Rusya ve Çin'in Kore Yarımadası Üzerine Görüşmeleri
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko'nun Pekin'deki temasları sırasında, Kuzey Kore'nin Ukrayna cephesine asker gönderme iddialarının da gündeme geldiği bildirildi. Rudenko ve Çinli yetkililer, artan gerilimler ve Kuzey ile Güney Kore arasındaki durum hakkında görüş alışverişinde bulundu.
Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, Moskova'nın Kuzey Kore'den Ukrayna cephesine asker sevk etmeye hazırlandığı iddialarının gündemde olduğu bir dönemde Pekin'de temaslarda bulundu.
Çin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada Rudenko'nun, Dışişleri Bakanı Vang Yi ile yaptığı görüşmede tarafların iki ülke arasındaki yakın bağları teyit ettiği belirtildi.
Açıklamada, Rudenko ile Vang'ın "Ukrayna krizi konusunda görüş alışıverişinde bulunduğu" kaydedilirken, bu konuda herhangi başka detaya yer verilmedi.
Rudenko, Pekin'deki temaslarında ayrıca Çin'in Kore Yarımadası İşleri Özel Temsilcisi Liu Şiaoming ile görüştü. Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, görüşmede, tarafların, Kuzey ile Güney arasında artan gerilimden endişe duyduğu ifade edildi.
ABD ve müttefiklerinin bölgedeki askeri konuşlanmasını artırmasının sürtüşmelerin sebebi olduğunun savunulduğu açıklamada, Washington ve müttefiklerine "büyük ölçekli silahlı çatışma risklerini giderme" çağrısı yapıldı.
Açıklamada, Rudenko ve Liu'nun, "Kore Yarımadası'nda adil ve bölünmez bir güvenlik sisteminin oluşturulması için yakın eşgüdümü sürdürme konusunda mutabık kaldığı" aktarıldı.
Kuzey Kore'nin Ukrayna'ya asker göndereceği iddiaları
Görüşmenin ABD, Ukrayna ve Güney Kore'nin Kuzey Kore'nin Ukrayna Savaşı'nda Rusya'ya destek olarak 10 binden fazla askerini gönderdiği veya göndermeye hazırlandığına dair iddiaların gündemde olduğu bir sırada yapılması dikkati çekti.
Washington, Kiev ve Seul, Kuzey Kore askerlerinin Ukrayna'ya gönderilmesinin hem Kore Yarımadası'nda gerilimi yükselteceği hem de Ukrayna Savaşı'nın cephenin genişletilmesi anlamına geleceği uyarısını yapıyor.
Uluslararası medyada çıkan haberlerde 1500 Kuzey Kore askerinin Rus gemileriyle Vladivostok'a nakledildiği ve Ukrayna savaşında konuşlandırılmak üzere hazırlandıkları iddia edilmişti.
Haberlerde, Kuzey Kore'nin toplamda, özel kuvvetler de dahil olmak üzere Rusya'ya destek için yaklaşık 12 bin asker göndermeye karar verdiği ileri sürülüyor.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, haziranda Kuzey Kore'ye resmi ziyarette bulunmuş, taraflar arasında "kapsamlı stratejik ortaklık anlaşması" imzalanmıştı.
Pekin yönetimi, söz konusu iddialara ilişkin sessizliğini korurken, Çin sözcüleri bu konudaki sorulara Çin'in Ukrayna krizine dair tutumunun değişmediğini ifade ederek yanıt veriyor.
Çin'in Rusya ile ilişkileri ve Ukrayna krizindeki tutumu
Çin'in ABD ile jeostratejik rekabetin ve gerilimlerin arttığı bir dönemde başlayan Rusya-Ukrayna Savaşı, Pekin yönetimini "ortak düşman" algısıyla benzer meydan okumalarla karşı karşıya olan Moskova ile yakınlaştırmıştı.
Çin ve Rus liderlerinin, savaşın başlamasında hemen önce, 4 Şubat 2022'de Putin'in Pekin Kış Olimpiyatları için Çin'e yaptığı ziyaretteki görüşmede, "iki ülke arasındaki dostluğun limitinin olmadığına" vurgu yapan ortak açıklaması, Pekin yönetiminin kısa süre sonra başlayacak savaştan haberdar olduğu ve örtülü onay verdiğinin işareti diye yorumlanmıştı.
Çin, her ne kadar Rusya'ya, savaş nedeniyle uygulanan uluslararası yaptırımlara katılmasa da ABD ve Avrupa ile ekonomik ilişkilerine zarar vermemek için yaptırımların çerçevesine büyük ölçüde uymuştu.
Öte yandan Pekin, yaptırımların Avrupa ile Rusya arasındaki alışverişleri kısıtlamasıyla yön değiştiren ticaretten de kazanç sağlamış, savaşın ardından iki ülke arasındaki ticaret hacminin, başta enerji alanında arttığı gözlenmişti.
ABD ve Avrupa, Rusya'ya savaşta silah desteği sağlamaması yönünde Çin'i uyarırken Pekin, doğrudan silah satışı yapmasa da Moskova ile ortak askeri tatbikatlar dahil askeri işbirliğini sürdürmüştü.
Askeri ve sivil ikili sahip ürünleri tedarik ederek Rusya'nın savunma sanayi temelini destekledikleri gerekçesiyle bazı Çinli şirketler, ABD ve Avrupa Birliği tarafından yaptırım listesine alınmıştı.