Sahil Güvenlik Komutanlığı Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin aralarında eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem'in de yer aldığı 28 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların esas hakkındaki savunmalarıyla devam edildi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin aralarında eski Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Hakan Üstem'in de yer aldığı 28 kişinin yargılandığı davaya, sanıkların esas hakkındaki savunmalarıyla devam edildi.
Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi Yerleşkesi'ndeki salonda görülen duruşmada eski astsubay Mustafa Özdemir, yargılamada sona gelindiğini ve davanın esasına katkı sağlayacak şekilde savunma yapacağını söyledi.
Yalova'da görevli olmasına rağmen darbe girişiminin yaşandığı gece Ankara'da Sahil Güvenlik Karargahına gelmekle suçlandığını belirten Özdemir, hakkında somut delil olmadığı halde terörist ilan edildiğini öne sürdü.
Darbe girişimi günü kursta bulunduğu Yalova'dan, Ankara'ya ailesinin kaldığı eve geldiğini kaydede Özdemir, bu eyleminin darbeye destek olarak değerlendirildiğini savundu.
Özdemir, "Ankara'da oluşum, karargaha gelişim bir suçmuş gibi veriliyor. Ben Yalova'da 2 aylık bir kurstayım ama görev yerim Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahıdır. Bana gelecek bir emir ile kursu bırakıp kadro görevimin olduğu Ankara'ya giderim. İddia edildiği gibi tanımadığım bir birlikte değildim. Binbaşı Abdullah Karaca, beni komutanın emriyle karargaha çağırdı." şeklinde savunma yaptı.
Darbe girişiminin yaşandığı sırada bilgi almak için karargahı aradığını ancak kimseye ulaşamadığını iddia eden Özdemir, bunun üzerine eski şube müdürü yüzbaşı A.İ.G'yi aradığını bildirdi.
A.İ.G'nin de kendisine, "Ne yapacağın konusunda sen karar vereceksin." dediğini aktaran Özdemir, bunun karşısında şaşırdığını ifade etti.
Darbe girişiminin bastırılmasıyla Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahına gittiğini anlatan Özdemir, burada teşebbüse yönelik hiçbir eyleminin bulunmadığını iddia etti.
"Darbe bastırıldıktan sonra karargaha gittim"
Sanık eski binbaşı Abdullah Karaca da savcının esasa ilişkin mütalaasına karşı beyanda bulunacağını belirterek, savunmasına başladı.
Savcılık mütalaasının suçsuzluğunu kanıtladığını ileri süren Karaca, 15 Temmuz'da evde kaldığını, o gece yaşanan gelişmeleri televizyondan izlediğini söyledi.
Darbe girişiminin bastırıldığı ertesi sabah, teşebbüsün faillerinin yakalandığına ilişkin haberlerin yayınlanmasından sonra karargahtan aranarak görevi başına gelmesi için emir aldığını savunan Karaca, bunun üzerine 16 Temmuz sabah saatlerinde Sahil Güvenlik Komutanlığı karargahına gittiğini anlattı.
Bu eyleminin darbeye destek olarak yorumlandığını belirten Karaca, "İddia makamı iki fotoğraftan bir kurgu kurmuş ve hakkımda üç kez ağırlaştırılmış müebbet istiyor. Darbeye destek için gittiğim iddia ediliyor ancak benim karargaha gittiğim saatte ülke genelinde darbe bastırılmıştı. Buna rağmen darbeye destek için gittiğimin söylenmesi doğru değildir." diye konuştu.
Hareket merkezine geldiğinde karşılaştığı bir astsubaydan karargahta yaşanılanlara ilişkin bilgi aldığını kaydeden Karaca, o esnada Sezgin albaydan, içinde ne olduğunu bilmediği bir kutu alarak nizamiyeye götürdüğünü söyledi.
Kutuda biber gazı bulunduğunu sonradan öğrendiğini öne süren Karaca, "Sırf bunun için ağırlaştırılmış müebbet hapisle yargılanmayı ağır buluyorum." dedi.
Albay Sezgin'in emriyle darbe girişiminin yaşandığı gün yaşadıklarını yazılı olarak izah ettiğini bildiren Karaca, birkaç gün sonra savcılık makamına da aynı şeyleri anlatması istendiğini dile getirdi.
İfade için gittiği adli makamlarca tutuklandığını belirten Karaca, beraat talebinde bulundu.
Duruşmaya, yarın sanıkların esasa ilişkin savunmalarıyla devam edilecek.