Sahurda "Ezan Duyulduğunda" Yeme İçme Bırakılmalı
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Kurt, "Sahurda ezanı duyduktan sonra yeme içmeyi bırakmak gerekiyor ama ilacı vardır, acele ederek onu içer. Suyu vardır, ağzında lokması vardır, onu tamamlar.
FATİH MEHMET KÜRKÇÜ - Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar Kurt, "Sahurda ezanı duyduktan sonra yeme içmeyi bırakmak gerekiyor ama ilacı vardır, acele ederek onu içer. Suyu vardır, ağzında lokması vardır, onu tamamlar. Yoksa ezanla birlikte insan imsak etmeli, artık kendini tutmalıdır." dedi.
Kurt, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iftar ve sahur vakitleri konusunda değerlendirmede bulundu. Sahurda ezanın okunmaya başlamasıyla yeme içmenin bırakılması gerektiğini vurgulayan Kurt, iftarda da ezanın duyulmasıyla dua edilmesi ile vakit geçirmeden iftarın açılabileceğini söyledi.
Sahurda imsak vaktine değinen Kurt, "Ezanın okunmasıyla ağızdaki lokmanın yutulması, ağzın temizlemesi süreci yaşanabilir. Yoksa uzatılması doğru değil. Bu şekilde hareket kasti olursa gününe gün kazayı da gerektirebilir." ifadesini kullandı.
"İmsakta beyazla siyah ipin ayırt edilmesi"
Kurt, imsak vaktinin belirlenmesiyle ilgili şu değerlendirmede bulundu:
"Yapılan bazı tartışmalarda, imsak vakti ile ilgili farklı zamanlar veriliyor. İmsak vaktinin belirlenmesi sürecinde ışıkla ilgili, beyazla siyah ipliğin birbirinden ayırt edilmesi denilen şafak vakti, derinlikleri farklı ışık ortamlarının olmadığı bir durumda yapılacak ölçümlerle söz konusu olabilir. Şehir merkezinde böyle bir ayrım yapma imkanımız yok. Çünkü ışıklar baskın şekilde. Karanlık olan bir dağda, gözlem evinde yapılabilir. Diyanet İşleri Başkanlığı sadece Türkiye'de değil, dünyanın değişik yerlerinde gözlem evleriyle bu işi yapmakta. Dolayısıyla sıhhati, doğruluğu konusunda çıplak gözle yapılan gözlemlerle de aşağı yukarı örtüşmekte. Bu yıl İslam ülkeleri arasında yapılan bir değerlendirme toplantısıyla birlikte oruca başladık, birlikte bayram yapacağız inşallah."
Diyanet İşleri Başkanlığının söz konusu ölçümler konusunda özel bir birimi bulunduğuna dikkati çeken Kurt, bu birimin ülke içinde olduğu gibi dünyanın farklı yerlerindeki gözlemevleriyle görüşerek imsak vaktini belirlendiğini aktardı.
Kurt, çıplak göz ve müspet ilimlerin kullanıldığı araç gereçler yardımıyla yapılan ölçümlerin şaşmayacak kadar titizlikle yapıldığını anlatarak, şöyle dedi:
"Belirlenen vakitler kuşkuya yer bırakmıyor. Bu nedenle Diyanet İşleri Başkanlığınca belirlenen vakte uyulması gerekir. Sahurda ezanı duyduktan sonra yeme içmeyi bırakmak gerekiyor ama ilacı vardır, acele ederek onu içer. Suyu vardır, ağzında lokması vardır, onu tamamlar. Yoksa ezanla birlikte insan imsak etmeli, artık kendini tutmalıdır. İftar vaktinde ise erken yapmasını ister Peygamber Efendimiz Aleyhisselam. İftar, ezanla birlikte açılır. Namaz kılacak olsa, başka bir meşguliyeti olsa bile hemen ezanla iftarın açılması tavsiye edilir. Sünnete en uygun olanı budur."