PERYÖN'ün Yaptığı Araştırma
Türkiye'de esnek çalışma modelleri avantajları bilinmediği için tercih edilmiyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü ile Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) yaptığı araştırma Türkiye'deki esnek çalışma modelleri uygulamalarını ortaya çıkardı. Araştırmaya göre, esnek çalışma modelleri şirketlerin yüzde 89'unda, çalışma yasasının saat sınırı doğrultusunda uygulanıyor. İşyerleri rekabet, verimlilik artışı ve maliyetlerde düşüş yaratan esnek çalışma modelleri konusunda ise bilgi sahibi değil.
Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürlüğü, Dünya'da artan esnek çalışma modellerinin Türkiye'deki uygulama haritasını 216 işyerindeki profesyonellere yönelik gerçekleştirdiği araştırma ile çizdi. Araştırma Türkiye Personel Yönetimi Derneği (PERYÖN) tarafından İstanbul, Çorlu, Denizli ve Antalya'da düzenlenen paneller ve Ulusal İnsan Yönetimi Kongresi paralelinde gerçekleştirildi.
Dünya'da esnek çalışma modelleri ve Türkiye uygulamaları konularının tartışıldığı panellere; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdür Yardımcısı Lütfi İncirlioğlu ,MESS Eğitim Vakfı Genel Müdürü Necdet Kenar, PERYÖN Hukuk Çalışma Grubu Üyeleri Av.Necdet Eras, Av.Timuçin Selcan, ve Av.Zeki Pekgenç, uygulama paylaşımları ile Global Bilgi İnsan Kaynakları Yöneticileri Tuba Buldu , Özlem Temel Demir, Pınar Sevim ve Er-Bakır A.Ş İnsan Kaynakları Müdürü Hüseyin Pakdoğan katıldı.
Paneller paralelinde yapılan anketlere 216 firma katıldı. Araştırmaya katılan firmaların temsil ettiği toplam çalışan sayısı ise 435 bin 432. Araştırma ile Türkiye'deki esnek çalışma modellerinin iş hayatında uygulanma durumu ile karşılaşılan sorunlar tespit edildi.Araştırma sonucu esnek çalışma modellerinin halen Türkiye'de çalışma hayatı içinde çok net bilinmediğini ortaya koydu.
Araştırma sonuçlarına göre; 216 işyerinin yüzde 89'unda, yani 192 şirkette haftalık çalışma süresi 37,5-45 saat ile yasal sınırlar içerisinde. Araştırmaya katılanların yüzde 11'ine karşılık gelen 24 işyerinde ise haftalık çalışma süresinin 4857 sayılı iş kanununda belirtilen 45 saatin üzerinde. İşyerinde esnek çalışma uygulamalarını tercih eden firmalar ise esnek çalışan kısıtlı sayıda çalışan bulunuyor ve bu sayı şirket büyüklüğüne göre artıyor.
Araştırmaya göre, esnek çalışma modelleri ülkeler arasında farklılık göstermekle birlikte en yaygın olarak tercih edilen esnek çalışma türleri kısmi süreli çalışma, kayan iş süreleri, iş paylaşımı, belirli süreli çalışma, çağrı üzerine çalışma, sıkıştırılmış iş haftası (denkleştirme), evden çalışma ve uzaktan (tele) çalışma olarak uygulanıyor. Ülkemizde kısmi süreli çalışan sayısı çalışanların yüzde 10'unun altında yer alıyor. Vardiya sistemiyle çalışan işletmelerin oranı ise yüzde 88. Yarı zamanlı istihdam konusunda ise yüzde 10 ve fazlası oranlarla Türkiye, İrlanda ve İspanya en yüksek değerleri paylaşıyor.
Esnek çalışma modeli uygulayan işyerlerinin yüzde 30,5'i esnek çalışma modellerini personel maliyetlerini azalttığı için tercih ettiklerini belirtti. Yine bu modeli uygulayanların yüzde 29,1'i verimlilik, performans ve rekabet edilebilirliği arttırdığı, yüzde 26,6'sı ise çalışma saatlerinin iş yüküne göre ayarlanabilmesini kolaylaştırdığı gerekçesiyle esnek çalışma türlerini uyguladıklarını belirttiler.
Esnek çalışma modellerinin ise 435 bin 432 çalışanın yüzde 5,9'una denk gelen 25 bin 687 kişi için uygulandığı ortaya çıkıyor. Buna göre kadınların yüzde 3,4'ü, erkeklerin ise yüzde 2,5'i esnek çalışıyor. Esnek çalışma modelinin yaklaşık yüzde 58 ile ağırlıklı olarak ticaret, büro, eğitim ve güzel sanatlar iş kollarında uygulandığı görülüyor. En çok tercih edilen esnek çalışma türleri ise araştırmaya katılan firmalarının yüzde 24'ünde uygulanan telafi çalışması ve yüzde 18'inin tercih ettiği kısa çalışma uygulaması.
Araştırma, esnek çalışma modellerini tercih etmeyen işyerlerinin yüzde 56'sının ise esnek çalışma modellerinin anlamı, avantajları ve dezavantajları ile uygulama konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıklarını ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların yaklaşık yüzde 27'si, çalışanların bu uygulamaların ücret ve sosyal hak kaybına neden olduğunu düşündüklerini ifade ediyor. Yasal düzenlemelerden kaynaklanan sorunlar; yüzde 24,7 ile önemli bir tercih edilmeme nedeni iken yapılan işin niteliğine uygun olmaması yüzde 26,3 oranında değerlendiriliyor. Sürekli hizmet anlayışı, sendika, SGK primi, kıdem konuları ve henüz yaygın bir uygulama olmayışından işverenlerin yoruma dayalı uygulamalardan kaçınması diğer tercih edilmeme nedenleri olarak sıralanıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren PERYÖN Yönetim Kurulu Başkanı Selen Kocabaş dünyada olduğu gibi ülkemizde de zaman içinde yaşanan ekonomik krizlerin, ortaya çıkan işsizlik sorununun iş mevzuatındaki katı uygulamaların esnekleştirilmesini zorunlu hale getirdiğini, ancak Türkiye'de halen esnek çalışma modellerinin hem işveren, hem de çalışan açısından tam olarak anlaşılmadığının görüldüğünü söyledi.
Esnek çalışma modellerinin çalışanlar tarafından hak kaybı doğuran uygulamalar olarak algılanmasını giderecek düzenlemelerin en kısa zamanda hayata geçirilmesinin önemli olduğunu vurgulayan Kocabaş, bu tür yöntemlerin dünyada istihdam artırıcı alternatif yöntemler kullanıldığını, özellikle kadın, genç ve engelli istihdamı konusundaki büyük önem taşıdığını belirtti.
Kocabaş, ''İşletmelerin küreselleşme dolayısıyla uluslararası arenada rekabet edebilmeleri ve varlıklarını idame ettirebilmeleri için çalışma tür ve biçimlerinde yeni yöntemler belirleme ihtiyacı doğdu. Hem iş ihtiyaçları hem de çalışanın artan önem ve yeri bu kavramları sorgulatır hale getirdi. Çalışma hayatındaki değişiklik anlayışı, çalışanların sosyal arzuları ile işletmelerin zorunlulukları arasındaki dengeyi sağlamaya dönük yeni esnek çalışma biçimlerini ortaya çıkardı. Esnek çalışma modelleri de bunlardan birisi.
Esnek çalışma modellerinin daha verimli uygulanması için mevzuatta yeni düzenlemelere gidilmesi gerekiyor. 4857 sayılı iş kanununun esnek çalışma düzenlemeleri, istihdam ve rekabeti artırmak yönünden geliştirilmeli. Bu anlamda kanun ve mevzuat genişletilip daha net bir uygulama gerçekleştirilebilir. Çalışanın kafasındaki olumsuzlukların yok edilmesi için esnek çalışma kurgularının şirketlerin kültürlerine entegre olması ve uygulamalarının iş süreçleri ile bütünleşmesi kritik. Şirketler esnek çalışma fırsatlarını doğru iç iletişim araçları ile çalışanlarını bilgilendirme konusuna önem verilmeli.'' dedi.