Samsun'da "Uluslararası Göç Kongresi" Başladı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Aydın, "Bu coğrafya, mazlumların coğrafyası. Başı sıkışan, darda kalan insanlar, hayatta kalma mücadelesi verdiklerinde ilk akla gelen bizim coğrafyamız oluyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Aydın, "Bu coğrafya, mazlumların coğrafyası. Başı sıkışan, darda kalan insanlar, hayatta kalma mücadelesi verdiklerinde ilk akla gelen bizim coğrafyamız oluyor." dedi.
Samsun Valiliği, Büyükşehir Belediyesi ve OMÜ iş birliğinde 23 Nisan'a kadar sürecek "Uluslararası Göç Kongresi" başladı.
Aydın, Atakum Samsun Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi'ndeki kongrede, etkinlikle, göç etmek zorunda kalan kişilerin sorunlarına çözüm aradıklarını söyledi.
Üniversitenin, sorunların çözümüne katkı sağlamak için çeşitli çalışmalar yürüttüğünü belirten Aydın, "Mültecilerin barınma, giyinme sorunları gibi, yaşamlarını devam ettirmelerine yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bunun dışında bu insanların çalışma ve hukuk sorunları gibi gittikleri ülkeye entegre olma sorunları var. Biz de bu kongre ve beraberindeki çalıştayda, bu sorunların çözümünü misyon edindik." diye konuştu.
Göç sorununun arttığını ifade eden Aydın, "Anadolu coğrafyası, sürekli göç alan bir coğrafya. İlk 1492'den sonra orada yok edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan 500 bin Yahudi, Osmanlı'ya sığındı. Bugün İsrail Devleti varsa, Yahudiler hayattaysa, Osmanlı Devleti ve ülkemize çok ciddi bir borçları olduğunu hepimiz biliyoruz." dedi.
Balkan Savaşları sonrası da göçlerin yaşandığını dile getiren Aydın, şunları kaydetti:
"Daha sonra Kuzey Irak'ta Körfez Savaşı'ndan sonra yaşanan göçler. Bu coğrafya aslında bir 'aman' coğrafyası, bir emniyet coğrafyasıdır. Etrafımızda başı sıkışan kim olursa olsun, bu coğrafyaya akın ediyor. Yahudisinden Hristiyanına kadar, Ezidisine kadar. Sadece Müslümanlar bu coğrafyaya gelmedi. Özellikle bunun altını çizmek istiyorum. Çünkü burası Müslüman bir coğrafya ve biz sadece Müslümanların sorunlarıyla ilgilenmiyoruz. Tüm dünya insanlarının sorunlarıyla ilgileniyoruz. Onun için bu coğrafya, mazlumların coğrafyası. Başı sıkışan, darda kalan insanlar, hayatta kalma mücadelesi verdiklerinde ilk akla gelen bizim coğrafyamız oluyor."
"Belki yarın Suriyeli bir belediye başkanımız olacak"
Araştırmalara göre, barış olsa dahi sığınmacıların yaklaşık yüzde 70'inin ülkelerine dönmeyeceğini belirten Aydın, "Çok huzurlu bir ortam oluşsa dahi en azından yüzde 50'sinden fazlasının ülkemizde kalacağını bilmemiz gerekiyor." diye konuştu.
Aydın, "Özellikle Antep, Hatay, Şanlıurfa gibi illerimizde, seçimlerde ciddi anlamda o mülteciler oy kullanacak. Belki yarın Suriyeli bir belediye başkanımız olacak. Onun için hepsine hazır olmamız gerekiyor. Avrupa'da Türk göçmeler seçimlere girip, başarı gösterip milletvekili, bakan veya belediye başkanı, yönetici olma pozisyonuna geliyorsa belki yarın ülkemizde mülteciler de aynı durumda olacak." ifadelerini kullandı.
"Batılıları ikna edecek enstrümanlar kullanılmalı"
Samsun Valisi İbrahim Şahin, dünyayı sığınmacı meselesi konusunda daha duyarlı olmaya çağırdı.
Batı'nın, kendilerinden olmayanı insan bile saymadığını savunan Şahin, "Genelde bu olumsuzluğu yaşayanlar ağırlıklı olarak Müslümanlar oluyor. İnsani değerleri öne çıkarmamız gerekirken, kişinin dini yapısını dikkate alarak sınıflayacak olursak, bu çok acımasızca bir davranış veya kural olur." dedi.
Şahin, bu konuyu uluslararası boyutta tartışarak Batılıları ikna edecek birtakım enstrümanların kullanılması gerektiğini vurguladı.
Türkiye'de yaklaşık 3 milyon Suriyeli olduğunu kaydeden Şahin, şöyle devam etti:
"Sığınmacıların bir kısmı Türkiye'yi mesken edindi. Sular durulsa bile dönmeyeceklerini biliyoruz. Iraklılar, Afganistanlılar var. Samsun'da öğrenciler dahil 13 bin civarındalar. Öğrencileri hariç tutarsak, gelenlerin çok fazla buradan ayrılmak gibi bir düşünceleri yok. Ama Samsun'da bizim bir problemimiz yok. Nihayetinde 10 bin kişiyi içselleştirebiliriz, bunları misafir edebiliriz. İş gücüne de ciddi anlamda katkıları var."
Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz da Osmanlı coğrafyasının 23-24 milyon kilometrekareyi kapsadığına işaret ederek, "19. yüzyılın sonu, 20. yüzyılın başında bu topraklar Osmanlı'dan parça parça koparıldı. Türk yurdu, 780 bin kilometrekarelik Anadolu coğrafyasına dönüştü. O büyük Osmanlı coğrafyasından insanlar, büyük oranda, tarih içinde ve bu süreçte Anadolu coğrafyasına göç etti. Neredeyse Anadolu coğrafyasındaki 3 kişiden 2'si göç hadisesini yaşamıştır." değerlendirmesinde bulundu.
OMÜ Rektör Vekili Prof. Dr. Sevilhan Mennan ise zorunlu göçün, sosyolojik, hukuksal, dini, insani, uluslararası ilişkiler yönünden ele alınması gerektiğini dile getirdi.
Sığınmacıların, vatanlarını, evlerini bırakıp geldiğini anlatan Mennan, "Bir kayıp nesil halinde gelip, yurdunu bırakmış bir göçmen halinde olan bu insanları, burada gurbet ve sıla kavramını hissettirmeden nasıl rehabilite edebilirizi düşünmeliyiz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından, Orta Doğu Kalkınma Ağı Başkanı Murat Davudov, "uluslararası göç hareketleri" konusunda sunum yaptı.