Referandum ve Deaş Sonrası Türkmenler" Paneli

Kerkük Vakfı Başkanı Erşat Hürmüzlü, "2003'ten önce Kerkük'te bir Araplaştırma projesi vardı. 2003'ten sonra da Kürtleştirme projesi başladı. Bunlar neden oldu? Çünkü Kerkük, Irak petrolünün yüzde 40'ına sahiptir. Arap ve Kürtler için Kerkük petroldür ama Türkmenler için vatandır." dedi.

Irak Türkmenleri Derneği Bursa Temsilciliği tarafından "Referandum ve DEAŞ Sonrası Türkmenler" başlıklı panel düzenlendi.

Hürmüzlü, burada yaptığı konuşmada, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Mesut Barzani'yi gayrimeşru referandum konusunda başta Türkiye olmak üzere herkesin uyardığını söyledi.

Söz konusu referandumla Barzani'nin aslında milli liderliğini ilan etmeye çalıştığını anlatan Hürmüzlü, şöyle devam etti:

"Bir Kürdistan kurmak istedi ama sonradan anladık ki iş Kürdistan değil bir 'Barzanistan' olayı. Malumunuz her zaman dikta rejimlerinin öne attığı birtakım uydurma ve yapmacık olaylar vardır. 25 Eylül'deki referandumda Kürt milletinin yüzde 92'sinin özgürlüğe, bağımsızlığa 'evet' dediği söylendi fakat referanduma yüzde 52'lik bir katılım oldu. Yani yüzde 45, yani yüzde 50'yi bile geçmeyen bir kamuoyu. Barzani'yi, başta Türkiye Cumhuriyeti olmak üzere herkes uyardı. Bu doğru olmayan şeyin 'yolda kalacağı, devam etmeyeceği' söylendi. Görüldüğü gibi devam etmedi."

Hürmüzlü, "2003'ten önce Kerkük'te bir Araplaştırma projesi vardı. 2003'ten sonra da Kürtleştirme projesi başladı. Bunlar neden oldu? Çünkü Kerkük, Irak petrolünün yüzde 40'na sahip. Kerkük'teki petrol rezervleri dünya standartlarında en yüksek ve en iyi olan petroldür. Arap ve Kürtler için Kerkük petroldür ama Türkmenler için vatandır." ifadesini kullandı.

"Türkiye'nin gölgesi yeter"

Irak Türkmenleri Derneği Başkanı Mehmet Tütüncü de 2003'te ABD işgaliyle Irak'ta yeni bir yapılanmaya gidildiğini ve Türkmenlerin denklemin dışına itildiğini söyledi.

Tütüncü, "Türkiye gücünü bölgede hissettirmeye başladı. Arap medyasını yakından takip edenler bilir. 'Türkiye sadece tehdit ediyor, başka birşey yapmıyor.' diyorlardı. Fırat Kalkanı Harekatı'ndan sonra Türkiye'yi tekrar sahada görmeye başladılar ve Türkiye'nin her adımının hesabını yapmaya başladılar. Irak'taki Türkmenler olarak kendimizi orada Türkiye'nin bir sigortası olarak görüyoruz. Ana vatanımız Türkiye'yi de bir garantör devlet olarak görüyoruz. Kararlı ve güçlü bir Türkiye'nin sadece gölgesi bile oradaki medeniyeti korumaya yeter." dedi.