Polatlı Darbe Davasında, "Türksat" Grubu Savunma Yaptı
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 sanık hakkında açılan davanın ikinci gününde 14 sanığın daha savunması alındı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin Ankara'nın Polatlı ilçesindeki 58. Topçu Tugayı ile Topçu ve Füze Okul Komutanlığında görevli 330 sanık hakkında açılan davanın ikinci gününde 14 sanığın daha savunması alındı.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü duruşma salonunda görülen duruşmaya sanık, sanık yakınları ile tarafların avukatları katıldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları ile Başbakanlık ve TBMM avukatları da duruşmada hazır bulundu.
Davanın öğleden sonraki kısmına sanık savunmalarıyla devam edildi.
Sanık Topçu Üsteğmen İbrahim Kızılyer, başka bir birliğin askeri olduğunu, darbe girişiminin olduğu sırada 58. Topçu Tugayında gaye kursu için bulunduğunu söyledi. Eski 58. Topçu Tugay Komutanı Murat Aygün tarafından hazırlanan sözde görev listesine isminin yer aldığını iddianameyi okurken öğrendiğini savunan Aygün, isminin söz konusu listeye sonradan eklenmiş olabileceğini öne sürdü. Eğitim maksadıyla o gece birlikten askeri personel araçlarıyla ayrıldıklarını belirten Kızılyer, daha sonra Türkiye genelinde bir terör saldırısının olacağını, bu nedenle TÜRKSAT'ın güvenliğini sağlamak için kendilerinin görevlendirildiğini öğrendiğini aktardı.
Ankara'ya gitmek için Polatlı'daki birlikten ayrıldıktan bir süre sonra Yassıhöyük köyü civarlarında konvoyun durduğunu belirten Kızılyer, daha sonra sosyal medyada darbe girişimi olduğuna dair haberleri okuduğunu, bunun üzerine Yassıhöyük Jandarma Karakoluna giderek bir yetkiliyle görüşmek istediğini kaydetti.
Kızılyer, "Buradakiler aracılığıyla Hareket Komuta Merkezinde görevli Yüzbaşı Alper ile irtibat sağladım ve durumu izah ettim. O da bana 'Darbe girişimi var, bu işin içinde olmayın silahlarınızı bırakın' dedi. Bunun üzerine ben ve diğer askerler jandarma karakoluna silahlarımızı teslim ederek polisin bizi almasını bekledik." ifadesini kullandı.
"Sıkıyönetim ilan edilmiş beyler"
Sanık Teğmen Osman Uçar da Kara Harp Okulundan yakın bir zaman önce mezun olduğunu, kura çekimi ile gaye kursu için 58. Topçu Tugayında bulunduğunu söyledi.
15 Temmuz akşam saatlerinden tugayda içtima alındığını, bu sırada alandaki askerlerin kendi aralarında "sıkıyönetim ilan edildiğine" ilişkin konuşmalar yaptığını aktaran Uçar, mühimmat ve silah verildikten sonra TÜRKSAT'a gitmek için yola çıktıklarını söyledi.
Kursiyer teğmen olması nedeniyle emir verme yetkisinin olmadığını öne süren Uçar, ihanet içinde olmadığını, kendisine verilen emri yerine getirmek zorunda kaldığını savundu.
Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ, sanık Uçar'a "63'üncü Dönem Topçular" isimli bir WhatsApp grubunda 15 Temmuz gecesi 22.16'da "Sıkıyönetim ilan edilmiş beyler", bunun üzerine 23.26'da bir başka grup üyesinin de "TSK'dan açıklama, yönetime el koyuldu" şeklinde paylaşımlarda bulunulduğunu hatırlatarak, "Nizamiyeden çıkmadan önce darbe girişiminden haberin olduğu anlaşılıyor, grupta biri 'Kızılay'da silahlı askerlerin' olduğunu da yazıyor. Sen teğmensin, bunun muhakemesini yapamadın mı?" diye sordu.
Sanık Uçar'ın eğitim amaçlı nizamiyeden dışarı çıktıklarını düşündüğünü, emir komutada yetkili olmadığını tekrarlamasının üzerine Başkan Özbağ, "Yahu 'kırmızı ışık da olsa geçin, polis olsa da durmayın' diye söylenmiş. Bunu da idrak edemedin mi? Bütün askerler senin gibiyse işimiz var." dedi.
Sanık Astsubay İbrahim Yıldız da izinli olmasına rağmen bölük komutanın kendisini arayarak birliğe gelmesi için emir verdiğini, gittiğinden gece eğitimi olacağını, bunun için hazırlık yapması için emir aldığını öne sürdü.
Daha sonra mühimmat ve silah aldığını, arkadaşlarının kendisine terör saldırısına karşı TÜRKSAT'ı korumak için görevlendirildiklerini söylediğini aktaran Yıldız, şunları kaydetti:
"Temelli'ye geldiğimizde garip şeylerin olduğunu fark edip telefonlardan haberlere baktık. Bu sırada Cumhurbaşkanımız halka çağrı yapıyordu. Arkadaşlarla araçtan indik ve 'Ne olursa olsun, darbenin içinde yer almayacağız. İlk fırsatını bulduğumuzda buradan kaçacağız.' diye sözleştik. Bir zaman sonra konvoyumuz, köy yoluna girdi. Yassıhöyük köyüne geldiğimizde halk bize karşı tepki gösterdi, bunun üzerine tahrik olmamaları için en küçük bir direniş göstermedik. Kaçma girişimimiz olmadı, polis gelince teslim olduk."
"Dolarlar koleksiyon içindi"
Sanık Yıldız, evinde yapılan aramalarda 1'er banknot halinde 4 doların ele geçirildiğini, bu nedenle FETÖ üyeliğiyle suçlandığını belirtti. Dolarlarla eski Alman markı, İsveç kronu ve Güney Kore wonu da aynı aramada bulunduğunu ifade eden Yıldız, "Bu paraları koleksiyon için tutuyordum. Yakalandığımda üzerimde ele geçen 100 bin eski Türk lirası ile Güney Kore parası bunun göstergesidir." diye konuştu.
Benzer beyanları dile getiren sanık avukatı da söz konusu dolarların bir düğün gününde hatıra için alındığını belirterek, "Masraf olur diye köyde 5 dolar yerine 1'er dolar düğünde atılmış. Bu sırada bu paralar oradan hatıra olarak alınmış." açıklamasını yaptı.
Mahkeme Başkanı Özbağ, "Böyle bir köy kültürünün olduğunu bilmiyordum." demesinin üzerine sanık avukatı, Ege bölgesindeki düğünlerde böyle bir geleneğin olduğunu iddia etti.
"Bir şeyler saçmalıyor ama anlayamadım"
Sanık Astsubay Fatih Ezer de Tugay Komutanı Murat Aygün'ün tugayda subaylarla yaptığı toplantıdan sonraki sözde görev listesine isminin rızası olmadan yazıldığını, emir komuta zinciri içinde hareket ettiklerini söyledi.
Ezer, kendilerini darbe girişimi sürecine dahil eden komutanlarından şikayetçi olduğunu ifade etti. Kuvvet Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme (KOKTOD) mevzuatı gereği görev yaptığı birliğin toplumsal olaylara müdahale için yetkilendirildiğini anlatan Ezer, "Bu uygulama çerçevesinde geçmiş dönemlerdeki toplumsal olaylarda olası bir müdahale için hazır olmamız istenmişti. 15 Temmuz gecesi yapılan hazırlığı da bu çerçevede düşündük." diyerek savunmasını tamamladı.
Sanıklardan eski Albay Selçuk Serhat Pesek söz alarak, "O gece nizamiyeden çıkan araçlardaki askerlere benim bir şeyler söylediğimi duydun mu?" sorusunu yönelttiği sanık Ezer, şu cevabı verdi:
" Türksat'a hareket etmek üzere birliğin nizamiyesinden çıkacağımız esnada Serhat Pesek oradaydı. Aracın orta bölümünde oturuyordum, dışarısı gürültülü olduğu için ne söylediğini tam olarak anlayamadım. Bunun üzerine Astsubay Tayfun Başar'a Pesek'in ne söylediğini sordum. O da bana 'Bir şeyler saçmalıyor ama ne söylediğini anlayamadım' şeklinde cevap verdi."
Duruşmada sanıklar, Özgür Ören, Ersin Germiyen, İbrahim Yılmaz Yılmaz, Azmi Gönüllü, Erkan Arı, Mesut Karakurt, Ali Kaya ve Yunus Emre Baz da savunmalarını yaptı.
Duruşmanın yarınki celsesine sanık savunmalarıyla devam edilecek.