Prof. Dr. Derya Unutmaz'dan koronavirüs açıklaması: Aşının çıkmasını yıl sonundan önce beklemiyorum
ABD'de Jackson Labarotuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Derya Unutmaz, dünyada hızla yayılan ve Türkiye'de de görülen yeni tip koronavirüs salgını ile ilgili yaptığı açıklamada, "Covid-19 için birkaç ay sonra insan denemelerine başlanabilir, aşının çıkmasını yıl sonundan önce beklemiyorum" dedi.
Enfeksiyon hastalıkları ve insan bağışıklık sistemi alanında dünyada söz sahibi isimlerden biri olan ve ABD'de Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak çalışmalarını yürüten Prof. Dr. Derya Unutmaz, "İnanılmaz bilimsel ilerleme var, tedavi ve aşıda çok kısa sürede başarı gösterilecek. HIV/AIDS'e karşı 30-40 yıldır halen aşı geliştiremedik ama Covid-19 için birkaç ay sonra insan denemelerine başlanabilir, aşının çıkmasını yıl sonundan önce beklemiyorum" dedi.
Enfeksiyon hastalıkları, kronik hastalıklar ve yaşlanma sırasındaki hastalıklara karşı bağışıklık tepkileri üzerine çalışmalar yürüten ve özellikle immünoloji (bağışıklık sistemi) konusundaki çığır açan çalışmalarıyla dünyanın sayılı isimlerinden biri olarak gösterilen Türk bilim insanı Prof. Dr. Derya Unutmaz, ABD Connecticut'taki Jackson Laboratuvarı Enstitüsü'nde baş araştırmacı olarak görev yapıyor. Prof. Dr. Unutmaz, Demirören Haber Ajansı'na verdiği röportajda aşı çalışmalarının beş fazda tamamlandığını ve koronavirüste bu çalışmaların şu an üçüncü fazının tamamlanmak üzere olduğunu söyledi.
Bunun bir savaş hali olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, "Bu bir savaş halidir. Tüm halkların ve devletlerin fedakarlık yapması şarttır. Alternatifi ise yüzbinlerce kişinin hastanelere düşmesi, sağlık sisteminin çöküşü ve sayılmayacak kadar hayatın kaybedilmesi demektir. Şu anda gözümüzün önünde canlı olarak bunun örneklerini görüyoruz İtalya, İran, İspanya'da. Amerika'da da başladı bu konu. Kesinlikle bundan kurtulacağız, karamsar olmayalım ama bu bir süreç gerektiriyor ve önümüzdeki haftalar çok çok kritik bu süreçte. Bu noktadan sonra kimse siyasetde yapmasın, bu artık bir insanlık meselesi" diye konuştu.
"ÖLÜM ORANI YÜZDE 1 BİLE OLSA TEHLİKELİ"
Covid-19'un "kuzenleri" MERS ve SARS'a göre çok daha hızlı yayıldığı,Covid-19'un bu bakımdan tüm dünyada kırmızı alarm verdirdiğini belirten Prof. Dr. Unutmaz, "Örneğin SARS'ta tüm dünyadaki toplam vaka sayısı 8 bin civarında oldu. Oysa Covid-19'da sadece dün, 12 bin yeni vaka tespit edildi. Şimdiye dek 170 bine ulaştı teşhisi konulan vaka sayısı, binlerce kişi de öldü. Bu artarak devam edecek, insanlarda bu bakımdan tedirginlik olması çok normal. Ama panik yapılmaması gerekiyor. Kişisel önlemler çok önemli. Ölüm oranı yüzde 1 bile olsa, bu milyonlarca insanın ölümüne sebep verebilir dünya genelinde. Ayrıca on binlerce insanın sağlık kurumlarına gitmesi, sağlık sistemlerinin de çökmesine sebep verir. Bir de bunun ekonomik tarafı var. O daha vahim bir durum" dedi.
"İNSAN DENEMELERİ ÖNÜMÜZDEKİ AYLARDA BAŞLAYABİLİR"
Aşı için halen sona gelinmediğini ama çok az bir zaman kaldığını da vurgulayan Prof. Dr. Unutmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aşı bulunması için birkaç evre gerekiyor. Önce virüsün bağışıklık sistemi tarafından nasıl durdurulduğunu anlamak lazım. Bu da çoğunlukla antikor, yani akıllı bomba da diyebileceğimiz vücudun kendi silahları ya da proteinler sayesinde oluyor. Virüsün hücrelere girmesi bu şekilde engelleniyor. İkinci evrede, bu antikorların virüsün hangi proteinine bağlandığını öğrenmemiz gerek. Virüsün yüzeyindeki, zarfındaki taç gibi duran proteinlere bağlanıyor. Üçüncü evrede bu proteinler hayvanlara aşılanıyor bir formülasyon ile birlikte ve hayvanların bu virüsten korunup korunmadığına bakılıyor. Bu da başarılı olursa dördüncü evrede bu formülün aşı olarak piyasaya çıkabilmesi için önceon binlerce kişi üzerinde denenmesi gerekiyor. Bu da aslında en uzun zaman alan kısım. Aylar sürebiliyor. Beşinci ve son evrede ise aşı üretilip piyasaya çıkıyor. Şu anda koronavirüste gerçekten çok çok hızlı bir şekilde ilerledik ve üçüncü evreye ulaşmış bazı gruplar ve firmalar var Çin'de Avrupa'da ve Amerika'da. İnsan denemeleri önümüzdeki aylarda başlayabilecek. Yıl sonuna kadar da aşının geliştirilmesi mümkün olabilir. Fakat bundan daha erken olabileceğini düşünmüyorum. 40 yıldır AIDS'e karşı hala aşı üretemedik, koronavirüste bunu çok kısa bir sürede başaracağımızdan eminim. İnanılmaz hızlı ilerliyoruz"
"TUZLU SU GARGARASI YALAN, BÖYLE BİR ŞEY YOK"
Virüsün mutasyona uğradığı ve değişik ülkelerde farklı suşları olduğu gibi bilgileri konusunda da açıklama yapan Prof. Dr. Derya Unutmaz, "Virüsler devamlı mutasyona uğrar tabii ki. Fakat bunların hemen hepsi fonksiyonel değişiklikler değildir. Yani bir ülkede virüsün biraz farklı olması daha bulaşıcı ya da daha ölümcül olduğu anlamına gelmez. Şu ana kadar böyle bir veri de yok. Sadece Çin'den bir yayın çıktı ama bu da çok spekülatifti. İleride olmayacak anlamına da gelmez tabii ki. Virüsün hangi mutasyon uğrayacağını şu anda kestirmek çok zor. Bir de sosyal medyada yayılan tuzlu su, ılık su ile gargara yapmak gibi söylentiler yayılıyor. Bunların hiçbirinin bilimsel temeli yok. Bu iddiada bulunanlar büyük bir sorumsuzluk içindeler. Halkı yanlış yönlendirmenin bu salgındaki vebali gerçekten çok büyük olacak. Çünkü bir bulaşıcı hastalık ve bu söylentiyi yayanlar yanlış algılar yarattıkları için bu sorumluluğun altından kalkamayacaklar" ifadelerini kullandı.
'"KARANTİNADAN KAÇANLAR HALK SAĞLIĞINI TEHLİKEYE ATIYOR"
Karantinanın salgın hastalıklarda kişisel opsiyona bırakılamayacak kadar önemli bir uygulama oldupunu anlatan Prof. Dr. Unutmaz, "Karantinadan kaçmaya çalışanlar, halk sağlığını tehlikeye sokarlar. Zannediyorum kanuni zorunluluğu da vardır, cezası olan bir konudur bu. Gerekirse sıkıyönetim ve sokağa çıkma yasağı bile ilan edilebilir. Şu anda İtalya'da olduğu gibi. İzolasyon ise virüs olan kişilerde hastanede tek başına tutulmalarına diyoruz. İzole ediliyorlar ve bu kişiler yakınlarıyla dahi görüştürmezler. Türkiye geçen hafta bu konuda çok önemli ve yerinde kararlar aldı. Okullar tatil edildi, bu çok önemliydi. Fakat daha da ileri gidilmeli, tüm toplu buluşma yerleri, restoranlar, kafeler, eğlence yerleri, konserler, ibadethaneler kapatılmalı. Bunlar şu anda çok aşırı gelebilir insanlara ama öyle bir noktadayız ki her geçen gün daha da artıyor risk" dedi.
"İNGİLTERE'NİN YÖNTEMİNİ HİÇ DOĞRU BULMUYORUM"
Fransa Sağlık Bakanlığı'nın ibuprofen içerikli soğuk algınlığı ilaçlarının hastalığın seyrini kötüleştirdiği yönündeki yayınının da tam olarak doğruyu yansıtmadığını anlatan Prof. Dr. Unutmaz sözlerini şöyle noktaladı: "Bununla ilgili klinik bir bilgi yok. Hatta hastalığın belli evrelerinde bu tip ilaçlar faydalı bile olabiliyor ve kullanılıyor. Bu konuda klinikte deneyimi olan doktor arkadaşların görüşlerine başvurulmalı. Gerçekten inanılmaz bir dezenformasyon ve çarpıtma salgını da var aynı zamanda ve virüsten daha hızlı yayılıyor bunlar. İngiltere'nin sürü bağışıklığı dediğimiz yöntemi uygulamak istemesi yani nüfusun yüzde 60, 70'inin enfekte olup toplum bağışıklığının sağlanacağına düşünerek bu kararı almasını kesinlikle desteklemiyorum. Sorun bu virüsün gribe göre çok daha hızlı yayılması ve ölümcül olması. Bu durumda yüzbinlerce insan ölebilir, bu kesinlikle etik bir durum değil. Bence mantıklı bir yöntem de değil. En doğrusu Çin ve Güney Kore gibi ülkelerin yaptığı gibi, çok test yapılması, ve sıkı karantina metotlarının uygulanması. Bu ülkeler şu anda bu virüsü yok gerçekten kontrol altına aldılar. En ufak bir şüphede test yapılması doğru olur. Kendini düşünüyor olabilirsiniz ama çevrenize ailenizi ve bütün insanlığı düşünmek zorundasınız Bu bakımdan hepimizin çok dikkatli olması gerekiyor"