Rusya'nın Kırım'ı İlhakı
Rusya'nın iki yıl önce ilhak ettiği Kırım'da Kırım Tatarlarına yönelik zulmün son dönemde artış gösterdiği bildirildi.
Rusya'nın iki yıl önce ilhak ettiği Kırım'da Kırım Tatarlarına yönelik zulmün son dönemde artış gösterdiği bildirildi.
ABD Dışişleri Bakanlığına bağlı "ShareAmerica" paylaşım platformunda yayımlanan Paula Thomson imzalı makalede, Rus yetkililerin son birkaç ayda çok sayıda Tatar köyüne baskın düzenlediğine dikkati çekildi.
Makalede, Rus yetkililerin baskınlar sırasında en az 13 kişiyi gözaltına aldığı belirtildi.
Aralarında ülkenin önde gelen insan hakları savunucularından Emir Hüseyin Kuku'nun da bulunduğu dört kişinin sözde terörizm suçlamasıyla hala gözaltında tutulduğu ifade edildi.
Rusya'nın,10 bin Kırım Tatarını Kırım'dan kaçmak zorunda bıraktığına işaret edilen makalede, sorgulama, şiddet, gelişigüzel gözaltına alma, ev ve camilerine baskınlar düzenleme gibi ihlaller yapıldığı kaydedildi.
ABD'nin Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) nezdindeki Büyükelçisi Daniel Baer, konuyla ilgili değerlendirmesinde, Kırım Tatar Milli Meclisi'nin (KTMM) Rusya'nın Kırım'ı ilhakına ve Tatarlara yönelik baskısına itiraz etmekten başka hiçbir suçu olmadığını belirtti.
Rusya'nın Kırım'a atadığı Savcı Natalya Poklonskaya'nın Kırım Tatar Milli Kurultayı'nın üst yürütme organı olan KTMM'nin kapatılması istemiyle 15 Şubat'ta açılan davayı kınadığını vurgulayan Baer, "Rusya'nın Tatar halkına uyguladığı baskı yeni bir seviyeye ulaştı" ifadesini kullandı. Baer, hapishanedeki Tatarlara yönelik suçlamaların düşürülmesi ve serbest bırakılmaları çağrısı yaptı.
Poklonskaya'nın KTMM'nin faaliyetlerinin yasaklanması ve aşırı örgüt kapsamına alınması için yaptığı başvuru üzerine Kırım Yüksek Mahkemesi'nde dava açılmış, 3 Mart'ta yapılan ilk duruşma, kanıtların incelenmesi için 10 Mart'a ertelenmişti.
Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu'nda 4 Şubat'ta kabul edilen kararda, Rusya'nın Kırım'ı tek taraflı, yasa dışı olarak ilhak ettiği belirtilerek "işgalci güç" olarak nitelenen Rusya'dan Kırım'daki sivil halkın güvenliğinin korunması konusundaki sorumluluklarını yerine getirmesi istenmişti.
Kırım'da son dönemde ifade özgürlüğü ile gösteri ve toplanma özgürlüğüne yönelik kısıtlamaların eleştirildiği kararda, "Rusya Federasyonu ve de facto Kırım yönetimi yetkililerinin, 2014 yılı Şubat ayından bu yana bölgede kayıp kişilerin akıbeti ile polis ve milislerin sivil halka yönelik işkence ve insan hakları ihlallerini tarafsız ve şeffaf bir şekilde araştırmaları" talep edilmişti.
Avrupa Birliği, Ukrayna ve Kırım krizinden sonra Rusya'ya ekonomik yaptırım uygulamaya başlamıştı.