Sağlık Çalışanları, 'Vergide Adalet' Eyleminin 45'inci Haftasında Kartalkaya'daki Yangın Faciasına Dikkat Çekti: "Topyekun Adalet İstiyoruz"
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İstanbul Tabip Odası (İTO) üyeleri, ‘vergide adalet’ talebiyle başlatılan eylemin 45'inci haftasında, Bolu Kartalkaya'da yaşanan yangın faciasına dikkat çekerek “78 insanımızın acısını unutturmamak, failleri ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesini istemek için taleplerimizi birleştirdik, ‘topyekun adalet’ demeye başladık" açıklamasını yaptı. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Kırımlı, "Vergilerimiz düzgün harcanmadığı için bir hafta önce Kartalkaya'da yanarak insanlar öldüler. Biliyoruz ki, bizden toplanan vergiler, o şirketlerin teşviklerine vergi aflarına gidiyor. Biz buna karşı vergide adalet istiyoruz" dedi.
(İSTANBUL)- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve İstanbul Tabip Odası (İTO) üyeleri, 'vergide adalet' talebiyle başlatılan eylemin 45'inci haftasında, Bolu Kartalkaya'da yaşanan yangın faciasını hatırlatarak, "78 insanımızın acısını unutturmamak, failleri ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesini istemek için taleplerimizi birleştirdik, 'topyekun adalet' demeye başladık" açıklamasını yaptı. İTO Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Kırımlı, "Vergilerimiz düzgün harcanmadığı için bir hafta önce Kartalkaya'da yanarak insanlar öldüler. Biliyoruz ki, bizden toplanan vergiler, o şirketlerin teşviklerine vergi aflarına gidiyor. Biz buna karşı vergide adalet istiyoruz" dedi.
SES ve İTO üyelerinin 'vergide adalet' talebiyle başlattıkları eylem sürüyor. Eylemin 45'inci haftasında Çapa'daki İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi önünde bir araya gelen sağlık çalışanları, burada açıklama yaptı. Sağlık çalışanlarının taleplerinin yinelendiği açıklamada, "Bolu'da 36'sı çocuk 78 yurttaşımız tatil yaptıkları otelde yanarak, boğularak, pencerelerden atlayarak yaşamını yitirdi. 78 insanımızın acısını unutturmamak, failleri ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesini istemek için taleplerimizi birleştirdik, 'topyekun adalet' demeye başladık" denildi.
İTO ve SES İstanbul Şubelerinin "78 canımızın hesabı için, eziyet yönetmeliğinin iptali için, gelirde ve vergide adalet için topyekun adalet istiyoruz" başlıklı ortak açıklaması şu şekilde:
"Ülkemizde adaletsizliğin boyutları o kadar büyüdü ve çeşitleri o kadar arttı ki, artık yaşadığımız yönetememe krizi sonucunda yurttaşlarımız canından oluyor. Bolu'da 36'sı çocuk 78 yurttaşımız tatil yaptıkları otelde yanarak, boğularak, pencerelerden atlayarak yaşamını yitirdi.
Çok üzüldük, 'Ölümlere sebep olanlar yargılansın, yönetemeyenler istifa etsin' dedik ama sadece ölenlere başsağlığı, yaralılara acil şifa dileyen sözler duyduk. Bir süre sonra unutulacağı düşünülen, insan eliyle oluşturulan büyük bir cinayete tanıklık ettik. 78 insanımızın acısını unutturmamak, failleri ortaya çıkarmak, yönetemeyenlerin hesap vermesini istemek için taleplerimizi birleştirdik, 'topyekun adalet' demeye başladık.
"Halkın kazancından alınan vergilerle oluşturulan geliri şirketlere, fonlara verilen faize, kamuda şatafata harcayanlara söylenecek söz nettir : Y eter artık gidin"
Bir yıldır gelirde ve vergide adalet talebimizi aile sağlığı merkezlerinin (ASM), hastanelerin ve vergi dairelerinin önlerinde söylerken; hükümetin Londra'da küresel sermayenin temsilcilerinden nasıl övgü aldığını basından öğrendik. Sözcü yazarı Erdal Sağlam; 'Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Londra'da yatırımcılarla çok sayıda toplantı yapıp, fon yöneticileri ve bankacılarla görüşürken toplantılara katılan bir bankacı, düşük yılbaşı zamlarına Cumhurbaşkanı'nı ikna etmesi nedeniyle Şimşek'e güvenin yurt dışında arttığını, kimsenin artık 'Bakan görevden alınır mı' sorusunu yöneltmediğini' aktarmış. Çalışanlardan kesilen yüksek oranda vergilerle, halkın kazancından alınan dolaylı vergilerle oluşturulan geliri şirketlere/fonlara verilen faize, kamuda şatafata harcayan, halkı ise fakirleştiren hükümete halkın güveni kalmamışken, küresel sermaye temsilcilerine güven vermeyi tercih edenlere söylenecek söz nettir. Yeter artık, gidin.
"Sağlık Bakanı'na soruyoruz, bir yandan koruyucu sağlık hizmetlerin önemini vurgulayıp diğer yandan artan aşı tereddüdü için adım atmazken, ASM'leri fitoterapi merkezlerine dönüştürmeyi nasıl açıklıyorsunuz?"
Sağlık Bakan Dr. Kemal Memişoğlu 'Sigara, bağımlılık, kötü beslenme, hareketsizlik gibi sağlığımızı engelleyen unsurları dışlamak ve hastalanmadan sağlığımızı korumak için de aile hekimliklerini ön planda tutmaya çalışıyoruz. İzmir'de aile hekimlikleri yapıyoruz. Birçok inşaatımız var. Onlara kurumsal kimlik kazandıracağız' diyor. Biz de kendisine soruyoruz: Bir yandan koruyucu sağlık hizmetlerin önemini vurgulayıp diğer yandan artan aşı tereddüdü için adım atmazken, ASM'leri fitoterapi merkezlerine dönüştürmeyi nasıl açıklıyorsunuz?
"Sağlık Bakanı istifa etmelidir"
Deprem bölgesinde yıkılan ASM'leri yeniden yapmazken, ASM çalışanlarını konteynerlerde sağlıksız koşullarda hizmet vermeye zorlarken, 'İzmir'de ASM yapıyoruz' diyerek gerçekleri örtmeye çalışmak size inandırıcı geliyor mu? Deprem sonrası zor koşullarda çalışan ASM çalışanlarının istifa etmek zorunda kalmasına bile ses çıkarmayan, 'Eziyet Yönetmeliği'ni dayatan Sağlık Bakanı istifa etmelidir.
"Sosyal medyada, HYP'de toplanan verilerin çalınabileceğini gösteren paylaşımların çıkmış olması dikkat çekicidir"
Sağlık Bakanlığı'nın, sağlık çalışanlarının görüş ve önerilerini dikkate almadan dayattığı 'Eziyet Yönetmeliği'ne göre Hastalık Yönetim Platformu (HYP) denilen, sayısal verilerin toplanması, performans ve iş güvencesi ölçeğine endekslenmesi sağlık sistemini tehdit edecek hale getirdi. Sosyal medyada, HYP'de toplanan verilerin yapay zeka ile oluşturulan bot programlar aracılığıyla çalınabileceğini gösteren paylaşımların çıkmış olması dikkat çekicidir.
"Taleplerimizi bir kez daha yineliyoruz"
Taleplerimiz açık, bir kez daha yineliyoruz. Kamu olanaklarıyla yapılıp donatılan, depremlerde yıkılmayan, herkesin rahat ulaşabildiği ve hizmet alabildiği ASM binaları istiyoruz. Yeterli insan gücüyle, koruyucu sağlık hizmetlerini önceleyen, toplumun her kesimine tamamen ücretsiz birinci basamak sağlık hizmeti vermek istiyoruz. Aşı tereddüdüne karşı yasal düzenlemeler ve yeterli aşı temini istiyoruz. Sağlık çalışanları için güvenli ve güvenceli çalışma koşulları, performans sopası olmadan yüksek vergi kesintilerinin yapılmadığı, insanca yaşamaya yetecek, emekliliğe yansıyacak ücret istiyoruz.
"Eylemlerimizi her çarşamba sürdüreceğiz"
Bugün 29 Ocak 2025 Çarşamba. 45 haftadır eylemdeyiz. Eylemlerimizi vergi kesintilerinin yıl içinde sabit kalması ve kesinti oranının en fazla yüzde 15 ile sınırlanması, 'Eziyet Yönetmeliği'nin iptal edilmesi ve taleplerimizin karşılanması, Bolu'nun, Çorlu'nun, İliç'in, Soma'nın hesabının verilmesi ve adaletin sağlanması için her çarşamba sürdüreceğiz"
Kırımlı: Adal e tin her alanda sağlanmasını istiyoruz
Eylemde konuşan İTO Yönetim Kurulu Üyesi Emrah Kırımlı da şunları söyledi:
"İki sebeple vergide adalet diyoruz. Birincisi, hepimizin de bildiği gibi bu ülke adaletsizliğe teslim olmuş durumda. Adaletsizliğe teslim oldukça ekonomik olarak da sorun yaşıyoruz, huzur bulmakta da sorun yaşıyoruz, barışa ulaşmakta da sorun yaşıyoruz, sağlığa ulaşmakta da sorun yaşıyoruz. Ülkede yaşamakta sorun yaşıyoruz. Adaletin her alanda sağlanmasını istiyoruz.
Bizden toplanan aşırı vergiler bizim için harcansın istiyoruz. 30 yıla yaklaştı, ne Cerrahpaşa'da ne Çapa'da, bir çivi çakılması için canımızı dişimize takıyoruz. Ama, bizden toplanan vergilerin nerelere gittiğini biliyoruz. Adaletsizlik olduğu için nefes alamıyoruz bu memlekette. Nefes alamadığımız için, vergilerimiz düzgün harcanmadığı için bir hafta önce Kartalkaya'da da yanarak insanlar öldüler. Biliyoruz ki, bizden toplanan vergiler, o şirketlerin teşviklerine vergi aflarına gidiyor. Biz buna karşı vergide adalet istiyoruz."