Haberler
Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Halep'te büyük kriz! Sorun çözülmezse kaybedilmesi an meselesi

Suriye'deki operasyon sonrası Fransızların 102 yıl önce hazırladığı harita yeniden gündem oldu

102 yıl sonra ortaya çıkan harita Orta Doğu'yu karıştıracak

Yenidoğan soruşturmasında 2. dalga operasyonu: 14 şüpheli daha gözaltına alındı

Türkiye'nin kilitlendiği soruşturmada yeni gözaltılar var

Sıkıyönetim ilanı Güney Kore'yi karıştırdı! Başkan Yoon'un yardımcıları istifa etti, sokaklar yangın yeri

Üst düzey isimlerin hepsi istifa etti, atılan sloganlar sokakları inletti

Sanal söyleşide Saros Körfezi konuşuldu

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Araştırmacı-yazar ve reklamcı Atakan Sevgi, Türkiye'de denizde yüzme kültürünün ve deniz turizminin 1950'li yıllardan sonra geliştiğini söyledi.

Araştırmacı-yazar ve reklamcı Atakan Sevgi, Türkiye'de denizde yüzme kültürünün ve deniz turizminin 1950'li yıllardan sonra geliştiğini söyledi.

Sevgi, Edirne Tanıtım ve Turizm Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Orkun Akman'ın sanal ortamda hazırladığı "Tatil günlerinde Saros Körfezi ve Edirne kıyılarında deniz turizmi hareketliliği" söyleşide, Saros Körfezi'nin önemi ve deniz turizmi tarihinin gelişim sürecini anlattı.

Sevgi, Saros Körfezi'nin mavi ve yeşilin buluştuğu bir yer olduğunu belirterek, bu bölgenin Trakya halkı başta olmak üzere İstanbul'da yaşayanların en çok tercih ettiği tatil noktalarının başında geldiğini ifade etti.

Deniz turizmi tarihi hakkında bilgiler veren Sevgi, geçmiş yıllarda denize girmenin alışılmadık bir durum olduğunu ve ayıp sayıldığını, bu durumun 18. yüzyıldan sonra değişmeye başladığını dile getirdi.

Denize girmenin sağlık açısından faydalı olduğunun anlaşılmasının ardından tedavi amacıyla denize girilmeye başlandığını belirten Sevgi, şöyle devam etti:

"Fırtınalar, doğal koşullar ve korsan saldırıları deniz kıyısında bulunmamak için önemli nedenlerdi. Eğer korunaklı bir kale yoksa, deniz kıyısında yaşamak çok alışılmış bir şeydi. 18. yüzyıldan itibaren denize girmenin insan sağlığına faydalı olduğu yönünde bilgiler ortaya çıkmaya başlıyor ilk olarak Almanya ve İngiltere'de. O zamanlar denize girmek ilaç almak gibi görülüyor.

Sağlık yönünden bakılıyor. Günümüzdeki anlayışla denize girme ve güneşlenme 1920'li yıllarla birlikte başlıyor ve asıl global patlama hava yolu taşımacılığının gelişmesiyle oluyor. 1950'li yıllardan sonra dünyada deniz turizmi gelişmeye başlıyor. Türkiye'de de ilk olarak İstanbul'da 1850'li yıllarda denize girme kültürü başlıyor."

İstanbul'un nüfusunun artmasıyla kentteki deniz turizmi hareketliliğinin Trakya'ya doğru kaydığını da anlatan Sevgi, "İstanbul'da yaşayanlar, şehir kalabalıklaştıkça şehirden uzak yerlerdeki deniz kıyılarına gitmeye başlıyor. 1960'lardan itibaren Tekirdağ ve Silivri'ye doğru yazlıklar yapılıyor. Trakya'da yaşayanlar da bu deniz turizmi hareketliliğini görünce başta Şarköy ve Saros Körfezi olmak üzere yazlıklar yapmaya başlıyorlar." diye konuştu.

Kaynak: AA / Güncel
title