Prof. Dr. Atasoy, 'Masumiyet Projesi'ni Anlattı
Kırıkkale Üniversitesi İnsan Hakları ve Araştırma Topluluğu'nun daveti üzerine gelen Adli Tıp Enstitüsü eski Başkanı Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, DNA analizlerinden yola çıkan 'Masumiyet Projesi' sayesinde birçok kişinin masumiyetinin ispat edildiğini söyledi.
Kırıkkale Üniversitesi İnsan Hakları ve Araştırma Topluluğu'nun daveti üzerine gelen Adli Tıp Enstitüsü eski Başkanı Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, DNA analizlerinden yola çıkan 'Masumiyet Projesi' sayesinde birçok kişinin masumiyetinin ispat edildiğini söyledi.
Adli Tıp Enstitüsü Başkanlığı görevinde bulunan ve CNN Türk'te Suç ve Delil isimli kriminal programı yapan Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sevil Atasoy, Kırıkkale Üniversitesi İnsan Hakları ve Araştırma Topluluğu'nun daveti üzerine konferans verdi. Mavi Salon'da kitabının da ismi olan 'Kusursuz cinayet yoktur' başlığı altında konferans veren Atasoy, Masumiyet Projesi'nden bahsetti. Masumiyet Projesi'nin ana unsurunun DNA analizleri olduğunu ifade eden Atasoy, "Masumiyet projesinden bahsetmek istiyorum. İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Kurumu'nda başlatmış olduğumuz 1996 yılından bu yana üzerinde çalıştığımız ve daha hala dosyasına göre değişen ekiplerle yıllardır uğraştığımız bir alan. Tabii ki çıkış noktası DNA analizleriydi. DNA analizinin çok eski bir tarihi yok ama ülkemizde ancak 1990'lı yıllarda başladığımız bir analiz tekniği. Bütün yargılama sürecini aslında değiştirmiştir. Bir sihirli değnek gibi düşünün. Daha önce hayal bile edemediğimiz bir takım verilere DNA analizleri sayesinde ulaşabiliyor olduk" dedi.
Türkiye'nin henüz bir DNA veri tabanına sahip olmadığını ifade eden Atasoy, "Birkaç örnek vermek gerekirse; çöp tenekesine atılmış bir kağıt üzerinden DNA elde edebiliyoruz ve bunu kimin buruşturup attığını bulabiliyoruz. Bir otomobil direksiyonunu 30 saniyeden daha uzun tutan birisinin kimliğini bulabiliyoruz. Tabii elinizde bir DNA veri tabanı ya da karşılaştırabilceğiniz şüpheliler varsa. Bunlar elinizde yoksa DNA'nın bir anlamı yok. Türkiye'nin hala bir DNA veri tabanı yoktur. Bunun da en kısa zamanda telafi edilmesi şarttır. Bu noktada çok geri bir kalmış bir durumdayız" diye konuştu.
DNA analizleri sayesinde birçok masum insanın cezaevinden çıkarıldığını belirten Atasoy, "DNA analizleri yapılabildiği andan itibaren dünyanın değişik ülkelerinde 'Ben masumum' diyen bir çok hükümlü bu sayede, eğer biyolojik bir delil hala muhafaza edilmiş ise; yani bir sperm, idrar ya da saç teli örneği gibi bir veri varsa DNA analizleri öncesinde bunlarda teknik incelemeler yapılamamış ise bir kere de DNA analizi ile incelenmesi imkanı tanındı. ve böylelikle bazı insanların aslında haksız yere mahkum oldukları ortaya çıktı" dedi.
Atasoy konuşmasının devamında, "Newyork Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde okuyan iki öğrencinin başlattığı Masumiyet Projesi kapsamında 6 binden fazla dosyaya baktılar. Biyolojik verileri bulmaya çalıştılar. Bunun sayesinde aralarında idama mahkum edilmiş ve 30 yıldır cezaevinde yatan insanların da olduğu 300'ün üzerinde insanı cezaevinden çıkardılar. Şimdi önemli olan onlar artık haksız mahkumiyetlerin sebeplerini biliyor. Bizlerde artık yavaş yavaş biliyor olduk" dedi. Öğrencilerin yoğun ilgi gösterdiği konferans sonrasında Atasoy'a plaket verildi. - Kırıkkale