Haberler

Polatlı Darbe Girişimi Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 245'i tutuklu 330 sanık hakkında açılan davanın duruşması, sanık savunmalarıyla devam ediyor.

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 245'i tutuklu 330 sanık hakkında açılan davanın duruşması, sanık savunmalarıyla devam ediyor.

Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsünde görülen duruşmaya sanık, sanık yakınları, müştekiler ve tarafların avukatları katılıyor.

Sanıklardan eski Teğmen Abdulcabir Suci, kurs için 58. Topçu Tugayında bulunduğunu, eğitiminin ardından görev kıtasına katılarak emir komuta zinciri içinde yer alacağını kaydetti.

Darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da eski Tugay Komutanı Tuğgeneral Murat Aygün'ün kursiyer teğmenlerle tanışmak için düzenlediği toplantıya katıldığını anlatan Suci, Aygün'ün Suriye'ye düzenlenecek olası operasyon için kendilerine bilgi verdiğini söyledi.

İlerleyen saatlerde gece eğitimine hazırlık yaptıklarını, intikal için eski Hizmet Bölük Komutanı Üsteğmen Mesut Yurtseven'in komutasında hareket etmek üzere görevlendirildiğini belirten Suci, "Yurtseven, terör saldırısına karşı yol güvenlik önlemi almak için görevlendirildiğimizi söyledi. Bunun üzerine biz de hazırlıklarımızı yaparak araçlara bindik." dedi.

"Vatandaşlardan, Ankara'ya gideceğimizi düşünenler vardı"

Polatlı kavşağını geçtikten sonra Kargalı Köprüsü'ne geldiklerinde konvoyun durduğunu, Üsteğmen Yurtseven'i halkla bir şeyler konuşurken gördüğünü anlatan Suci, şöyle devam etti:

"Darbe girişimi olduğunu burada halk bize söyledi. Nereye gideceğimizi, kışlalarımıza geri dönmemiz gerektiğini anlatıyorlardı. Mesut Üsteğmen de halka, 'Bu konuda biz de sizin gibi düşünüyoruz. Bir yanlışın içinde olmayacağız. İzin verin, kışlamıza geri dönelim.' diyordu. Geri dönmek istediğimiz halde Tugay'a gelemedik. Vatandaşlardan, Ankara'ya gideceğimizi düşünenler vardı. Bunun üzerine Mesut Üsteğmen, araç lastiklerinin siboplarına tekme atarak, 'İnanmıyorsanız lastiklerin havasını indirin.' dedi."

Suci, kursiyer teğmen olduğu için kimseye emir verme konumunda olmadığını, bir tuğgeneralin emriyle hareket ettiklerini, kanunsuz bir emri yerine getirmediklerini savunarak, intikal sırasında kimseye ateş etmediğini, teslim olduğu sırada ise zorluk çıkarmadığını sözlerine ekledi.

"Emir verme yetkim yok"

Sanık eski Astsubay Ahmet Yiyen de meslek hayatında 31 yılı geride bıraktığını, bu süre zarfında kanunsuz hiçbir işin içinde olmadığını savundu.

O gün akşam saatlerine kadar eğitim yaptıklarını anlatan Yiyen, bölük komutanının içtima alanında tugay komutanının denetim yapabileceğini, bunun için herkesin hazırlıklı olması konusunda emir verdiğini kaydetti.

Yiyen, eşiyle yaptığı telefon görüşmesinde Ankara'da terör eylemi olduğu bilgisini aldığını belirterek, "Bizim de buna karşı güvenlik önlemi almak için dışarı çıkarıldığımızı düşündüm. Halkla karşı karşıya geldiğimizde en küçük bir karşılık vermedik, onları tahrik etmedik. Mesut Üsteğmen, halkı ikna etmek için her türlü şeyi yaptı. Vatandaşlar da bizim kandırıldığımıza ikna oldu." ifadelerini kullandı.

FETÖ ile bağının olmadığını, şerefiyle mesleğinin gereklerini yerine getirdiğini ileri süren Yiyen, tahliye talebinde bulundu.

Sanık eski Uzman Çavuş Süleyman Keçebaş da Tugay'da ağır araç şoförü olarak görev yaptığını, TSK'daki hiyerarşik sıralamada en alt rütbede bulunduğunu, emir verme yetkisinin olmadığını ifade etti.

Amirlerinin verdiği emirleri uygulamak zorunda olduğunu kaydeden Keçebaş, görev süresi boyunca hiçbir şekilde kanunsuz emir almadığını öne sürdü.

Sanık Keçebaş, terör olaylarına karşı güvenlik önlemi almak için kışladan çıkarıldıklarını, darbe girişiminden habersiz olduğunu, sonraki süreçte ise mağdur edildiğini savundu.

Kendisini bu duruma düşürenlerden şikayetçi olduğunu kaydeden Keçebaş, FETÖ ile bağlantısının bulunmadığını, ByLock gibi yazışma programları kullanmadığını iddia etti.

"Sorgulama yapmam mümkün değil"

58. Topçu Tugayında 2014'ten beri görev yaptığını anlatan sanıklardan eski Uzman Çavuş Mustafa Başol ise darbe girişiminin içinde yer almadığını, milletine ve devletine sadık bir asker olduğunu öne sürdü.

FETÖ gibi terör örgütleriyle hayatının hiçbir evresinde ilişkisinin olmadığını iddia eden Başol, "Şerefimle taşıdığım üniformaya hiçbir zaman gölge düşürmedim. Bana verilen emirleri uygulamak durumunda olan sözleşmeli bir erbaşım. Sorgulama yapmam mümkün değil, esas olan amire mutlak itaattir." diye konuştu.

Sanık Tuğrul Güleç de hakkındaki suçlamaları kabul etmeyerek, "Yüce Türk halkına kurşun sıkacak kadar şerefsiz değilim. Ülkemi, beni ve ailemi bu duruma düşüren FETÖ elebaşı başta olmak üzere bütün hainlerden şikayetçiyim." dedi.

Sanıklardan İsmail Algül, Cüneyt Saygılı, Nuri Atik, Özden Taşova ve Ramazan Aşık da savunma yaptı.

Duruşmaya öğle arası verildi.

Kaynak: AA / Güncel
Tunceli'de kayyum gerginliği! Polis barikatını aşmak istediler

Polisle kalabalık arasında arbede çıktı

Kayyum kararının ardından harekete geçen CHP, 414 belediye başkanını Ankara'ya çağırdı

Kayyum kararının ardından harekete geçtiler! 414 belediye başkanına çağrı

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Kemal Kılıçdaroğlu'ndan kayyum tepkisi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi feci şekilde can verdi

Ünlü kebapçı Bedri Usta'nın kardeşi 20. kattan düşerek can verdi

title