Plajlarda Zorlu Mesai
İstanbul'da yaşayan vatandaşlar başta olmak üzere son yıllarda Türkiye'nin farklı illerinden yerli ziyaretçilerin de tercih ettiği kentteki 38 plajda 481 cankurtaran, vatandaşların güvenli şekilde denize girmelerini sağlıyor.
ÇİĞDEM ALYANAK - İstanbul'da yaşayan vatandaşlar başta olmak üzere son yıllarda Türkiye'nin farklı illerinden yerli ziyaretçilerin de tercih ettiği kentteki 38 plajda 481 cankurtaran, vatandaşların güvenli şekilde denize girmelerini sağlıyor. Ekipman standartlarının artırıldığı 2005'ten itibaren 41 bin 847 kişiyi boğulmaktan kurtaran cankurtaranlar, yeni can kaybı yaşanmaması için sezon boyunca zorlu mesai harcıyor.
İstanbulluların yaz aylarında günübirlik tatillerini geçirmek için gittikleri plajlar, sıcaklıkların etkisini arttığı son dönemlere en yoğun günlerini yaşıyor. Özellikle bayram tatili boyunca günde 1 milyon aracın giriş yaptığı Şile plajlarında adeta iğne atılsa yere düşmüyor.
Sıcak havadan bunalan vatandaşlar denize girerek serinlerken, onların güvenliğini ise 08.30-20.30 saatleri arasında cankurtaranlar sağlıyor. İstanbul'un denize girilebilen 38 plajında 481 cankurtaran görev yapıyor. Cankurtaranlar, görev yaptıkları saatler içinde denize giren vatandaşları kulelerden dürbünle gözlemliyor, megafonla uyarı anonsları yapıyor. Cankurtaranlar, denizde yüzerken bariyerleri aşan vatandaşların yanına jet ski ile giderek gerekli ikazlarda bulunuyor.
Karadeniz kıyısında olması sebebiyle rip akıntısı tehlikesinin yaşandığı Şile plajlarında vatandaşların denize girerken tedbiri elden bırakmaması, cankurtaranların uyarılarını dikkate alması gerekiyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin 2005 yılında güvenlik ve ekipman standartlarını artırması üzerine sezonda 70 olan boğulma vakası sayısı 5-6'ya düştü.
- "70'lerde olan kayıp vakası sayısı bugün belki de 3 katına çıkabilirdi"
Şile Belediye Başkanı Can Tabakoğlu, ilçenin, İstanbul'un denize girilebilecek en güzel plajlarına sahip olduğunu, kentin "mavi bayraklı" plajlarının Şile'de bulunduğunu söyledi.
Şile'nin, Karadeniz kıyısı olması vasfıyla da bir ayrıcalığı bulunduğunu anlatan Tabakoğlu, "Şile, İstanbul'un tabiatıyla ortaya çıkan bir ilçesi. Yüzde 80'i orman, üçte ikisi su kaynakları, havzalar, üçte biri de kıyı. Bu kıyılar 60 kilometre. Bu kıyılarda yazın İstanbullunun, Türkiye'deki iç turistin ve yabancı müşterinin turizm yapmak amacıyla denize girdiği, kıyı turizmiyle hemhal olduğu bir ilçeyi yönetiyoruz. Yaklaşık 60 kilometre kıyıda 200'e yakın cankurtaran hizmet vermekte. 20'ye yakın plajda güvenlik hizmetlerimiz, altyapısıyla, standartları yüksek halk plajlarımızda gelen misafirlerimizi memnun etmeye çalışıyoruz." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi himayesinde cankurtaran hizmetlerine öncelik verdiklerini belirten Tabakoğlu, eskiden sezonda 50-70 kayıp yaşanılan bir ilçeyken, şu an 5-6 kayıp vakasının meydana geldiğini ifade etti.
Amaçlarının sıfır kayıp olduğunu vurgulayan Tabakoğlu, "Cankurtaranlı plajlarımızda hiç kayıp yaşamadığımız halde tanımsız, güvenliksiz alanlarda uyarılara rağmen zor saatlerde kayıplar yaşandığını tespit ediyoruz. Yüzme bilmeden, hava koşullarını ve uyarıları dikkate almayan, alkollü denize girmeye çalışan vatandaşlarımızla sorun yaşıyoruz. Güvenlik hizmetlerimiz bu denli standardı yüksek yapılmamış olsaydı, 2004 öncesi 70'lerde olan kayıp vakası sayısı bugün belki de 3 katına çıkabilirdi. O yüzden Şile kıyıları güvenli kıyılar. Ama özellikle İstanbul'da yaşayan, Türkiye'den ve uluslararası misafirlerimizden istirhamımız, uyarılara dikkat etmeleri." dedi.
Tabakoğlu, Şile'nin plajlarının standartlarını kabin, duş ve otoparklarla yükselttiklerini, vatandaşlardan kıyıyı temiz tutmalarını istediklerini dile getirdi.
38 plajda 481 cankurtaran
Şile'nin 60 kilometre uzunluğundaki sahil şeridinde yer alan Ayazma Plajı'nın Cankurtaran Şefi olan ve 26 yıllık meslek hayatı boyunca 2 bin 500 boğulma vakasına müdahale eden Ergün Eken, plajlarda daha fazla can kaybı yaşanmaması için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın 2005 yılında cankurtaran hizmeti sağlanması talimatını verdiğini anlattı.
Bu kapsamda İstanbul'un 38 plajında 481 cankurtaran personeliyle vatandaşların güvenli bir şekilde denize girmelerinin sağlandığını belirten Eren, 2005'ten itibaren İstanbul İtfaiyesi bünyesinde çalışan cankurtaranların 41 bin 847 kişiyi boğulmaktan kurtardığını söyledi.
Eren, 38 plajda 35 jet ski, 15 ATV aracı, 7 zodyak bot, 4 guard ski, 2 drone, ambulanslar ve doktorlarla birlikte 15 Mayıs'tan itibaren bu plajlarda görev yaptıklarını aktardı.
"Cankurtaranlık, yorucu ve kondisyon gerektiren bir iş"
Şile genelinde cankurtaran hizmeti verilen 14 plaj bulunduğunu belirten Eren, bu plajlarda ekipmanların yanı sıra 160 cankurtaranın görev aldığını anlattı.
Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu'ndan eğitmenlerin sezon başlamadan cankurtaranları eğitime tabi tuttuğunu ifade eden Eren, eğitim sonunda başarılı olanlara bröve verildiğini kaydetti.
Bir aylık süreçte de genç cankurtaranlara kendilerinin eğitim verdiğini aktaran Eren, cankurtaranlığın yorucu ve kondisyon gerektiren bir iş olduğunu belirtti. Plajlarda 150-200 metre aralıklarla cankurtaranların görev yaptığını anlatan Eren, mesaiye sabah saat 08.30'da başladıklarını, akşam saat 20.30'a kadar vatandaşların can güvenliği için beklediklerini söyledi.
Kulelerdeki sarı-kırmızı bayrakların "cankurtaran vardır" ve "denize girmek sakıncalı değildir" anlamına geldiğini vurgulayan Eren, sarı bayrağın ise denizin tehlikeli olduğunu anlattığını ifade etti.
Eren, plajda görev yaparken, akıntıya kapılan vatandaşı telsizle merkeze bildirdiklerini, o bölgeye jet skinin intikal ettiğini, boğulmakta olan vatandaşın sedye ile karaya çıkarıldığını belirterek, doktor gelene kadar gerekiyorsa ilk yardım yaptıklarını kaydetti.
Rip akıntısı uyarısı
İstanbul'daki boğulma vakalarının 2005 yılından itibaren düşük olduğunu, Şile'de emniyetli bölgelerde kayıp vakası bulunmadığını anlatan Eren, şu uyarıları yaptı:
"Vatandaşlardan, cankurtaran hizmetinin verildiği plajları tercih etmelerini istiyoruz. Aksi takdirde üzücü olaylarla karşılaşıyoruz. Emniyetsiz, kayalık bölgelerde can güvenliği olmuyor. Rip akıntısı özellikle Karadeniz sahillerinde çok kuvvetli bir akıntı sistemidir. Kıyıya gelen dalgalar aşağı giderken o bölgeyi oymak şartıyla derinleştiriyor. Vatandaşlarımız da akıntının kuvveti nedeniyle kıyıya gelemiyorlar. Kıyıya gelemedikleri takdirde sağa ve sola yüzerek bu akıntıdan rahatlıkla çıkabilirler. Girdikleri yerden kıyıya çıkamazlar.
Vatandaşlar emniyet bariyerlerini, dalgalı havalarda ise boy hizasını geçmesinler. Alkollüyken ve cankurtaran mesaisi bittikten sonra denize girmesinler. Öğle saatinde yemek yedikten sonra bir saat dinlensinler. Güneş altında kalıyorsunuz, yemeğinizi yiyorsunuz, denize giriyorsunuz ve boğulma tehlikesi geçiriyorsunuz."
Cankurtaranlığın zor bir meslek olduğunu belirten Eren, "Ben ve birçok arkadaşım birçok tehlike yaşadık vatandaşlarımızı kurtarırken. 2005 yılından öncesi ve şu anki olanaklar açısından büyük fark var. Bu sayede vatandaşlarımızı daha rahat kurtarabiliyoruz ve biz de tehlikeye girmemiş oluyoruz." dedi.