Prof.Dr. Çetin'den kurban uyarısı: KKKA, hayvan kanından bulaşabilir
Prof.Dr. Çetin'den kurban uyarısı: KKKA, hayvan kanından bulaşabilirSİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr.
Prof.Dr. Çetin'den kurban uyarısı: KKKA, hayvan kanından bulaşabilir
SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi (SCÜ) Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İlhan Çetin, Kurban Bayramı'nda kesilecek olan hayvanlardan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığının bulaşabileceğini belirterek, "Özellikle elinde yara veya da buna benzer kesik olan insanların mümkün olduğu kadar hayvanların kanıyla temas etmemeleri öneriyoruz. Vatandaşları bu konuda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz" dedi. Prof.Dr. Çetin, alınan önlemler ve uyarılar sayesinde son dönemde vaka sayılarında azalma olduğunu belirterek, erken teşhis ve tedavinin önemine dikkat çekti.
Sivas Cumhuriyet Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İlhan Çetin, genellikle kene ısırmasıyla buluşan KKKA hastalığı hakkında Demirören Haber Ajansı'na (DHA) özel açıklamalarda bulundu. KKKA hastalığının nisan sonu ve mayıs, haziran aylarında çok sık görüldüğünü ancak son zamanlarda KKKA hastalığından vaka sayılarında düşme yaşandığını belirten Prof. Dr. Çetin, "Bu sene de bildiğiniz gibi kene vakaları daha erken, geçen yıllara göre 1,5 ay daha erken başladı ve 5-6 kat daha fazla bir hızla artıyordu. Özellikle bizim Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hasta sayımız sadece Sivas'tan değil bölgemizin ve ülkemizin genelinde de bir artış olduğunu biliyoruz. Bu noktada Yozgat, Çorum, Tokat, Amasya, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan ve Erzurum illerini içerisine alan, geniş bir alanda KKKA hastalığını görüyoruz. Başlangıçta özellikle bizim 15 Mart'tan sonra, nisan ayının sonuna kadar vaka sayılarımız bir önceki seneye göre 5-6 kat daha fazlaydı. Ancak bu süreçte gerek medyamızın gerekse diğer sağlık kuruluşlarımızın yapmış olduğu çalışmalar, insanlarımızın bu konuda bilgilendirilmeleri ve farkındalıkların artırılmalarıyla beraber son 15 gündür vaka artış hızımızda çok ciddi mana da bir düşme oldu. Sağlık Bakanlığımız ve Tarım Bakanlığımız da bu konu da çalışmalarını başlattı. Ben Sivas olarak biliyorum, hem belediyemiz Sivas'ın içerisindeki mesire alanlarını ciddi mana da ilaçlanması konusunda hem de özel idaremiz kendine düşen ilaç alma ve dağıtma konusunda bir takım etkinlikler yapmak suretiyle, vaka artış hızımızda bir azalma oldu. Bu konuda ben gerek Belediye Başkanımıza gerekse Valimize konuya hassasiyetle yaklaştıkları için teşekkür etmek istiyorum. Çünkü bizim bölgemiz için bu dönem de Kırım Kongo Kanamalı Ateşi çok tehlikeli boyutlara gelmişti ve son iki haftadır da vaka sayısı artışında bir azalma görmekteyiz" dedi.
'ERKEN TANI VE VÜCUT DİRENCİ ÇOK ÖNEMLİ'
KKKA hastalığında insanların vücut direncinin önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Çetin, "Bu zoonotik hastalık dediğimiz hayvanlardan insana bulaşan bir hastalıktır. Tıpkı Covid-19 gibi. Bizim bu nokta da bu hastalığı alan insanların vücut direnci çok önemli ve değerlidir. Yani kişinin bünyesi, ikinci bir hastalığı olup olmadığı, yaş durumları bu hastalıktan daha doğrusu virüsü aldıktan sonraki hastalığın meydana gelme aşamaları ve onun ağır geçip geçmediği veya ölümle sonuçlanıp sonuçlanmadığını çok önemli derece de etkilemektedir. Bir de bizim bu hastalıklarda erken tanı ve erken tedavi çok önemlidir. Yani şu ana kadar bölgemiz de 9'a yakın vatandaşımız hayatını kaybetti. Gerçekten bunların 7 tanesi çok geç gelen insanlar. Ben vatandaşlarımıza çağrı da bulunmak istiyorum. Eğer herhangi bir kene yapışması hikayesi varsa, kenelerin ısırma hikayesi varsa, kendisi bile keneyi çıkarmış olsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna gidip tahlillerini yaptırması ve bu tahlillerin sonucunda da kendisinin takip edilmesi çok önemli ve değerlidir. Eğer ilk 2 ve 3 gün içerisinde biz yakalarsak bunların iyileşme olanağı da çok yüksek oluyor ama kişilerin vücut direnci de burada çok önemli ve değerli" diye konuştu.
'KENE FARKINDALIĞI VE BİLİNCİ ARTTI'
Vatandaşların keneye karşı bilinçlendiğini aktaran Prof. Dr. Çetin, "Biz kene ısırma ve ardından KKKA vakalarını eylülün ortalarına kadar görebiliyoruz. Ancak bizim en yoğun olarak gördüğümüz dönem mayıs ve haziran aylarıdır. Ardından ağustos ve eylül aylarında vaka sayılarında ciddi bir düşme olur. Biz de bir piramit çizer yani bu sene pik noktasını belki gördüğümüzü düşünebiliriz. Bundan sonra vaka sayılarımız da belli oranda bir düşme olur ama bu tamamen ortadan kalkacak demek değildir. Bu noktada yine kene ısırma vakalarını göreceğiz. Yine KKKA ama eskisi gibi daha çok sayıda göremeyeceğiz diye ümit ediyoruz. Çünkü hem vatandaşımız bu konuda farkındalığı ve bilinci arttı, hem korunma tedbirlerini biz de zaman zaman gözlemliyoruz ve insanlar daha çok dikkat ediyor. Biliyorsunuz keneye karşı en büyük korunma yöntemi özellikle tabiattayken, çimendeyken onun vücuda girmesini engellemektir. Bunun içinde mutlaka açık renk giysilerin giyilmesi, pantolon paçalarının çorabın altına alınması, mümkün olduğu kadar eğer tabiatta bir etkinlik yapıyorsak masa örtülerimizin beyaz olması ki orada bir kene popülasyonu olup olmadığı veya da kenelerin bulunup bulunmadığını ya da insan üzerine gelip gelmediğini test etmek için. Bir de illa da kene ısırması varsa bunu kendi başlarına değil de mutlaka bir sağlık kuruluşunda çıkarttırmaları ve kendilerini kontrol ettirmeleri konusunda çok daha hassas konumda olduğunu görüyoruz. Bütün bunları görmüş olmamız da yani özellikle vaka sayılarının azalışında da bir etkisi olduğunu düşünüyorum" dedi.
'HAYVAN KANINDAN BULAŞIYOR'
Yaklaşan Kurban Bayramı konusuna da dikkat çeken Prof. Dr. Çetin, daha önce hayvan Kurban Bayramı'nda kesilen bir hayvanın kanından temas sonrası insana bulaşan KKKA vakasına rastladıklarını söyledi. Bölgede hayvanların yüzde 6 ile 12'si civarındaki hayvanların KKKA hastalığı geçirdiği tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Çetin, "Geçen yıl kurbanın kanından dolayı hastalanan bir kadın hastamız da olmuştu. KKKA yüzde 90 oranında bir şekilde hayvancılıkla ilgilenen insanlarda gözüküyor. Ama yüzde 10 oranında da hayvanların etiyle, sütüyle veya onların kanıyla, derisiyle işlem yapan insanlarda da görülebiliyor. Ondan dolayı da biz veterinerleri, kasapları ve sağlık çalışanlarında ciddi manada tedbirli olmaları konusunda uyarıyoruz. Ama kurban kesim esnasında da mutlaka insanlara normal sağlam deriden girmez. Ancak elinde bir kesik var, bir yara varsa KKKA'lı bir hayvanın kanıyla temas ettiği zaman hastalanma vakaları bildirilmektedir. Ben insanlarımızı bu yönde de tedbir almaları, özellikle bu bölgeden hayvan alıp kesen insanları da bu nokta da uyarmak istiyorum. Yani Kurban Bayramı'nda KKKA hastalığının, hasta hayvanların kanından insanlarımıza geçmesini de arzu etmiyoruz. Bu noktada mutlaka ellerinde eldivenle çalışmalarını öneriyorum. Özellikle elinde yara veya buna benzer kesik olan insanların mümkün olduğu kadar hayvanların kanıyla temas etmemelerini öneriyoruz ve hem insanlarımızın hem de bölge insanlarımızı bu konuda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.