Haberler
Putin, açık açık tehdit etti: Sabrımız bir gün mutlaka tükenecek

Putin, ilk kez bu kadar açık tehdit etti! Sözleri yaklaşan savaşın habercisi

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma! Muhalifler adım adım ilerliyor

Türkiye'nin yanı başında şiddetli çatışma

Kırıkkale'de yere çöp atanlar güvenlik kameralarından tespit ediliyor

Bir ilde daha başladı! Caddede, sokakta kamera ile takip ediliyorlar

İstanbul'da sahte içkiden 2 kişi hayatını kaybetti

İstanbul'da kabus yeniden hortladı: 2 kişi öldü, sayının artmasından korkuluyor

Rusya'nın önleyici savaşı mı?

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Bekir İlhan, Rusya-Ukrayna arasındaki gerginliği AA Analiz Masası için değerlendirdi.

Bekir İlhan, Rusya- Ukrayna arasındaki gerginliği AA Analiz Masası için değerlendirdi.

***

Ukrayna krizi söz konusu olunca Rusya'nın Ukrayna'yı neden işgal edebileceği sorusu önem kazanıyor. Konuyla ilgili Putin'in hırsları, Rusya'daki güvenlik bürokrasisinin çıkarları ve çeşitli jeopolitik faktörleri içeren değerlendirmeler mevcut.[1] Bu tarz açıklamalar, krizin farklı boyutlarını aydınlatmakla beraber Rusya'nın işgal başlatma motivasyonuna dair bütünlükçü bir yaklaşım sunmuyor. Krize müdahil aktörlerin Ukrayna'daki statükoya dair davranış ve beklentileri ancak dinamik bir model içinde değerlendirildiğinde Rusya için stratejik gerekçe ortaya çıkıyor. Bu anlamda, Rusya Ukrayna'yı işgal edecekse bu, statükonun kendi aleyhine değişmesi ihtimaline karşı bir önleyici savaş (preventive war) mantığından hareketle olacaktır.

Rusya'nın stratejik gerekçesi: Önleyici savaş

Önleyici savaşlar, devletlerin statükoya dair hesaplamalarından kaynaklanır. Ancak burada önemli husus, statükonun gelecekteki durumuna ilişkin hesaplara bağlı olarak ilgili devletlerin yeni statükodan tatmin olup olmayacağıdır. Tarihte birçok örneği olsa da "önleyici savaş" kavramı ABD'nin Irak'ı işgali sırasında akıllara kazındı. ABD, Saddam yönetiminin kitle imha silahı edinmesini beklemeden Irak'ı işgalini önleyici savaş kavramıyla gerekçelendirmişti. Bu mantığa göre iş işten geçtikten sonra harekete geçmenin maliyeti bugün harekete geçmenin maliyetinden daha yüksek olacaktı. Rusya'nın Ukrayna'yı olası işgali de önleyici savaş çerçevesinde değerlendirildiğinde hem Rusya'nın motivasyonu hem de çatışmanın kapsamı ve zamanlaması hakkında daha bütünlükçü bir tablo ortaya çıkacaktır.

Anlaşmazlığın temelinde tarafların Ukrayna'daki statükonun değişmesine atfettikleri stratejik değerin farklı olması yatıyor. Rusya, Ukrayna'nın ileride Batı kurumlarına dahil edilmemesi konusunda ABD'den yazılı taahhütler istiyor. Ancak medyaya yansıyan haberlere göre ABD buna yanaşmıyor. Bu da Rusya açısından bugün olmasa da belirsiz bir gelecekte, belki de Rusya'nın daha dezavantajlı bir pozisyonda olduğu bir anda, Ukrayna'nın Batı kurumlarına dahil olabileceği ihtimalini hep canlı tutuyor.

Ukrayna meselesi aslında Batı'dan ziyade Rusya'nın sorunu. Yani Ukrayna'nın stratejik değeri Rusya açısından daha yüksek. Bu stratejik değer de tarafların Ukrayna'yı kaybettiklerinde karşılaşacakları maliyetin büyüklüğüne göre ölçülür. Ukrayna'yı kaybetmenin maliyeti Rusya açısından daha fazla. Bu nedenle Rusya'nın harekete geçmesi için daha çok sebep bulunuyor. Batı da Rusya'nın istediği garantileri vermekten kaçınarak, Ukrayna'nın durumunu belirsiz bırakıyor. Rusya'yı önleyici bir müdahale için harekete geçirecek faktör de bu belirsizlikten kaynaklanacaktır.

Ertelenmiş bir savaşın maliyeti

Önleyici savaşlar genellikle güç dengesi değişmeye başladığı zaman taraflardan birinin çok geç olmadan saldırıya geçmesiyle çıkar. Burada savaşa kapı aralayan birbiriyle bağlantılı başlıca iki sorundan bahsedilebilir. Birincisi, tarafların askeri kapasiteleri hakkında yeterince bilgi sahibi olmamaları ve askeri güçlerini olduğundan fazla veya az gösterme isteğidir. İkinci neden ise taraflar bugün statüko konusunda anlaşmış olsa bile güç dengesi değiştiğinde statükoya bağlı kalıp kalmayacaklarının garantisinin olmamasıdır. Bu iki durum uluslararası ilişkiler literatüründe "enformasyon" ve "taahhüt" problemleri olarak bilinir.[3]

Enformasyon problemi açısından bakıldığında, Rusya ile Ukrayna'nın karşılıklı askeri güçleri hakkında bilgi sahibi olmadığı söylenemez. Rusya'nın askeri kapasitesi ile Ukrayna'nın askeri kapasitesi arasındaki fark ortada. İlgili diğer aktörler de bu güç farkını biliyor. Bu noktada enformasyon probleminin tersten işlediği söylenebilir. Yani Rusya'nın Ukrayna'nın görece çok zayıf olmasını bilmesi kolay bir askeri zafer algısı ürettiği için savaşa bir teşvik yaratıyor.

Ancak Rusya açısından sorun Ukrayna'nın gelecekte aradaki güç boşluğunu kapatma ihtimali değil. Zaten Ukrayna'nın orta ve uzun vadede böyle bir şey yapması mümkün görünmüyor. Ancak Ukrayna Batı'dan ciddi anlamda askeri destek alıp da askeri kapasitesini artırabilir. Bu kapı her zaman Batı tarafından açık tutuluyor. Bu durumda Ukrayna askeri olarak Rusya'ya yetişemese de olası bir savaşın sonucu bugünkünden daha az kesin olacak. Çünkü özellikle zaman zaman gündeme gelen Ukrayna'ya savunmacı silahları kapsayan askeri yardımlar yapılırsa Rus ordusunun Ukrayna'yı kontrol etme maliyeti yükselecektir. Bu maliyet yükseldikçe Rusya için askeri zafer ihtimali düşecektir. Bu durumda da Rusya için ertelenmiş bir savaşın riski ve maliyeti bugünkünden daha yüksek olacaktır.

Taahhüt problemi açısından bakıldığında ise zaten ne Batı ne de Ukrayna şu an bile Rusya'nın istediği garantileri veriyor. Sonuç olarak, bugün fırsat kapısı Rusya lehine açıkken üstlenilecek maliyetle gelecekte Ukrayna'nın silahlandırılması ve hatta NATO'ya dahil edilmesi durumundaki olası büyük bir savaş maliyeti arasındaki fark Rusya'nın stratejik gerekçesi olarak ön plana çıkıyor.

Ufak çaplı operasyon mu işgal mi?

???????Savaşın maliyetinin yanı sıra Rusya açısından beklenen "ödül" askeri operasyonun kapsamını belirleyecektir. Rusya bir savaş başlatarak hem bölgesel hem de küresel düzlemde büyük bir risk alacağından bu riske değecek bir amaç uğruna çatışmayı başlatmak isteyecektir. Bu durumda Rusya için ideal senaryo Ukrayna'da rejim değişikliği yapılıp Rus yanlısı bir hükümetin kurulmasıdır.

Diğer taraftan ABD Başkanı Biden, Rusya'nın ufak çaplı bir müdahalede (minor incursion) bulunma ihtimalinden bahsetmişti. Bu bir gaftan ziyade Rusya'ya Ukrayna'da ne yapacağının sınırı çizmek olarak da görülebilir. Fakat Rusya bu kadar tırmandırılmış bir krizde ve hali hazırda maliyet üstlendiği bir noktada sınırlı bir operasyonu tercih etmeyebilir.

Bu açıdan bakıldığında eğer ABD perde arkasında ciddi bir tehditte bulunmadıysa ufak çaplı müdahale ihtimali giderek azalıyor. Çünkü Rusya savaşa girecekse ufak bir zarar vermek için bu kadar riskli bir işe girişmeyi tercih etmeyecektir.

Ayrıca Rusya'nın Ukrayna sınırlarındaki askeri konuşlanmasına bakılırsa sınırlı bir operasyon için olması gerekenden fazla bir askeri yığınak yaptığı görülüyor. Çoğunlukla hava gücünün kullanılarak Ukrayna'nın sadece belli askeri ve sanayi tesislerini vurmaktan ziyade kara operasyonuna da uygun bir yığınak yapılmış durumda.[4]

Küresel düzlem: ABD faktörü

Rusya'nın çatışmayı başlatma zamanlamasını belirleyen bir diğer faktör; ABD uluslararası arenaya sert bir geri dönüş yapmadan statükoyu kendi lehine olabildiğince değiştirme çabası olarak görülebilir.

Biden, seçimi kazandığında "ABD geri döndü" sloganını kullansa da ABD henüz uluslararası siyasette beklendiği kadar hızlı ve etkili bir geri dönüş yapmadı. Diğer taraftan Biden'ın başkanlığının henüz birinci yılını doldurduğu ve Kovid-19 salgınının da etkisiyle iç sorunlarla uğraştığı düşünülebilir. Sonuç olarak uluslararası siyasette daha aktif ve risk alan bir ABD yönetimi gelmeden Ukrayna'da bir oldubitti yaratmak Rusya açısından makul görünüyor. Rusya'nın Kırım'ı ABD'nin kendi içine çekileceğinin sinyalini veren Obama başkanken ilhak ettiği unutulmamalı.

Rusya'nın Trump döneminde böyle bir işe kalkışmamasının sebebinin de Trump'ın öngörülemezliği olduğu söylenebilir. Öngörülemezlik bu gibi durumlarda karşı taraf için caydırıcı olabiliyor. İç politikada Rus yanlısı olmakla suçlanan Trump bu iddiaları tersine çıkarmak için Rusya'ya yönelik daha sert bir yaklaşım benimseyip krizin kontrolden çıkmasına neden olabilirdi.

Sonuç olarak, Rusya'nın maliyetli bir savaşa tercih edebileceği bir anlaşma zemini her zaman var olmakla beraber Ukrayna'nın gelecekte Batı ittifakına dahil edilmemesinin garantisi bunun en büyük şartı olarak ortaya çıkıyor. Ancak bu garanti bugün verilse bile Ukrayna'nın askeri olarak güçlendirilmemesi de Rusya'nın statüko hesaplarını etkileyecektir. Aksi takdirde Rusya bir askeri operasyona başlarsa bunu önleyici savaş mantığıyla yapacaktır.

***

[Bekir İlhan, University of Cincinnati School of Public and International Affairs'te siyaset bilimi doktora adayıdır]

[1] https://www.washingtonpost.com/politics/2022/01/16/why-would-putin-invade-ukraine/

[2] https://www.aa.com.tr/tr/analiz/ukrayna-krizi-baglaminda-rusya-bati-iliskileri/2458444

[3] https://www.cambridge.org/core/journals/international-organization/article/abs/rationalist-explanations-for-war/E3B716A4034C11ECF8CE8732BC2F80DD

[4] https://www.aa.com.tr/en/asia-pacific/tensions-build-from-russia-ukraine-military-preparations/2487078

Kaynak: AA / Güncel
title