Petrol Fiyatlarındaki Düşüş Türkiye İçin Olumlu Bir Gelişme"
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, petrol fiyatlarındaki düşüşün, enerji ithal eden bir ülke olan Türkiye için beklenmedik ama olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, bu gelişmenin, Türkiye'nin önemli ihracat pazarı Avro Bölgesi için de pozitif sonuçlar yarattığını kaydetti.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer, petrol fiyatlarındaki düşüşün, enerji ithal eden bir ülke olan Türkiye için beklenmedik ama olumlu bir gelişme olduğunu belirterek, bu gelişmenin, Türkiye'nin önemli ihracat pazarı Avro Bölgesi için de pozitif sonuçlar yarattığını kaydetti.
Akbank Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Üye Suzan Sabancı Dinçer'in, The Banker'ın nisan sayısında yayımlanan görüşlerinde, iyi denetlenen ve güçlenen finans sektörünün Türkiye'de büyümenin dinamosu haline geldiğini ifade etti.
Petrol fiyatlarındaki düşüşün, enerji ithal eden bir ülke olan Türkiye için beklenmedik ama olumlu bir gelişme olduğunun altını çizen Dinçer, bu gelişmenin, Türkiye'nin önemli ihracat pazarı Avro Bölgesi için de pozitif sonuçlar yarattığına işaret etti.
Türk bankalarının on seneyi aşkın bir süredir stratejilerini ihtiyat, inovasyon ve sıkı çalışma üzerine kurduğunu ve tüm bunların sonucunda iyi denetlenen ve güçlenen finans sektörünün büyümenin dinamosu haline geldiğini aktaran Dinçer, "Ancak Türk bankaları tüm olumlu gelişmelere karşın işi şansa bırakmamak gerektiğini iyi biliyor" ifadelerini kullandı.
"Bankalar insan kaynaklarına ciddi yatırımlar yaptı, inovatif ürünleri kullanıma sundu"
Suzan Sabancı Dinçer, Türkiye'de 2005 yılında yürürlüğe giren yeni Bankalar Kanunu'nun da daha etkin düzenlemelerin önünü açtığını belirterek, yeni ortamda bankaların, risk yönetimi tekniklerini daha da geliştirdiğini, insan kaynakları alanında ciddi yatırımlar yaptığını, inovatif ürünleri ve yeni teknolojileri kullanıma sunmada önemli başarılara imza attığını anlattı.
Nüfusunun yarısı 30 yaşın altında olan Türkiye'de, finans sektörünün büyüme potansiyelinin çok büyük olduğuna dikkati çeken Dinçer, "Bankacılık hizmetlerinden yararlanma potansiyeli bulunan hedef segmentin yüzde 25'i hiçbir bankacılık işlemi yapmıyor. Bu grubun yüzde 50'si ise sadece sınırlı sayıda bankacılık ürün ve hizmetinden yararlanıyor. Bu durum sektörün potansiyelinin gelişmekte olan diğer ülkelere kıyasla çok daha yüksek olduğuna işaret ediyor" bilgisini verdi.
Dinçer, kredi büyüme oranları yükselirken tasarruf oranlarının ise azaldığını kaydederek, 1990'larda yüzde 23,5 düzeyinde seyreden tasarruf oranının yüzde 12-14'lere kadar gerilediğini aktardı.
Dinçer, "Kredi/mevduat oranının yüksek seyretmesi ise sektörün önündeki yeni bir zorluğa işaret ediyor. Petrol fiyatlarındaki düşüş Türkiye'nin cari açığını iyileştirmeye yardımcı olabilir ama uzun vadede Türkiye'nin sağlıklı büyümesi için yapılması gereken bireylerin tasarruf oranlarını artırmak olacaktır" uyarısını yaptı.