Ramazanda Diyetisyen Hizmeti
İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Dr. Abdullah Emre Güner, vatandaşların ramazanda ücretsiz danışmanlık için tüm ilçelerdeki Toplum Sağlığı Merkezlerinde 59 diyetisyenle verilen poliklinik hizmetinden yararlanabileceklerini bildirdi.
İstanbul Halk Sağlığı Müdürü Dr. Abdullah Emre Güner "Halk Sağlığı Müdürlüğü olarak hastalık daha oluşmadan önüne geçmeyi, sağlığı korumayı amaçlayan "birinci basamak" dediğimiz sağlık hizmetlerini veriyoruz. Hatalı beslenmenin pek çok hastalığa neden olabileceği bilinciyle, halkımıza sağlıklı beslenme kültürünü kazandırmak için gayretle çalışıyoruz. Ramazan ayına girdiğimiz bu günlerde ise özellikle kronik hastalığı olan vatandaşlarımıza mutlaka bir uzmandan destek alıp ona göre beslenmesini öneriyoruz. Ücretsiz danışmanlık için tüm ilçelerimizdeki Toplum Sağlığı Merkezlerimizde 59 diyetisyenimizle verdiğimiz poliklinik hizmetimizden faydalanabileceğinizi hatırlatmaktan mutluluk duyuyorum ve bu vesileyle tüm halkımızın Ramazan ayının sağlıklı geçmesini temenni ediyorum." dedi.
Toplum Sağlığı Merkezlerinin adres ve telefon bilgisine internet sitesinden (http://www.istanbulhalksagligi.gov.tr/kurumsal/kuruluslar/toplum-sagligi-merkezleri) ulaşılabileceğini belirtti.
Ayrıca; İstanbul Halk Sağlığı Müdürlüğü bünyesindeki Obezite, Diyabet ve Metabolik Hastalıklar Şubesi Diyetisyenlerimiz halkımıza Ramazanda beslenme önerilerini şu şekilde sıraladı:
Ramazan ayında sahur ve iftar arasında uzun bir zaman diliminin olması bu iki öğünde yapılacak besin seçiminin önemini artırmaktadır. İftarda seçilecek besinler genel beslenme önerilerinde olduğu gibi aşırı yağlı baharatlı yiyeceklerden, şerbetli tatlılardan oluşmamalıdır. Bağırsak hareketlerinin düzenliliği için posa açısından zengin beslenilmelidir. 1 adet hurma veya zeytin ile iftara başlanıp, devamında 1 kase çorba içilmelidir. Sonrasında 10-15 dk. ara verip ani kan şekeri yükselmesinin önüne geçilebilir. Ana yemek tercihi posa ve vitamin açısından zengin olan sebze grubundan yapılırsa; vücudun ihtiyacı olan sıvı, vitamin, mineral dengesi sağlanacak; hazımsızlık gibi mide problemleri yaşanmayacaktır. Pişirme yöntemi olarak kızartma tercih edilmemelidir. İhtiyacımız olan proteini sağlamak için ızgara, haşlama ya da fırınlama yöntemi ile pişirilmiş yağsız kırmızı veya beyaz et tercih edilmeli, porsiyonu kişiye göre değişmekle birlikte 3-4 köfte kadarı aşmamalıdır. Besin çeşitliliğinin sağlanabilmesi açısından iftar sofrasında mevsim yeşillikleri ile hazırlanmış salata ve yoğurt bulundurulmalıdır. Yemeklere tuz ilavesi yapılırken dikkatli olunmalı, sofrada tuzluk bulundurulmamalıdır. Börek, pirinç pilavı, makarna gibi kan şekerini hızlı yükselten besinler mümkün olduğunca tercih edilmemelidir. Bunun yerine özellikle B grubu vitaminlerden zengin bulgur pilavı 3-4 yemek kaşığını aşmamak kaydıyla tüketilebilir. Her zaman önerdiğimiz şekilde vitamin ve posa acısından zengin olan esmer ekmekler seçilmeli ve 2-3 ince dilim aşılmamalıdır.
Sahur ise kahvaltı gibi yapılmalı, uzun süre tokluk sağlaması nedeniyle yumurta mutlaka bulunmalıdır. Yüksek tuz içeriğinden dolayı zeytin tercih edilmemeli; yerine ceviz, fındık, badem gibi kavrulmamış yağlı tohumlar tüketilmelidir. Peynir seçiminde ise az tuzlu olmasına dikkat edilmelidir. Domates, salatalık ve yeşillik bol bol tüketilmelidir. 2-3 dilim esmer ekmek bu öğünle birlikte tüketilmelidir. İftar ile sahur arasındaki süre çok kısa olduğu için 1-2 porsiyon meyve tüketmek unutulmamalıdır.
Ramazan ayında uzun suren açlığın yanında uzun suren susuzluk da önemli bir konudur. Vücudun su dengesinin sağlanabilmesi için bir anda yüksek miktarlarda sıvı tüketmek yerine; öğün sırasında 1-2 bardak, sonrasında 1'er saat aralıklarla 1 bardak tüketilen su, vücudun tolerasyonu (dengesinin korunması) açısından daha faydalıdır. İftarda orucun su ile açılması midede hazımsızlık, gaz gibi sorunlara sebep olabilir. Onun yerine su içeren ve vücut ısısına daha yakın olan çorba ile başlamak daha doğru bir tercih olacaktır. Su içeriği yüksek olan taze meyvelerin tüketimi de faydalı olmakla birlikte, şekersiz hazırlanmış komposto da tercih edilebilir. Her besinde olduğu gibi meyve tüketiminde de porsiyon kontrolü sağlanmalı günlük 2-3 porsiyonu aşmamalıdır. Çay kahve gibi diüretik yani vücuttan su atılımını artıran içeceklerin tüketimi kısıtlanmalıdır..
Ramazan ayında açlık ve susuzluktan dolayı hareketler kısıtlanır, kişiler fiziksel olarak günlük yaşama göre daha inaktif(hareketsiz) hale gelirler. Bu durum kilo artışına sebep olabilir. İftardan sonra ani yükselen kan şekeri sağlık açısından birçok risk oluşturur. Bu durumda kişiler hareketsiz kalmamalı, mutlaka yaşına, yaşam tarzına, sağlık durumuna uygun bir fiziksel aktivite seçilmelidir. Orta tempoda yapılacak yürüyüş kan şekerini dengeli bir şekilde istenilen seviyeye getirir, uzun sureli açlıktan dolayı yavaşlayan metabolizmayı hızlandırır, kilo artışına engel olur. Yapılan fiziksel aktivite çeşidine göre sıvı tüketimi de dengelenmelidir. Terlemeyle artacak su kaybının önüne geçilmeli, fiziksel aktivite sırasında su tüketilmelidir. Yaklaşık 45dk-1 saat sürecek fiziksel aktivite sonrası protein ağırlıklı bir ara öğün (tarçınlı süt veya yoğurt gibi) hem rahat bir uyku sağlar hem de sıvı regulasyonuna katkıda bulunur.