Prof. Dr. Turan'dan PKK'yla İlgili Çarpıcı Tespitler
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, "Bu günkü PKK olayıyla 100 yıl öncesindeki Ermeni meselesi arasında bağlantılar var. Ama tümüyle benzerdir demek doğru değil. Ayrıcalıkları da var" dedi.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, "Bu günkü PKK olayıyla 100 yıl öncesindeki Ermeni meselesi arasında bağlantılar var. Ama tümüyle benzerdir demek doğru değil. Ayrıcalıkları da var" dedi.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Manisa Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Prof. Dr. Ümit Doğanay Arınç Kültür ve Kongre Merkezinde Türk Tarihinde Cumhuriyet Zamanı konulu bir konferans verdi. Konferansa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Çelebi, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Refik Turan, Türkiye'nin hanedanlıktan cumhuriyet sistemine geçiş sürecini anlattı. Konferansın sonunda Turan'a, Rektör Çelebi tarafından plaket takdim edildi. Konferansın çıkışında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Turan, Türkiye'nin Suriye politikaları ve Suriye meselesiyle ilgili bir soruya şöyle yanıt verdi: "Suriye çeşitli yönleriyle Türkiye'nin kendisine bağımlı addettiği bir ülke. Tabi devletten söz etmiyorum artık. Maalesef bir devlet teşkilatından söz etmek şu an için mümkün değil. Çeşitli yönleriyle dünyanın savaş alanına dönüşmüş. Büyük devletlerin orada güç gösterisi yaptığı bir alan haline gelmiş konumda. Burada üzücü olan nokta Suriye halkının içine düştüğü felaket ve ızdıraplı hal. Buna üzülmemek mümkün değil. Bu halk yapısıyla bizim kültürel, tarihi bağlarımız var. Ama bundan çok daha önemlisi 'Türkiye, Suriye'de ne için var? Neden yakından ilgileniyor?' sözü bana göre tartışılmasına bile gerek yok. Bana göre hayati bir konumdadır Suriye. Her şeyden önce bir güvenlik meselesidir. Orada Suriye'deki bu açık hal. Savaş hali. İç savaş hali. Ne derseniz deyin. Devam ettiği sürece Türkiye ağır ameliyat tehdidinde olan bir ülke devlet demektir. Bu da dayanılır bir nokta değil."
"TÜRKİYE SAVAŞA ÇEKİLMEK İSTENDİ"
Suriye meselesiyle ilgili Türkiye'nin kendisini savaşa sokmadan kendi güvenliğini korumaya yönelik bir politika izlediğinin altını çizen Turan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye mümkün olan derecede savaşa sokmadan ama kendi güvenliğini de koruma altına alarak müteyakkız bir halde çok ağır bir hata yapmadı. Ben bunu tarihe bakarak söylüyorum. Olabildiği kadar götürmeye çalışıyor. Çeşitli zamanlarda bunu uluslararası ilişki uzmanları da söyledi. Orada savaşa çekilmek istendi. Bu büyük çapta bir tuzaktı. Türkiye o tuzak hallerine düşmedi. Ama kendi hukukunu geleceğini korumak için çeşitli alternatifler, dış politika aksiyonları da gerçekleştirebiliyor. Belki bu her zaman ideal olmayabiliyor ama olduğu kadarıyla Türkiye ayakta kalarak yoluna devam ediyor."
"PKK TERÖR ÖRGÜTÜ BOYUTUNU AŞMIŞTIR"
Terör örgütü PKK'yla ilgili çarpıcı tespitlerde bulunan Turan, PKK'nın bir terör örgütü olarak tarihe mal olacağını belirterek şunları söyledi: "Ancak 'PKK bir kere terör örgütüdür' denir. Bana göre terör örgütü boyutunu aşmıştır. Burada terörü bir kenara atalım demiyorum. Terörün üstüne bazı Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik bazı cürümler, taktikler, tuzaklar koyarak ve çok boyutlu olarak saldırı vaziyetine geçmiş bir örgüt olduğunu belirtmek istiyorum. Normal bir terör örgütünün çok ötesinde."
PKK'nın maalesef sosyal destek boyutu olduğunu anlatan Turan, sözlerine şöyle devam etti: "Bunun boyutunu bilmiyoruz. Devlet güvenlik görevlilerimiz o konuda araştırma yapanlar daha iyi ifade edeceklerdir. Ama bir sosyal desteği muhakkaktır. Ama PKK bu sosyal desteğe bağlı olarak hareket etmiyor tamamen küresel sistem dahilinde pek çok ülkenin kendisine verdiği avantajlar dolayısıyla ayakta kalıyor ve yoluna devam ediyor. Bunu söylemek için askeri bir uzman ya da terörle ilgili yetişmiş bir araştırmacı olmaya gerek yok. Bunun böyle olduğu zaten dünya gündeminde yer aldığı artık bütün açıklığıyla ortada. Dünyanın ne kadar büyük gücü varsa maalesef ve maalesef olmaması gerektiği için söylüyorum PKK yanında zımnen ya da doğrudan yer alabiliyor. En hafifinden PKK'nın bu gün kullandığı çok etkili silahlar var. Bu silahların nereden geldiği, kimlerin elinden verildiği, kimler tarafından eğitildiği düşünüldüğünde bu husus çok açık ve berrak bir şekilde ortaya çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda kendisini göstermiştir. Bir psikolojik üstünlük de söz konusudur."
"100 YIL ÖNCEKİ ERMENİ MESELESİYLE BAĞLANTILARI VAR"
PKK terör örgütüne benzer tarihte başka örgütlerinde olduğunu belirten Turan, şunları söyledi:
"Ermenilerle 100 yıl önce yaşanan hadisede benzerlikler var. Terör eylemleriyle, tuzak metotlarıyla, katliamlarla benzerlikler var. Tarihe mal olmuş bir Ermeni meselemiz var. Bu günkü PKK olayıyla da zaman zaman tarihteki 100 yıl öncesindeki Ermeni meselesi arasında bağlantılar var. Ama tümüyle benzerdir demek doğru değil. Ayrıcalıkları var. O, 20'nci yüzyılın başında bir olaydı. Şimdi yaşadığımız 20'nci yüzyılın sonunda başlayıp 21'nci yüzyılda devam eden kendince bir hadise olarak devam ediyor. Dünya tarihinin en büyük cürüm örgütü. Daha büyük bir cürüm örgütü oldu mu incelemek lazım. Takriben 30 yılı aşkın cürüm işliyor. Öyle bir noktaya geldi ki Türkiye Cumhuriyeti Devletinin devam ettiği bir dünyada PKK'nın devam etmesi diye bir şey düşünülemez. İş o noktaya geldi."
BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DEĞERLENDİRDİ
Turan, "Kamuoyunda sürekli tartışılan ve henüz açıklığa kavuşmayan Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesiyle ilgili" bir soruya şöyle yanıt verdi: "Önemli bir olay. Belki büyük bir tartışma konusu ama cumhuriyet sistemi dışında bir tartışma değil. Cumhuriyet sınırları içerisinde kalan bir tartışmadır başkanlık sistemi. Dünyanın büyük devletlerinin önemli bir kısmı başkanlık ya da yarı başkanlıktır. Bu konuda esas husus kamuoyunun ikna edilmesi veya ikna edilmemesidir. İkna edilirse Cumhuriyet yine devam edecektir. Cumhuriyet sistemi dışında değil. Mesele kamuoyunun ikna edilmesindedir. Bana göre iş doğal bir seyrinde. Aykırı bir durum yok." - MANİSA