Paylaşabilmek İçin Kar Etmek Gerekiyor
TÜGİAD YİK Başkanı Ali Yücelen Patronların yeterince kar ettiği ve artık kazandıklarını çalışanlarıyla paylaşması gerektiği yolundaki tartışmaları değerlendirendi.
TÜGİAD Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Yücelen :
Patronların yeterince kar ettiği ve artık kazandıklarını çalışanlarıyla paylaşması gerektiği yolundaki tartışmaları değerlendiren TÜGİAD YİK Başkanı Ali Yücelen, Türkiye'de reel sektörün karlılığının azaldığını; pek çok şirketin çalışanların maaşlarını ödeyebilmek için büyük sıkıntı çektiğini söyledi. Yücelen "Bu çağrı, KOBİ'lerden çok; büyük şirketler, özellikle gayrimenkul ve finans sektöründekiler için geçerli olabilir "dedi.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Ali Yücelen, kapitalizm ve işadamlarının kazandıklarını çalışanlarıyla paylaşması çağrısıyla başlayan tartışmaları değerlendirdi. Türkiye'de ortalama karlılığın yüzde 4,2'den yüzde 3,8'lere düştüğünü belirten Yücelen, özellikle KOBİ'lerin zaten elde avuçtakini paylaştığını; belirli sektörlerdeki büyük firmalar dışında ortada paylaşılabilecek bir kar olmadığını söyledi.
Açıklamasında büyük şirketlerle KOBİ'ler arasındaki kar marjı uçurumunun giderek açıldığını belirten Yücelen şunları söyledi:
"Maliyetler artıyor, girdiler artıyor ama bu artışlar ürün fiyatlarına yansıtılamadığı için fiyatlar düşük tutuluyor. Ekonomiyi soğutma önlemleri zaten ciddi bir durgunluk yaratıyor. Faiz yükselişi gibi finansman maliyetini arttırıcı unsurlar özellikle KOBİ'leri vuruyor. Reel sektörün karlılığı düşerken, elindeki stok, marka değeri, teknoloji gibi konular ekonomi yönetimi tarafından önemsenmediğinden sürekli değer kaybedip yenilenemiyor. Buna karşın özellikle gayrimenkul ve finansman sektörünün karlılığı artıyor. Şirketler kazandıklarını tahsil etmekte büyük zorluklar yaşıyorlar; tahsil edebildiklerinin ciddi bir kısmını finansman maliyeti ve yüksek vergiler olarak zaten ödüyorlar. Geriye para kalırsa onu da çalışanlarıyla zaten paylaşıyorlar. KOBİ'ler zaten kazanabildiklerini çalışanlarıyla paylaşıyorlar. Kar edemeyen KOBİ'ler çalışanlarına ellerinde olmadığı halde imkanlar sunmak için çırpınmaktadırlar. Çalışanların maaşını ödeyebilmek için gayrimenkul sektörüne girerek kar elde etmeye çalışan sanayicilerin varlığı piyasanın malumudur.
Özellikle emek yoğun sektörlerde faaliyet gösteren ihracatçı KOBİ'lerimizin son dönemde kur dalgalanmaları, nakit sıkışıklığı ve küresel belirsizliklerden dolayı tahsilatları zorlaşırken; çalışanlarının maaşlarını dahi bu alacaklarının tahsilatına bağlamış olduklarını görmek için bir serbest bölge ziyareti bile yeterlidir. Bugün bir serbest bölgeye gidin, göreceksiniz oradaki çalışanlar maaşlarını tahsilattan tahsilata alıyorlar. Bir üstüne üstlük hazır toplu yakalamışken kuralları bunlara uygulatalım mantığıyla serbest bölgedeki üreticilerin üzerindeki denetim baskısını da hesaba katmak gerekiyor.
Dolayısıyla ilgili demeçte sözü edilen sektörler sanırım son zamanlarda çok fazla el üstünde tutulup her türlü eksik ve ihtiyaçları çeşitli mercilerle giderilmeye çalışılan gayrimenkul ve finansal hizmetler sektörleridir. Kayıt dışı oranının hala çok yükseklerde olduğu malum olan gayrimenkul sektörüyle finans sektöründeki yüksek karları çalışanlardan çok yüksek kademe yöneticiler ve sermaye sahipleri paylaşıyor. Asıl sorun kar marjları giderek azalan KOBİ statüsündeki esnaf ve üreticiler değil, son günlerde çok kar eden ve gittikçe daha da fazla kar elde etmeye başlayan büyük şirketler, özellikle de finansal hizmetler ve gayrimenkul sektöründe faaliyet gösterenlerdir."
Açıklamasında TÜGİAD'ın 2014 yılında açıkladığı Türkiye'nin karlılık araştırmasına atıfta bulunan Yücelen,
"Paylaşabilmek için önce kar etmek lazım" diyerek o tarihteki açıklamasını hatırlattı:
" Türkiye'nin en önemli sorunu karlılıktır. Pek çok işadamı ekonominin düzeleceği umuduyla zararına iş yapmaktadır. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Biz kimse fahiş karlar etsin demiyoruz; ancak eğer insanlar işlerinden yeterince kar edemezlerse o zaman o dükkan, fabrika, işyeri kapanır. Günün sonunda acı faturayı hepimiz öderiz. Küresel kriz öncesinde işletmelerimizin ortalama karlılığı yüzde 4,2 seviyelerinde idi... Bugün bu oran yüzde 3,84... İnşaat sektörünün ise Türkiye ekonomisinde üretilen toplam kardan aldığı pay 2006 yılında yüzde 5,2 iken bugün bu oran yüzde 50 oranında artarak yüzde 7,5'e çıkmıştır. İnşaat sektörümüzü kutluyoruz; peki bu süre zarfında inşaat sektöründe üretilen evleri alan; işyerlerine yatırım yapan imalat sektörünün karlılığı ne olmuş diye baktığımızda 2006 yılında yüzde 39,3 pay alan imalat sektörünün bu süre zarfında yerinde saydığını ve yüzde 2,5 oranında bir atış sağlayarak yüzde 40,3'e ulaştığını görüyoruz. Bu tablo ister istemez imalat sektöründeki yatırımcılarımız için inşaat sektörünü daha cazip kılmaktadır."