Rusya?dan Bir Adım Daha Moskova?da İstanbul Temalı Fotoğraf Sergisi Açıldı
Dha DIŞ HABER- Rusya'dan bir adım daha Moskova'da İstanbul temalı fotoğraf sergisi açıldıSiyamend KaçmazMoskova,17 Eylül, (DHA)- Türkiye ile Rusya arasında ki ilişkilerin yeniden düzelmesi için atılan adımlara bir yenisi daha eklendi ve Moskova'da Rusya Meclisi Duma'nın Başkanı Sergey Narışkin'in açılışına katıldığı İstanbul temalı fotoğraf sergisi açıldı.
Dha DIŞ HABER- Rusya'dan bir adım daha Moskova'da İstanbul temalı fotoğraf sergisi açıldı
Siyamend Kaçmaz Moskova,17 Eylül, (DHA)- Türkiye ile Rusya arasında ki ilişkilerin yeniden düzelmesi için atılan adımlara bir yenisi daha eklendi ve Moskova'da Rusya Meclisi Duma'nın Başkanı Sergey Narışkin'in açılışına katıldığı İstanbul temalı fotoğraf sergisi açıldı.
Rusya'nın başkenti Moskova'da, Pavel ve Anastasiya Horoşilovıye tarafından toplanan 19. yüzyıl Türkiye fotoğraflarından oluşturulan ve 'İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı" adlı sergiye Rusya Duma Başkanı Sergey Narışkin'in yanı sıra Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksey Yuryeviç Meşkov, ve Rusya Federasyonu Uluslararası Kültür İşbirliği Özel Temsilcisi Mihail Yefimoviç Şvıdkoy katılarak fotoğrafları inceledi.
Moskova Kültür Departmanı ve Moskova hükümeti tarafından sunulan sergiyi gezen ve fotoğraflar hakkında tek tek bilgi alan Duma Başkanı Sergey Narışkin, şu açıklamayı yaptı
'Tarihi ve kültür mirası eşsizdir. Hepimiz iyi biliyoruz ki, Rusya ile Türkiye'yi asırlara dayanan; turizm, ekonomi ve kültür alışverişi sayesinde sürekli gelişen gelenekler birbirine bağlıyor. Tabi ki, tüm ortak tarihimizin tüm sayfaları hem uzak geçmişte hem de kısa süre öncesi dahil olmak üzere bulutsuz değil. Fakat iki ülkenin halklarının her şeyi koruyarak ve geliştirerek engelleri birlikte aşmaktan başka şansı yok. Bu anlamda kültür mirasına büyük görev düşüyor.
Serginin ismi Türk yazarın İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı sözlerinden geliyor. Serginin ismi ve içeriği arasında uyum olmadığını söyleyebilirsiniz. Resimlere bakarken nasıl gözlerimizi kapatabiliriz. Fakat sanat birçok anlamda çatışmalara dayanmaktadır, cevap vermekten çok soru sorar? Bu serginin sanatçıları geçmişi duyarak bugün hakkında düşünmemizi sağlıyorlar. Sadece bugünü de değil, geleceğimizi de.?
'Rusları bu denli çeken başka bir şehir yok'
Genellikle adını Türkiye ile ilgili açıklamalardan duyduğumuz Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Aleksey Yuryeviç Meşkov da Rusları bu kadar çeken başka bir şehri düşünmenin zor olduğunu belirterek, 'Hepimiz bu şehre gitmek istedik, çünkü bu şehir bizim kültürümüzü de yansıtıyor. Bu yüzden biz şehirde inşa edilen mükemmel yapıları koruyan Türk tarafına minnettarız. Gelecekte de bu şekilde devam etmesini ümit ediyoruz. Bu şehrin bizi her zaman çektiğini söylerken, her şeyden önce konsolosluklarda görev yapan kendi diplomatlarımızdan bahsediyorum. Bugün tüm Moskova Ayvazovski ile ilgileniyor. Ayvazovski de İstanbul ile ilgileniyordu ve bu mükemmel şehir ile ilgili birçok çalışma yaptı. Evet, gerçekten bugün resimlerine baktığımız dönem bizim ilişkilerimiz açısından o kadar da kolay değildi. Bu bizim ilişkilerimiz için yeni olayların yaşandığı dönemdi. Geçmişteki pürüzlere rağmen Rusya ve Türkiye'nin ilişkilerinin iyi olacağından ve olumlu bir şekilde gelişeceğinden eminim' dedi.
'Kültür ve sanat, Türkiye ile Rusya'yı yakınlaştıran araçlardır'
Sergiye katılan Türkiye'nin Moskova Büyükelçisi Ümit Yardım ise, İstanbul'un Türkiye için en anlam ifade eden şehirlerden bir tanesi olduğunu ve Türk insanın bu şehir için şarkılar söyleyip, şiirler yazdığını söyledi. Böyle bir dönemde Moskova'da İstanbul konulu bir serginin açılmış olmasından dolayı emeği geçenlere teşekkür eden Yardım, ' Çünkü bu tür etkinlikler özellikle kültür sanat alanındaki etkinlikler Türkiye ve Rusya'yı çok daha yakınlaştıran araçların başında gelmektedir' dedi.
'Türkiye ile ilişkilerin tekrar düzelmesinin yansıması'
Rusya Federasyonu Uluslararası Kültür İşbirliği Özel Temsilcisi Mihail Yefimoviç Şvıdkoy ise yaptığı açıklamada, serginin sadece Türkiye ile ilişkilerin tekrar düzelmesini yansıtması dışında Rusya'nın da tarihini yansıttığını belirterek şu açıklamayı yaptı
'Rus koleksiyoncunun 19 yüzyılın ortasının resimlerine ilgisi bizim halklarımızın birbirlerine nasıl baktıklarını gösteriyor. Bu çok önemli. Ülkenin tarihi halkların tarihidir. Bu her zaman birbirlerine duyulan ilgidir. Bugün bunun gündemde olduğunu düşünüyorum. Fakat geçmişten bahsetmek gerekirse, bu fotoğraf güvenilirliğe bakış açısındaki değişiklikleri yansıtıyor. Onlar kendi zamanları için yeni doğruluk kriterleri açtılar. Bu harika, mükemmel bir şehrin doğru bir görüntüsüdür. Bugün biz bu fotoğraflara zamanla belki de bu resimleri çekenler için tahmin edilemeyecek yeni anlamlar kazanan sanat eserleri olarak bakıyoruz. Bugün gerçekleşen olayın Rus-Türk bağlarının olayı olduğunu söylemek istiyorum. Sayın Büyükelçi ile birlikte birkaç ay önce, bu koleksiyonu Moskova'da sergilemeyi hayal etmiştik. Bugün bu gerçek oldu. Bazı basit şeyler bugün, 150-170 yıl sonra yeni anlamlar kazanıyorlar. Bu yüzden her şeyi koruyun, eski ceketleri, düğmeleri, kostümleri...'
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Moskova Kültür Departmanı ve Moskova hükümeti tarafından sunulan sergi, 17 Eylül-16 Ekim 2016 tarihleri arasında Ostozhenka Sokağı'nda bulunan Art Muzey'de sanatseverler ile buluşacak. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı isimli serginin temelini 19. yüzyılın ikinci yarısında İstanbul'un resimleri oluşturuyor. Serginin merkezinde 1872 yılında Pascal Sébah'ın İstanbul panoraması yer alıyor.
Sergiye ev sahipliği yapan müzenin ziyaretçilere dağıttığı bilgi notunda Türk Fotoğrafı'nın tarihi ile ilgili de bazı detaylar yer aldı. Bilgi notuna göre; Türk Fotoğraf tarihi 1843 yılında Joseph'Philibert Girault de Prangey'in İstanbul'un panoramasını hazırlamasıyla başladı. Fotoğrafçıların en sevdikleri yerler camiler, Rumelihisarı, Yedikule, Galata Kulesi ve deniz manzaraları oldu.
1851-1854 yıllarında İstanbul'da James Robertson çalıştı. Daha sonra 1850'li yıllardan 1880'li yıllara kadar İstanbul'un en önemli fotoğrafçısı Pascal Sébah oldu. Aynı dönemde İsveçli Guillaume Berggren, Sebah'a rakip oldu. 1886 yılında Sebah'ın ölümünün ardından onun işlerine oğlu devam etti. 1870'li yıllarda, fotoğrafçılık İstanbul'un sınırlarının dışına çıktı ve İzmir'de de bir stüdyo açıldı.