle ödüller kazanan Kültür ve Turizm Bakanlığı Sanatçısı Özlem Işık Sarıhan, geleneksel Anadolu kadınını tasvir ettiği art doll sanatını yeni kuşakların da öğrenebilmesi için üniversitelerde bölüm açılmasını istiyor.
Selçuk Üniversitesi giyim öğretmenliği bölümünden mezun olan Sarıhan, malzeme ve tekniklerin bir arada kullanılmasıyla oluşturulan sanatsal bebek yapımı olarak adlandırılan art doll sanatını icra ediyor.
Hobi olarak başladığı sanatı mesleğe dönüştüren Sarıhan, polimer kil malzemesiyle yaptığı film karakterleri ve tarihi kahramanlarla yurt dışındaki yarışmalarda dereceler kazandı.
Özellikle Yüzüklerin Efendisi film serisinin karakterlerinden "Gandalf" ve Alice Harikalar Diyarı'ndaki "Şapkacı" ile uluslararası yarışmalarda ödül alan Sarıhan'ın, Barış Manço ve Kemal Sunal heykelleri ise en çok ilgi gören eserleri arasında yer alıyor.
Yaklaşık 10 yıldır icra ettiği art doll sanatının Türkiye'de hak ettiği yeri almasını isteyen Sarıhan, polimer kilden heykel yapımının inceliklerini AA'ya anlattı.
"Koleksiyonlarımda genellikle geleneksel Türk kadınını anlatıyorum"
Türkiye'de çok yeni bir sanat olarak düşünülen art dollun, aslında 100 yıllık bir mazisi olduğunu belirten Sarıhan, art dollun temellerinin ilk kadın sanatçılardan Zehra Müfit Saner tarafından atıldığını söyledi.
Sarıhan, art doll sanatının sadece bebek yapımından ibaret olmadığını belirterek, "Aynı zamanda heykel sanatından da feyzalıyorsunuz. Elbise, saç, aksesuar, takı, kılık kıyafet, makyaj derken bir çok el işçiliğini biliyor olmanız gerekiyor." dedi.
Tarihi ve hikayesi olan karakterleri çalışmayı sevdiğini dile getiren Sarıhan, "Birçok tarihi karakterin nasıl göründüğünü, yaşadığı dönemde ne giydiğini hep merak etmişimdir. Özellikle bu kahramanları çocuklara nasıl aktarabilirim, diye hep düşünmüşümdür. İlk olarak hikayesi olan karakterleri çalışarak başladım." diye konuştu.
Sarıhan, polimer bebek üzerine çeşitli koleksiyonlar hazırladığını vurgulayarak, "Koleksiyonlarımda genellikle geleneksel Türk kadınını anlatıyorum. Dede Korkut, Yeşilçam ve Kurtuluş Savaşı kadın kahramanları gibi koleksiyonlar hazırladım. Bu zamana kadar yaptığım koleksiyonlardan en çok ilgiyi Anadolu kadınları ve Kurtuluş Savaşı kadın kahramanları gördü. Bunun nedeni Türk kadınının Kurtuluş Savaşı'nda gösterdiği üstün başarı diye düşünüyorum. Anadolu Kadınları Koleksiyonu Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde de sergilendi. Yurt içinde ve yurt dışında tarihe adını altın harflerle yazdıran Türk kadınlarının polimer kilden yapacağım heykellerinden bir müze açmak istiyorum."
Bir eser yaklaşık 2 ila 6 ayda yapılıyor
İlk zamanlarda çalışmalarının 15-20 santimetre olduğunu, zamanla 1 metreye kadar çıkardığını anlatan Sarıhan, heykellerin yüzünü fotoğrafa bakarak şekillendirdiğini anlattı.
Fırınlama aşaması bittikten sonra vücut iskeletini hazırladığını, iğneleme tekniğiyle vücuda pamuk yapıştırdığını aktaran Sarıhan, koleksiyonun içeriğine göre heykele kıyafetler hazırladığını, el ve ayakların tamamlanmasının ardından eserin asıl karakterini ortaya koyan yüz makyajını yaptığını söyledi.
Karakterin inceliklerine bağlı olarak bir eserin yaklaşık 2 ila 6 ay gibi bir sürede tamamlandığı bilgisini veren Sarıhan, şöyle devam etti:
"Sanatım benim için adeta bir terapi gibi. Kabuğuna sığamayan bir insandım. Kendimi sakinleştirmek için bir şeye ihtiyacım olduğunu hissettim. Mesleğim beni bambaşka bir kişiliğe kavuşturdu. Bir şeyler üretmek, ortaya çıkarmak beni sakinleştirdi. Birçok şeye bakış açım değişti. Bir kere görmeyi öğreniyorsunuz, renklere, insanlara, doğaya daha farklı bakıyorsunuz. Kafanızda tasarladığınız objeyi parmaklarınızla hayata geçiriyorsunuz. Mesleğim konusunda gençlere öncü olmak istiyorum. Çok fazla 'Atölye çalışmaları yapalım' şeklinde teklifler var ama bu işi öğrenmenin atölye ya da workshop ile olacağını düşünmüyorum. 10 yıldır mesleğimi icra ederken çok farklı sanat dallarıyla etkileşim içinde oldum. Renk uyumunu bilmek çok önemli. Yeri geliyor stilistlik yapıyorum. Eserin vücudunu yaparken anatomiyi de öğreniyorsunuz. O yüzden bence bu tarz eğitimlerin akademik anlamda olması ya da üniversitelerde bu tarz bölümlerin açılması gerekiyor."
Sarıhan, art doll sanatında Almanya özellikle Rusya'nın çok ileride olduğunu vurgulayarak, bu sanatın temellerinin kukla yapımına dayandığını söyledi.
En iyi art doll sanatçılarının Rusya'dan çıkmasının nedeninin ise kukla yapımının daha anaokulundan başlayarak çocuklara öğretilmesi olduğunu dile getiren Sarıhan, "Biz de aynı şekilde eğitime anaokullarında başlayabiliriz. Böylece çocuklar üç boyutlu bakmayı da öğrenir. Ayrıca kendi karakterlerini ve kahramanlarını yaratabilirler." şeklinde konuştu.