'Sabahları Marihuana Kokusuyla Uyanıyorduk'

Nijerya’da 6 Nisan’da polis kıyafetli ve Kalaşnikoflu kişilerce kaçırılan ve fidye ödendikten sonra serbest bırakılan mühendis Murat Orhan ile İlker İzci, dün sabah saat 07.30’da Lagos’tan İstanbul’a gelişlerinde güllerle karşılandılar. Murat Orhan, kendilerini kaçıranların cahil insanlar olduğunu, hatta Dünya Bankası’nı aramalarını istediklerini söyledi.

NİJERYA’da kaçırılan ve fidye ödendikten sonra serbest bırakılan iki mühendis dün Türkiye’ye döndü. Mühendislerden İlker İzci ve ailesi Atatürk Havalimanı çıkışı Hisarüstü’nde bir çay bahçesinde Boğaz’ı izleyerek çay içti. Anne ve babası tarafından karşılanan Murat Orhan ise Bahçelievler’deki evine geldiğinde, "Ölüm korkusunu daima hissettirdiler. Evimize dönemeyeceğimizi düşündük, fakat şükür ki evdeyiz. Nijerya’ya üç aylığına çalışmaya gitmiştim. Çalışmak için yeniden gidebilirim ama kaçırıldığım bölgeye asla adım atmam" dedi. Mer-Pa İletişim Sistemleri Genel Müdürü Tuncer Şahin ise bütün ısrarlara rağmen ne kadar fidye ödendiğini açıklamadı. Murat Orhan, nasıl kaçırıldıklarını ve neler yaşadıklarını şöyle anlattı:

"İlker’le 6 Nisan’da işten çıktık. Saat 17.00 sıralarıydı. Şirkete ait otomobille eve gidiyorduk. Eve, yaklaşık 600 metre kala, polis kıyafetli ve Kalaşnikoflu kişiler önümüzü kesti. İlker, otomobili hemen geri vitese taktı. Adamlar silahlı olduğu için şirket şoförü hareketsiz kaldı. İlker, ’Murat kaçırılıyoruz panik yapma’ dedi. Kaçırıldıktan dört gün sonra fidyeciler, Nijerya istihbaratıyla temasa geçti. İngilizce konuşuyorlardı. Sanırım çetenin elebaşı tutukluymuş. Onun serbest bırakılmasını, aksi takdirde bizi öldüreceklerini söylediler. Galiba bu istekleri karşılanmayınca 5 milyar Naira (yaklaşık 38 milyon dolar) gibi para istediklerini duydum. Sabahları fidyecilerin içtiği marihuananın kokusuyla uyanıyorduk. Bataklık olduğu için her yerimizi böcekler ısırdı. Fidye ödendikten sonra ormanlık alanda Mer-Pa İletişim Hizmetlerine ait Nijeryalı işçiye teslim edildik. Serbest bırakılınca Büyükelçi Hakan Okçal ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül bizi aradı. Abdullah Gül, ’Büyük geçmiş olsun, bundan sonra bir daha oralarda kendinize dikkat edin’ dedi."