Duran Kalkan'dan Demirtaş'a Ağır Cevap, PKK'ya Uyarı
Duran Kalkan, Demirtaş'ın çağrısı için "HDP siyasette başarılı olamadı. Kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar" dedi. PKK'yı da saldırılar konusunda uyardı.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, MYK öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı. Demirtaş "PKK amasız silah bırakmalı" çağrısıyla ilgili sorulan soruya "Kandil'den gelen cevap bizim çağrımızla gelmedi, o iki gün önce yapılan röportajdı" dedi. Demirtaş'ın bu açıklamasının kısa bir süre sonra PKK'ya yakınlığıyla bilinen site, PKK Yürütme Komitesi Üyesi Duran Kalkan'ın röportajına yer verdi.
DEMİRTAŞ'IN ÇAĞRISINA YANIT
Kalkan, partilere yönelik eleştiriler getirerek "Bazı siyasetçiler bize çağrı yapıyor, "kayıtsız şartsız mücadeleyi bırakın, teslim olun" diye. Nereye teslim olacağız? Siz ne yaptınız ki, bize çağrı yapıyorsunuz? Siyaset kurumu işledi, sorunları çözdü de PKK engel mi oldu? " dedi. Kalkan, "HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım." Demirtaş'ın çağrısına yanıt verdi.
Kalkan, PKK'ya da çağrıda bulundu ve "Operasyona çıkmayan, vatanı korumak adına sınırda, karakolunda duran askerlere dönük saldırı yapmamalılar." dedi.
PKK'LILARA ÇAĞRI: OPERASYONA ÇIKMAYAN ASKERE SALDIRI YAPMAYIN
Duran Kalkan PKK'ya da "HPG-YJA STAR güçlerine şu çağrıyı yapıyorum. Kesinlikle operasyona çıkmayan, gerillaya ve halka saldırmayan, siyasi yönetimle ilgilenmeyen, vatanı korumak adına sınırda, karakolunda duran askerlere dönük saldırı yapmamalılar. Bu bizim görüşümüze uygun değildir. Bu savaşa katılmayanlara karşı eylem yapılmamalıdır. Sivil halka kesinlikle zarar verici hiçbir uygulamada herhangi bir gerilla gücü bulunmamalıdır. Yapanlar olursa biz bunu suç sayarız ve yargılarız." diyerek seslendi.
"AİLELER ÇOCUKLARINI ASKERE GÖNDERMESİN"
Askeri ve diğer güçlere de şu çağrıda bulundu: "AKP'nin savaş oyununa katılmasınlar. Gerilla da misillemelerini suçlulara dönük yapmalıdır. Savaşa katılmayanlara dönük kesinlikle şiddet kullanılmamalıdır. Ama bunun karşılığında Türkiye'nin demokratik güçleri, aydınları, yazarları da özellikle asker anneleri, aileleri de bu durum düzelmezse çocuklarını askere göndermesinler."
"SİYASET KURUMU İFLAS ETMİŞTİR"
HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "PKK amasız silah bırakmalı" sözlerine de cevap veren Kalkan HDP'ye de CHP'ye eleştirilerde bulundu. Kalkan, "Diyelim, biz halklar olarak, Türkiye toplumu olarak temsilcilerimizi seçtik ve Ankara'ya gönderdik ki, sorunları çözsün diye. Gelinen nokta nedir, "Biz yapamıyoruz, yeni meclis seçilecek." Hiç kimse sorumluluk üstlenmedi, bu 550 kişi yapamadı, yeni bir 550 kişi mi gelecek. Belki hepsi yeniden gelecek. O zaman nasıl yapacaklar. Bunun hiçbir inandırıcılığı yoktur. Ortaya çıkan sonuç şudur, siyaset kurumu iflas etmiştir. Bu meclis bir hükümet bile kuramadı. 7 Haziran'da seçilenler tarihi vebal altındalar. Halkın iradesi diye gösterilen meclisi iflasa götürdüler. Bu meclis sorun çözemez, hükümet kuramaz, ama sadece PKK'ya karşı savaş kararı alır. PKK'ya karşı savaş tezkeresini sundular, 7 Haziran'da seçilen meclis sadece bu kararı alacak.
"BİZE ÇAĞRI YAPIYORLAR! SİZ NE YAPTINIZ Kİ BİZE ÇAĞRI YAPIYORSUNUZ"
Buna rağmen bazı siyasetçiler bize çağrı yapıyor, "kayıtsız şartsız mücadeleyi bırakın, teslim olun" diye. Nereye teslim olacağız? Siz ne yaptınız ki, bize çağrı yapıyorsunuz? Siyaset kurumu işledi, sorunları çözdü de PKK engel mi oldu? Demokratik çözüm iradesini PKK tanımadı mı? Tam tersine biz hareket olarak yalvar yakar ettik, herkesi buna yönlendirmeye çalıştık. Önder Apo ve halk üzerindeki baskıya rağmen, seçimlerdeki hileye rağmen yine de bunda ısrar ettik ki, bunlar Türkiye toplumun yararınadır.
Şimdi, "yeni seçim olacak, o seçimden yeni irade çıkacak" deniliyor. Peki 7 Haziran'daki seçim değil miydi? Niye o iradeye saygı duyulmadı? Niye o irade işletilmedi? Yeni iradeye saygı duyulacağı, onun işletileceğini kim biliyor?" dedi.
"HDP VE CHP ZAYIF KALDI"
CHP'ye yönelik de eleştirilerde bulunan Kalkan sözlerini şöyle sürdürdü;
"Şimdi "yeni bir seçim gelecek ve seçim bize çare olacak" deniliyor. 7 Haziran seçimi niye çare olmadı da 1 Kasım'daki seçim çare olacak? Bu bakımdan da bütün partiler ve milletvekilleri vebal altındadır. Özellikle HDP ve CHP'ye de şunu söylemek isterim: Zayıf kaldılar. AKP'nin, Tayyip Erdoğan ve MHP'nin kaos ve savaş politikalarını alt edemediler. Tutarlı, hızlı, iradeli, iddialı bir demokrasi programıyla öne çıkıp onların kaos ve savaş politikalarını geri itecek, süreci demokrasi temelinde yönlendirecek bir etkinlik gösteremediler. Siyasette yaratıcı ve başarılı olamadılar. Sonuçta siyaset kurumu çözüm aracı olmaktan çıktı. MHP darbe arıyor, Tayyip Erdoğan "ben zaten siyasi sistemi değiştirdim" diyor. Bunlara bir şey denmiyor, çaresiz kaldığı için Kürtler de özyönetim ilan ettiler,
"KÜRTLER 'MECLİS SORUNLARIMIZI ÇÖZMÜYOR' DEYİP ÖZYÖNETİM İLAN ETTİ"
Mademki Ankara'daki meclis sorunlarımızı çözmüyor, gönderdiğimiz vekilleri yok sayıyorlar, görüşme bile yapmıyorlar, Türkiye'den bile saymıyorlar, o halde biz de kendi sorunlarımızı çözecek, kendi meclislerimizi oluştururuz. Özyönetimlerimizi çıkartır ve kendi sorunlarımızı çözeriz" dediler. Buna karşı "vay siz misiniz böyle yapan" deyip devlet, iktidar, herkes Kürtlere saldırtılıyor. Niye Tayyip Erdoğan'a kimse saldırmıyor? MHP darbe çağrısı yapıyor, üzerine kimse gitmiyor? Ama demokrasiyi geliştirmek için Kürt halkı, demokratik güçler insanlığın günümüz dünyasında kabul ettiği demokratik özyönetim adımları atınca en ağır suçlu sayılıyor, "vurun kafasına" deniliyor."
"HDP NEYİ BAŞARDI Kİ ÇAĞRI YAPIYOR"
Özellikle HDP'ye yönelik sert sözlerini sürdüren Kalkan, "HDP siyasette yeterince yaratıcı ve başarılı olamadı. Başkalarına çağrı yapıyorlar, ama kendileri neyi başardılar da çağrı yapıyorlar! Biraz gerçekçi olmaları lazım. Halkların, Kürt halkının temsilciliğini iyi yapmaları gerekli. Meclisi niye işletemediler, bunun üzerinde yoğunlaşmalılar. En azından şimdi Kürdistan'daki gelişmeleri Türkiye toplumuna, dünya kamuoyuna daha iyi anlatabilmeliler. Kendi işleriyle, meclis işleriyle uğraşsalardı ve çözüm getirselerdi, savaş yerine demokratik siyaset temelinde olurdu. Bu temelde çalışmalarında ısrar etmeliler. Merkezi siyaseti faşist, milliyetçi düşüncelerden kurtararak demokratik temelde işletmek için çaba harcamalılar." dedi.