Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

Sanal Futbol Gerçeğini Yendi

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, ortaya "oyun kuşağı" diye bir kavram çıktığını belirterek, "Günümüzde herşeyi oyun olarak algılayan bir kuşak var.

Bu yaş grubundaki çocukların yüzde 79,5'i interneti oyun oynamak için kullanıyor. Cep telefonu kullanımında da konuşmanın ardından yüzde 66,8 gibi bir oranla oyun oynama geliyor" dedi. Atabek, sanal oyunların insanlığın çılgınca hoşlandığı bir mecra haline geldiğini, günümüzün fenomeni futbolun yerini, yakın zamanda bilgisayar oyunlarının alacağını söyledi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) geçtiğimiz hafta, 06-15 Yaş Grubu Çocuklarda Bilişim Teknolojileri Kullanımı ve Medya istatistiklerini yayınladı. Ortaya çıkan rakamlara göre, çocuk ve gençlerin büyük kısmının interneti ve cep telefonunu "oyun oynamak" için kullandıkları görüldü. TÜİK'in verileri ışığında özellikle çocuklar ve gençlerin bilgisayar, internet ile cep telefonu kullanma alışkanlıklarını değerlendiren Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, ortaya çıkan "oyun oynama" rakamlarının dikkat çekici olduğunu söyledi.

Atabek, "TÜİK'in 2013 Hanehalkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırması sonuçları, bize, gençlerin ve hatta çocukların giderek daha erken yaşta iletişim araçlarını kullanmaya başladığını gösteriyor. Bu yıl cep telefonu kullanmaya başlama yaşı ortalama 7 yaş olarak belirlendi, bilgisayar kullanımına başlama yaşı ise ortalama 8. Yine araştırma sonuçlarına göre, 6-15 yaş grubu çocukların yüzde 24'ü kendi bilgisayarına sahip. Dijital ortamda ve ağ üzerinde oyun oynamak da çocukların ve gençlerin yaşamlarının önemli bir parçası. Bu veriler, yeni kuşağın gerçekten çok farklı bir kuşak olacağını gösteriyor. Bu kuşak üniversiteye eğitime geldiğinde, iş yaşamına başladığında, toplumda önemli değişimler yaşanacağını öngörmeliyiz ve buna hazırlıklı olmalıyız. Çocukluklarını dijital ortamda ve ağ üzerinde oyun oynayarak tamamlayan gençler, yaşamın her alanında bu deneyimi yaşamak istiyorlar. Eğlenerek öğrenme olgusunun öğretim kurumlarına şimdiden girmesinde olduğu gibi başka alanlarda da örneğin iş dünyasında da oyunsallaştırma yaygınlaşacak gibi görünüyor.Çok yakında üniversite eğitimini belki de oyunlarla verir hale geleceğiz" diye konuştu.

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, ortaya "oyun kuşağı" diye bir kavram çıktığını belirterek, sanal oyunların insanlığın çılgınca hoşlandığı bir mecra haline geldiğini, günümüzün fenomeni futbolun yerini, yakın zamanda bilgisayar oyunlarının alacağını söyledi.

Yaşar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ümit Atabek, ortaya "oyun kuşağı" diye bir kavram çıktığını belirterek, sanal oyunların insanlığın çılgınca hoşlandığı bir mecra haline geldiğini, günümüzün fenomeni futbolun yerini, yakın zamanda bilgisayar oyunlarının alacağını söyledi.

Roma İmparotorluğu döneminde, insanların gündelik hayatın sıkıntılarından kendilerini arındırmak için arenalarda Gladyatörleri izlediklerini, bunun yerini daha sonra kitle sporları ve futbolun aldığını belirten Atabek, "Oyunlar, insanlığın çılgınca hoşlandığı bir mecra. Bütün dünya toplumları, futbolla, kitle sporlarıyla yatıp kalkıyor. Ancak günümüzde kitle oyunlarının, çocukluğumuzdaki sokak oyunlarının, futbolun yerini bilgisayar oyunları alıyor. Roma'da Gladyatörleri seyredip ayağa kalkan, eğlenen 100 binler bugün futbolda var. Bu tür büyük futbol gibi kitle sporu seyirciliği azalacak. Çok yakın zamanda sanal statlar yapılacak. Nitelik değişiyor. Oyunlar da evriliyor. Bunu da görmek lazım. Belki de kitlesel sporlar ortadan kalkacak ama bunların yerini yüzlerce kişinin internetten bir arada oynayabildiği sanal oyunlar alacak" dedi.

"Biz çocuklarımızın bilgisayar ve teknoloji kullanımı konusundaki hızlarına ayak uyduramadık" diyen Atabek, "Örneğin okullarda, çocuklar şöyle bir durumla yüzyüze kaldı. Hocaları bilgisayar kullanmasını bilmiyor, onlar biliyor. Kuşak farkı, teknoloji dolayısıyla bir kez daha arttı. Teknolojik kuşak farkı ortaya çıktı. Ama geldiğimiz nokta maalesef çok iyi değil" şeklinde konuştu.

Ekranların insanları esir alacağı yönündeki tezlere katılmadığını anlatan Ümit Atabek, önemli olanın oyun oynamak değil hangi oyunun oynandığı olduğunu söyledi. Prof. Dr. Atabek, "Bilgisayar oyunları kaçınılmaz bir gerçeklik. Yasaklamak, azaltmak söz konusu olamaz. Nasıl oyunlar olacağı çok önemli. Dayanışmacı, yaratıcı, işbirliğini geliştirici oyunlar olacaksa şahane. Ne zarar var bunda? Çoğunlukla görüldüğü gibi aykırı, rekabetçi, birbirinin üzerine basarak ayakta kalmayı gerektiren, tamamen yıkıcı türde oyunlarsa, saldırgan nitelikteyse o zaman yandık. O zaman, her çocuk ileride birer potansiyel saldırgan olarak yetişiyor demektir. Önemli olan, oyun oynamak değil, hangi oyunu oynadığınız. Ülkeler, ulusal bilinci geliştirmek için oyun ürettiriyor. Bizim bunu örnek almamız lazım. Bizim gençliğimiz, her gün başka bir ülkenin askeri olarak savaş oyunu oynayıp sanal dünyada insanları öldürüyor. Bu konuda tedbir almak lazım" dedi.

Atabek, "Şüphesiz, hayatımızın ne kadarını oyunla geçirdiğimiz konusunu da ele almamız lazım. Hem iletişim kurumları, hem de diğer kurumlar (eğitim, iş vb.) bu gelişmeleri iyi okumalı ve değerlendirmelidir. Yeni kuşağın taleplerini salt teknolojik bir heves olarak değil, ama önemli toplumsal dönüşümleri zorunlu kılacak bir değişim olarak değerlendirmeliyiz" uyarısında bulundu.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title