"Prostat Kanserinde Erken Teşhis Başarılı Sonuçlar Ortaya Koyuyor"
Op. Dr. Yasin Kapucu, idrar yakınmalarıyla birlikte; kanserin ilerlemesiyle cinsel fonksiyon bozukluklarının yanı sıra; kabızlık ve kalça ağrısı gibi problemlere de neden olabilen prostat kanserinde erken teşhisin önemine vurgu yaptı.
Tüm dünya genelinde olduğu gibi ülkemizde de erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık rastlanan kanser türü olarak gösterilen prostat kanseri, ilerleyen yaşlardaki erkeklerin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkilerken, uzmanlar da bu önemli konuyla ilgili farkındalık oluşturacak paylaşımlarını sürdürüyor.
Prostat kanserinin, özellikle 50'li yaşlardan sonra sıklıkla görülebildiğini kaydeden Op. Dr. Yasin Kapucu; "Öncelikle prostatın bir organ olduğu ve erkekte de meninin sıvı kısmını oluşturması gibi önemli bir görevi olduğunu bilmek gerekiyor. Prostat bezinin salgılamış olduğu bu sıvı, spermlerin canlı kalması ve dölleme yetenekleri açısından son derece önem taşımaktadır. İnsan vücudundaki diğer tüm organların olduğu gibi prostat bezinin de çeşitli hastalıkları ortaya çıkabiliyor. İdrar problemleri, cinsel fonksiyon bozuklukları, ağrı ve sızılar oluşabilmektedir. Ailesinde daha önce prostat kanseri görülmüş olan kişilerin bu noktada çok daha fazla dikkatli olması gerekiyor" dedi.
Düzenli Kontrol Önem Taşıyor
Prostat kanserinin sinsi şekilde ilerleyen bir hastalık türü olduğunun altını çizen Dr. Kapucu; "Özellikle orta yaşlardan sonra düzenli kontrol yaptırılması gerekmektedir. Önlenebilir bir hastalık olmayan prostat kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor. Bu sayede hastalığın ilerlemesinin önüne geçilebilir. Yılda bir kez yaptırılacak olan kontroller, kişinin ilerleyen yaşları açısından faydalı sonuçlar ortaya koyacaktır. Eğer kişinin ailesinde daha önceden prostat kanseri vakasına rastlanmışsa, bu tip durumlarda da 6 ayda bir kontrol yaptırılmasını öneriyoruz. Şu unutulmamalıdır ki basit gibi gözüken bu işlem, bir nevi hayat kurtarıcı role sahiptir" şeklinde konuştu.
Beslenme Şekline Özen Gösterilmeli
Beslenme şeklinin prostat ile direkt olarak bağlantısı olmasa bile antioksidan yönünden zengin olan gıdaların, kanserden korunma konusunda önemli veriler ortaya koyduğunu vurgulayan Dr. Kapucu," Portakal, çilek, kiraz, greyfurt, kavun, karpuz erik ve üzüm gibi meyveler ile kırmızı dolmalık biber, ıspanak, lahana ve havuç gibi gıdalar tüketilmeli. Domates içerisindeki 'likopen', prostat hastalıklarına karşı koruyucu role sahip. Tam tahıl kepeği de prostat tümörünün büyümesini engellemektedir. Çinko yönünden zengin olan kabuklu deniz hayvanları, süt, fındık ve baklagillerin yanı sıra; keten tohumu, ceviz ve kanola yağı gibi bitkisel yağlar da prostatı koruyor ve vitaminlerin işlenmesine yardımcı oluyor" ifadelerini kullandı.