Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma ve Anlama Programı
Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, geçen yıl hayatını kaybeden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın, milli ve manevi değerlere bağlı, inançlarından taviz vermeyen, dinin özünü yaşamaya çalışan aynı zamanda evrensel değerlere saygılı, canlı bir kütüphane, güçlü bir kültür hazinesi olduğunu söyledi.
Eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, geçen yıl hayatını kaybeden Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ın, milli ve manevi değerlere bağlı, inançlarından taviz vermeyen, dinin özünü yaşamaya çalışan aynı zamanda evrensel değerlere saygılı, canlı bir kütüphane, güçlü bir kültür hazinesi olduğunu söyledi.
İstanbul Üniversitesi ve İstanbul İktisatçılar Derneğince, üniversitenin rektörlük binasında, "Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş'ı Anma ve Anlama Programı" düzenlendi. Program Prof. Dr. Yalçıntaş'ın hayatını anlatan kısa filmin gösterimiyle başladı.
Program kapsamında düzenlenen birinci oturumda konuşan Coşkun, Prof. Dr. Yalçıntaş'ın milli ve manevi değerlere bağlı, inançlarından taviz vermeyen, dinin özünü yaşamaya çalışan, aynı zamanda evrensel değerlere saygılı, canlı bir kütüphane, güçlü bir kültür hazinesi olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Yalçıntaş'ın, yılmadan, yorulmadan çok güzel örnek hizmetler verdiğini anlatan Coşkun, yüce İslam dinini örnek bir kişilikle yaşarken, aynı zamanda Türk dünyası davasının da yılmayan önderlerinden olduğunu vurguladı.
Siyasetin ve ekonominin dar boğazda olduğu önemli bir dönemde AK Parti İstanbul milletvekilleri olarak TBMM'de yüce millete hizmet etme şerefini birlikte yaşadıklarını aktaran Coşkun, Prof. Dr. Yalçıntaş'ın, ülke menfaatlerini her türlü kişisel menfaatlerinin dışında tutarak, verdiği örnek çalışmalara yakından şahit olduğunu dile getirdi.
Prof. Dr. Yalçıntaş'ın, kritik dönemlerde her zaman denge unsuru bir bilge kişi olduğunu anlatan Coşkun, konuşmasına şöyle devam etti:
"Hocamız inandığı yolda taviz vermeden, kimseyi de gereksiz yere incitmeden, fikirlerini açıkça söyleyebilen bir ilim adamı, her şeyden evvel bir gönül adamıydı. O ciddi devlet ve ilim adamlığı yanında, ölçülü ve seviyeli şakalarımıza hoşgörüyle yaklaşır ve cevap verirdi. İÜ İktisat Fakültesinde, hocaların hocası, yeri doldurulamayacak bir ilim adamı olarak, binlerce öğrenci yetiştirmiş, onlarca kitap, yüzlerce makale yazmış, sayısız konferans, televizyon programlarında inandığı doğruları anlatmış, toplumun aydınlanmasına, bilinçlenmesine, kalkınmasına büyük hizmetler vermiştir. Yakın çevresinde bulunan bizler, ondan çok şeyler öğrendik. Ama en unutulmayanı, hoşgörü ve sevgi göstermeyi, sabretmeyi, ön yargısız davranmayı, kısaca insanca davranmayı öğrendik."
Prof. Dr. Yalçıntaş'ın siyasetteki girişimlerine de değinen Coşkun, "Hocamız, özellikle yönetim konusunda da siyasi hayatta da istişareye önem verirdi. Özellikle birçok prensipleri arasında 3T prensibine uyar, her konuda tedbirli olmayı, temkinli olmayı, teenni ile hareket etmeyi tavsiye ederdi." dedi.
"Terör olaylarının, anarşik olaylardan farklı değerlendirilmesini söylerdi"
Yalçıntaş'ın Büyük Ortadoğu Projesi konusundaki görüşünü de anlatan Coşkun, şunları kaydetti:
"Büyük Ortadoğu Projesi'nin tuzaklarla dolu olduğuna ve çok akıllı politikalar izlememiz gerektiğine inanıyordu. Demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve özgürlükler vadeden Arap Baharı'nın, bölgede iç savaşlara, parçalanmalara zemin hazırlayacağını hem yazarak hem de toplantılarda haykırarak bizleri, siyasetçileri uyardı. Terör olaylarının, anarşik olaylardan farklı değerlendirilmesini söylerdi. Bizdeki terör hareketinin, bazı güç odaklarıyla ülkemizi bölmeyi amaçladığını, sağcı-solcu, Alevi-Sünni, Kürt-Türk, laik-İslamcı çatışmalarıyla ülkeyi iç savaşa sürükleyip kendi hedefledikleri, sosyal, iktisadi, kültürel, etnik kökenli ikinci bir İsrail olacak devlet kurmak olduğunu söylüyordu.
Avrupa Birliği ilişkilerini çok ciddi bilimsel ve siyasi alanda ele almamız gerektiğini söylerken, batıya karşı güçlenmemizin, Türk birliğini oluşturmamıza, komşularımızla, İslam ülkeleriyle ekonomik ilişkilerimizi güçlendirmemize bağlı olduğuna inanıyordu."
"En önemli özelliklerinden biri, hiç kimseye kızmazdı"
Nevzat Yalçıntaş'ın oğlu Doç. Dr. Murat Yalçıntaş da aile ilişkileri konusunda yaptığı konuşmada, babasının hayatı dolu dolu yaşayan ve ömrünü hizmet etmeye adayan bir kişi olduğunu söyledi.
Babasının, her anı dolu olması nedeniyle ailesiyle çok fazla da zaman geçiremediğini dile getiren Yalçıntaş, "Babam ailesiyle geçirdiği zamanın her zaman çok kaliteli olmasına dikkat etti. Çocuklarıyla geçirdiği her zamanda da bize bir şeyler öğretmeye çalıştı. Kendi kendime baktığım zaman karakterimin, davranışlarımın, hayatımın temel noktalarının hepsinin babamdan bana tevarüs ettiğini görüyorum. Bunun çok büyük bir kısmını da sözle değil, hal ile yaptı." diye konuştu.
Babasının, bir şeyler öğrenebilmesi adına kendisinden yaşça büyüklerle arkadaşlık etmesi tavsiyesinde bulunduğunu anlatan Yalçıntaş, "Her gittiği toplantıya bu nedenle beni de götürürdü. Bu nedenle rahmetli babamın çevresi benim de çevrem oldu. En önemli özelliklerinden biri, hiç kimseye kızmazdı, kimseyle kavga da etmezdi. Annem küçükken bize kızar bağırırdı, hayatım boyunca rahmetli babamın bana bir kez bağırdığını hatırlıyorum." dedi.
Nevzat Yalçıntaş'ın, her olayı sakinlikle karşıladığını ifade eden Murat Yalçıntaş, şunları söyledi:
"Ben bir Avrupalı ile evlendiğimi söylediğim zaman annem kıyameti kopardı evde. Aynı şeyi babama söylediğim zaman kafasını kaldırdı, baktı; 'Oğlum iyi düşündün mü?' dedi. Düşündüm dedim, hiç bir şey söylemedi. Bir de insana, dostluğa, vefaya çok önem verirdi. 'Arkadaşını, dostunu, üç yerde sakın yalnız bırakmayacaksın' derdi. 'Düğününde, cenazesinde, zor gününde mutlaka yanında olacaksın' diye öğütlerdi."
"Türk halklarının milli sorunlarıyla ilgilendi"
Prof. Dr. Ferit Yusupov da Prof. Dr. Yalçıntaş'ın Türk ve İslam dünyası perspektifi üzerine yaptığı konuşmada, Yalçıntaş'ın Rusya'da İsmail Gasparalı'dan sonra en tanınmış insanlardan biri olduğunu, Rusya'da şahsıyla ilgili internet sayfalarının yer aldığını, bu sitelerde "Nevzat Yalçıntaş, Ortadoğu, Türkiye ve Avrasya'nın en bilinen siyasetçilerinden biridir. Yukarıda sayılan ülkelerin iktisadi büyümesinde bilim ve pratik açısından büyük katkıları bulunan büyük bilim adamı" denildiğini söyledi.
Yalçıntaş'ın, Türk halklarının milli sorunlarıyla ilgilenmesi, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra Kırım Tatarları'nın gururu sayılan İsmail Gaspıralı'nın ölüm yıl dönümü dolayısıyla 1991 yılında düzenlenen sempozyumda yaptığı konuşmasında ortaya çıktığını anlatan Yusupov, yıllarca kapalı duran Bahçesaray Camisi'nin minarelerinden Yalçıntaş sayesinde ezan sesinin duyulduğunu, Kırım Tatarları'nın dini faaliyetlerinin yeniden başladığını ifade etti.
"Hayatın her alanında başarılara imza atmış bir kişiliğe sahip"
İstanbul Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Prof. Dr. Yalçıntaş'ın uzun yıllar asistanlığını yapan Prof. Dr. Sedat Murat da Yalçıntaş'ın bilime katkısı hakkında yaptığı konuşmada, "Hocamız, çok çalışkan, gayretli, hayatın her alanında başarılara imza atmış bir kişiliğe sahipti." dedi.
Prof. Dr. Murat, Yalçıntaş'ın çalışmalarını ağırlıklı olarak iktisat üzerine yaptığını, ilk çalışmasının ise Fransızca yayınlanan Türkiye'nin milli gelir meselesi olduğunu, ardından İngiltere'de ücretler konusu alanında önemli bir araştırma tezini yayınladığını söyledi.
Daha sonraki yıllarda Yalçıntaş'ın sosyal siyaset ve Türkiye'nin sosyal yapısı konularına geçiş yaptığını aktaran Prof. Dr. Murat, şöyle konuştu:
"Hocamızın eserlerinin yanı sıra önemli bir yönü de Türk İslam dünyasına yaptığı bilimsel katkılardır. İngilizce ve Fransızca'dan sonra Arapça'yı çok iyi biliyor. İslami ve Kur'ani konulara çok hakim olduğunu biliyorum. Arapçası ile birlikte birçok ayeti okuduğunu biliyorum. Bu, Kur'an üzerinde çok derin çalışmaları olduğunu, gönlünü ve kafasını buna verdiğini gösteriyor."
Yalçıntaş'ın, Türk dünyası ve Ortadoğu ile ilgili önemli eserlerinin de bulunduğunu anlatan Murat, yazdığı eserlerde Ortadoğu'da oynanan oyunlara dikkati çektiğini, Türk dünyasının birliği ve AB ile ilgili çok net tespitlerde bulunduğunu dile getirdi.
İÜ Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak da dünyada en önemli şeyin insan biriktirmek olduğunu dile getirerek, bu salona bakıldığında bunun ziyadesiyle gerçekleştiğini görmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.
İktisat Fakültesinin 350 akademik kadrosu, 12 bin öğrencisi ve 8 bölümüyle Türkiye'nin fikir dünyasını hem iktisat hem de işletme alanında şekillendirmekte önemli bir rol üstlendiğini ifade eden Prof. Dr. Ak, iktisat fakültesinin de güçlü bir insan kaynağı olduğunu belirtti.
Programa Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile eşi Prof. Dr. Sevgi Kurtulmuş, İÜ İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Haluk Alkan, İÜ Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Halil İbrahim Sarıoğlu, İstanbul İktisatçılar Derneği Başkanı Hüseyin Usta da katıldı.