Prof. Dr. Ahmet Atilla Şentürk Hakkında Takipsizlik
Prof. Dr. Ahmet Atilla Şentürk hakkında, sosyal paylaşım sitesi üzerinden HDP'li milletvekilleriyle ilgili paylaştığı yazıyla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
Prof. Dr. Ahmet Atilla Şentürk hakkında, sosyal paylaşım sitesi üzerinden HDP'li milletvekilleriyle ilgili paylaştığı yazıyla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" iddiasıyla yürütülen soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, HDP İstanbul milletvekilleri Garo Paylan ve Filiz Kerestecioğlu'nun, Şentürk'ün sosyal paylaşım sitesi üzerinden paylaştığı yazıyı şikayet etmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.
Takipsizlik kararında, 10 Ağustos'ta Şentürk'ün, "Bu iş böyle olmaz. Her şehidimize karşılık bir HDP milletvekili indirilmeli" şeklinde paylaşımda bulunduğu ve bunun üzerine hakkında suç duyurusu yapıldığı anımsatıldı.
Kararda, Şentürk'ün 25 Ağustos'ta alınan ifadesinde, "Halen Arel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Söz konusu paylaşımı kendim yaptım. Son günlerde artan terör olayları, tüm halkımız gibi beni de derinden etkilemiştir. Bu nedenle bu paylaşımda bulundum. Yazımda suç teşkil edecek bir şey yoktur. İfadelerime bazı art niyetli kişilerce farklı bir anlam yüklendi. Yazıdaki "...indirilmeli" kelimesi öldürmek gibi bir anlam taşımıyor. Türkçe sözlükteki anlamı, faaliyetinden men etmek, görevden almak, mevkiden düşürmektir. Fikirlerimin arkasındayım. Terör örgütlerine açıkça tavır koymayan kim olursa olsun kamu görevini ifa etmemesi gerekir" dediği aktarıldı.
Takipsizlik kararında, "Yargıtay içtihatları ve öğretide, hakaret suçunun oluşması için failin mağdura onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte belirli ve özel bir fiil isnat etmesi ile isnat edilen fiilin mağdura izafe edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin şeref ve saygınlığına saldırılması gerektiğinin kabul edildiği, söz konusu ileti ile hakaret kastının bulunmadığı, sadece toplumsal olaylara ilişkin bir eleştiri mahiyetinde atılan bir ileti olduğu, bu nedenle hakaret olarak nitelendirilemeyeceği" vurgulandı.
"Tahrik suçu oluşmamıştır"
Şüpheli Şentürk'ün yazdığı ileti sonrasında ortaya çıkan somut bir tehlikenin de söz konusu olmadığı belirtilen takipsizlik kararında, toplum kesimleri arasında oluşmuş bir infial veya herhangi bir taşkınlığın saptanmadığı, kamu güvenliğini bozan herhangi bir somut olgunun da meydana gelmediği ifade edilerek, dolayısıyla "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçunun oluşmadığı kanaatine varıldığı bildirildi.
Takipsizlik kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 8 Temmuz 2009'da verdiği bir kararda, "Düşmanca bir üslupla kaleme alınmış olmakla birlikte halkı şiddete ve silahlı direnişe, ayaklanmaya teşvik olmadığı sürece ifadenin sırf düşmanca üslup taşıdığı gerekçesiyle cezalandırılamayacağı, düşmanca dile getirilen ifadelerin ulaştığı insan kitlesi nazara alındığında toplumun büyük kesimini etkileme imkanı olmadığından ulusal güvenlik ve kamu düzeni bakımından tehlike oluşturmayacağı"nın belirtildiği kaydedildi.
"İndirmek' sözcüğü öldürmek anlamında kullanılmamıştır"
Türk Dil Kurumu'nda "indirmek" kelimesinin karşılığının "yüksek bir yerden daha alçak bir yere almak, aşağı germek" olduğuna işaret edilen kararda, şu ifadelere yer verildi:
"Tüm bu incelemeler doğrultusunda, şüphelinin edebiyat profesörü olduğu ve haliyle sözlükteki anlamı 'yüksek bir yerden daha alçak bir yere almak' olan 'indirmek' sözcüğünü öldürmek anlamında değil, inmesini sağlamak anlamında kullandığı, şüphelinin bu sözcüğün anlamını bilmeyerek değil, bilinçli bir edebiyat akademisyeni olarak kullandığı anlaşılmıştır."
Kararda, bu nedenle Şentürk hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verildiği bildirildi.