Prof. Dr. Öğün Nurettin Topçu'yu Anlattı
Büyükşehir ve TDED Kocaeli Şubesi birbirinden değerli isimleri Kocaelililerle buluşturmaya devam ediyor.
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Kocaeli Şubesi birbirinden değerli isimleri vatandaşlarla buluşturmaya devam ediyor. Geçtiğimiz hafta da siyaset bilimci Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün TDED Kocaeli Şubesi'nin konuğu oldu. İlgi gören söyleşide Prof. Dr. Öğün düşünce dünyamızın kilometre taşlarından Nurettin Topçu'yu anlattı.
SÖYLEŞİYE YOĞUN İLGİ
Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Kocaeli Şubesi'nin Sanat Edebiyat ve Kültür Akademisi'nde gerçekleşen söyleşiyi çok sayıda edebiyatseverin yanı sıra Strateji Geliştirme Daire Başkanı Dr. Bayram Çolakoğlu, Kültür Sanat ve Konservatuvar Şube Müdürü Dr. Kenan Göçer, Eğitim Şube Müdürü Osman Gür ve Dr. Ali Vasfi Kurt izledi.
EN ÖNEMLİ MELESESİ İNSAN
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, söyleşisine Nurettin Topçu ile ilgili çalışmalarını anlatarak başladı. Topçu'nun ilk ve en önemli meselesinin insan olduğunu ifade eden Prof. Öğün, çalışmaları sırasında Topçu'nun hayatına dair ayrıntılarını öğrendikçe şaşkınlığının arttığını kaydetti. Prof. Öğün konuşmasında, Topçu'nun sadece Türk sağ düşüncesinin değil Türk düşüncesinin bir öğesi olduğuna ve bu düşünce yapısı içinde seçkin bir yer edindiğine vurgu yaptı.
GÖKALP VE KISAKÜREK'LE AYRI DÜŞTÜĞÜ NOKTALAR
Topçu'nun Ziya Gökalp ve Necip Fazıl Kısakürek ile ayrı düştüğü yanları olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Öğün, "Ziya Gökalp Avrupa'nın medeniyetini alıp kültürünü dışarıda bırakalım derken Nurettin Topçu, bunu vahim bir hata olarak gördü. Necip Fazıl Kısakürek'in ideal Türkiye tanımı olan fabrika bacaları ve cami minarelerinin yan yana olması iddiası da yine Topçu'nun karşı çıktığı düşünceler arasında yer aldı. Topçu, bu düşünceye 'fabrika bacalarının yanındaki camide okunan ezandan hayır gelmez' yorumuyla karşılık verdi" dedi.
MİLLET VE TOPRAK
Söyleşide Nurettin Topçu'nun Anadolu'nun toprağa dayalı saltanatının tarih olduğu, millet olmak için toprağa dayanılması gerektiği yönündeki düşüncelerine de yer verildi. Prof. Dr. Öğün bu çerçevede Topçu'nun şu görüşlerini aktardı: "Zanaatkâr toprağa dayalı rençper bir hayat tarzını öngörür. Derhal sanayileşmeye son verilmesi, nüfusun şehirden toprağa kaydırılması için gerekli politikanın izlenmesi, taşrada toprakla bağı olan yerleşim yerlerinde küçük atölyecilik üzerinden yeni ekonomi geliştirilmesi, eğer becerilemezse yaşanacak hayatın İslami olamayacağı üzerinde diretir. Sosyalist düşüncenin desteklediği sanayi toplumu değil, toprağa bağlı bir medeniyet idealini anlatır. Topçu'ya göre olması gereken sosyalizm Anadolu sosyalizmidir. Bunu İslami sosyalizmi, milli sosyalizm olarak da tanımlamıştır"
TÜRKLÜK VE İSLAM BİRARADA
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, Nurettin Topçu'nun İslami hayat tarzını ideal olarak benimsediğini de kaydederek, Topçu için Türklük ve İslam'ın her zaman bir arada olduğunu belirtti. Topçu'nun bu görüşleri içinde İslami hayat tarzının bir ruhu olduğunu kaydettiğini belirten Prof. Dr. Öğün, "Bu görüşü nedeniyle ruhçu tahliller ileri sürüyor şeklinde eleştirilmiştir. O ruhçuluğun yaşanacağı zemini mesele etmişti. Milliyetçi olduğu için bunları söylememiş bunları söylediği için milliyetçi olmuştu" şeklinde konuştu.
SAYGI DUYULMASI GEREKEN BİR DÜŞÜNÜR
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün, fikri tutarlılığını hiçbir zaman kaybetmeyen, beğenilsin ya da beğenilmesin her şartta büyük saygıyı hak ettiğini düşündüğü Nurettin Topçu'nun anısı ve düşüncelerinin önünde saygıyla eğildiğini söyleyerek sözlerini tamamladı.