Haberler

Paris Büyükelçisi Hakkı Akil: 2015 Dünyanın Sonu Değil

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

'ermeni TARAFI TAMAMEN BİR ALGI YÖNETİYOR' 'ERMENİ MİLİTAN GRUPLARLA ERMENİ HALKINI AYIRT ETMENİZ LAZIM' 'İKİ HALKIN BİRBİRİNE DÜŞMAN GİBİ GÖSTERİLMESİ HAKİKATEN ÜZÜCÜ BİR ŞEY' 'BİZ HİÇ BİR ZAMAN BU TÜR SUÇ İŞLEYEBİLECEK TİPTE BİR HALKIN YA DA BİR MİLLETİN TORUNLARI HAKİKATEN DEĞİLİZ. ANADOLU HER ZAMAN BÜTÜN MAĞDURLARA KUCAK AÇMIŞTIR' Paris Büyükelçisi Hakkı Akil sivil toplum temsilcileri ile bir araya geldi.

'ermeni TARAFI TAMAMEN BİR ALGI YÖNETİYOR'

'ERMENİ MİLİTAN GRUPLARLA ERMENİ HALKINI AYIRT ETMENİZ LAZIM'

'İKİ HALKIN BİRBİRİNE DÜŞMAN GİBİ GÖSTERİLMESİ HAKİKATEN ÜZÜCÜ BİR ŞEY'

'BİZ HİÇ BİR ZAMAN BU TÜR SUÇ İŞLEYEBİLECEK TİPTE BİR HALKIN YA DA BİR MİLLETİN TORUNLARI HAKİKATEN DEĞİLİZ. ANADOLU HER ZAMAN BÜTÜN MAĞDURLARA KUCAK AÇMIŞTIR'

Paris Büyükelçisi Hakkı Akil sivil toplum temsilcileri ile bir araya geldi. Paris Başkonsolosluğu toplantı salonunda gerçekleşen toplantı Başkonsolos Turgut Kural'ın açılış konuşması ile başladı. Toplantıya konsolos ve muavin konsoloslar ile din ataşesi de katıldı. Yüksek katılımın gerçekleştiği toplantıda Büyükelçi Sözde Ermeni soykırımı ve 2015 ile ilgili açıklamalarda bulundu. Büyükelçi Hakkı Akil özetle şunları söyledi:

'Ermeni sorunları hakkında verdiğim bir demeci okumuşsunuzdur. Herkes bu büyükelçi gelir gelmez böyle tuhaf şeyler söylüyor, nereden çıktı bu diyebilirsiniz Ermeni konusu çok hassas bir konudur. Bunun iki boyutu var. Bir Ermeni iddiaları soykırım konusunda bunun soykırım olmadığını bizim tarafımızdan Türk Devleti, devlet yetkilileri, yada kamu kuruluşları tarafınca tersinin ispat edilmesi ki bizim ispata ihtiyacımız yok çünkü şu anda soykırım var diye hukuki bir karar yok ortada. Ermeni tarafı tamamen bir algı yönetiyor. Soykırım belirli hukuki bir tanımı ve çerçevesi olan çok somut kuralların bir araya gelmesiyle tanımlanan bir şeydir. Bu konuda uluslar arası bir mahkemenin kararı gerekir. Böyle bir karar Ermeni konusunda yoktur. Ama Ermeniler kendi lobi güçlerini, siyasi güçlerini kullanarak bazı hatta Ermeniler de demeyeyim. Bazı Ermeni grupları böyle bir algı yarattılar. Parlamentolarda karar aldırdılar, Onbin kişilik elli bin kişilik belediyelerde Ermeni soykırımı olmuştur diye kararlar aldırdılar. Dünya kamuoyunda böyle bir algı yaratıp ondan sonrada bunu hukukla pekiştirmek gibi bir politika izliyorlar. Biz de bunun olmadığını o yıllarda yaşananların gerçek boyutunu anlatıp diğer taraftan da bu yönde hukuki bir şey olmadığını iddiaların anlamsız ve gereksiz mesnetten yoksun olduğunu bildiriyoruz ama bir çok ülkede Ermeni toplumunun yoğun olduğu bölgelerde siyasi sayitlerle bazı siyasi gerekçelerle bu konuda kararlar alınıyor ama bu kararlar ancak kendilerini bağlar. Bir çok yerde bu kararlar almaya başlayınca insanların kafasında bu konu ile hiç ilgisi olmayan, konuyu bilmeyen insanların kafasında devamlı devamlı Ermeni Soykırımından bahsedildiği için bir algı oluşmaya başlıyor. Sade vatandaş soykırım nedir 'Tanımı nedir' Mahkeme mi gerekir? Bunu bilmez konuşuldukça bunu Ermeni Soykırımı olarak algılamaya başlar. Bu birinci boyutu. Sizler açısından önemli ikinci boyutu ise Sizler Fransa'da Fransız vatandaşı olarak Ermeni kökenli Fransızlarla bir çok bölgede birlikte yaşıyorsunuz. ( Fransa'da ders kitaplarında ermeni soykırımı yer almakta) Fransız hükümetinin yaptığı büyük bir hatadır kitaplara bu tür yalan yanlış ifadelerin konulması toplumlar arasında bir kin oluşmasına yol açar. Yani nefret söylemini doğurur ve artarak devam eder. Sizler açısından en büyük tehlike bu okulda çocuklar arasında yaşanabilecek olayın ailelere sıçraması. Ailelerden Toplumlar arasında çatışma potansiyeli taşıyan bu tehdit bu tehlike. ERMENİ MİLİTAN GRUPLARLA ERMENİ HALKINI AYIRT ETMENİZ LAZIM

Şuna inanıyorum. Ermeni militan gruplarla Ermeni halkını ayırt etmeniz lazım. Bazen Türkiye'de de Ermeni'nin kötü, düşman gibi gösterilmesi de yanlıştır. Ermenilerin yaptığı hatayı Türkler katildir gibi göstermesi gibi bizlerin de Ermenileri genelleştirmememiz lazım. Onlar da bizim gibi aynen Anadolu topraklarında yetişmiş, aynı kültürü almış, bizim dinlediğimiz müziği dinleyen, aynı yemekleri yiyen, aynı şeylere gülen aynı şakaları yapan insanlar olduğunu aklımızda tutalım. Bence Ermeni sorununun en önemli çözümlerinden birisi yukardan aşağıya değil aşağıdan yukarıya doğru halk tabanındaki birliktelik ve barışma yukarıya doğru yansımalıdır. Eminim ki bir çoğunuz bulunduğunuz bölgede ya Türkiye'den gelen ya dördüncü kuşak Ermeniler vardır. Bire bir görüştüğünüzde sizden hiç bir farkı yoktur. Ama toplum baskısı nedeniyle onlar büyük ölçüde bir ölçüde de siz bu tür temaslardan rahatsızlık duyabilirsiniz. Şam'da görev yaptığım sürede hangi evden Zeki Müren şarkısı duysam kapıyı çalardım. Ermeni aileler çıkardı. Hala Türkçe konuşuyorlardı. Yukardaki siyasi konu ayrı birşeydir. Günlük yaşam halklar arasındaki ilişkiler ayrı birşeydir. Siyasi mücadele soykırım konusundaki siyasi mücadele sizlerin günlük yaşamında sağduyulu veya sağduyusuz Ermenilerle bir arada yaşamanızı birlikte dostluk yapmanıza birlikte tavla oynamanıza hiçbir şekilde engel değildir. BÖYLE İKİ HALKIN BİRBİRİNE DÜŞMAN GİBİ GÖSTERİLMESİ HAKİKATEN ÜZÜCÜ BİR ŞEY

Bu benim için çok hassas bir konudur. Ben onu söyledim Yüreğimde ki acıdır derken birbirine bu kadar yakın iki halkın on asır birlikte yaşamışız. Herkesin köyünde ailesinde çevresinde muhakkak bir hikayesi vardır. Böyle iki halkın birbirine düşman gibi gösterilmesi hakikaten üzücü bir şey. Siyasi şeyler ayrıdır. Onun gene mücadelesi yapılır. İşte Ermeni kuruluşları kendilerine göre Ermeniler açısından çünkü bu bir varlık nedeni haline gelmiştir. Çünkü daha eskiden Ermenilerin hepsi Fransız toplumunda kaybolmuş Fransızlaşmış insanlardı. Özellikle bence kilisenin de baskısı ile Ermenilerin kimliğini kaybetmemek için bu bir soykırım söyleminden yeni bir ermeni kimliği yaratılmaya çalışılmıştır Fransa'da. Bu konuda da başarılı olmuş kilise. Kilisenin müşterisi kalmamış. Ermeniler Fransız toplumunun içinde tamamen entegre olup Ermeniliklerini bir tarafa bıraktıklarından. Onlar açısından özellikle kilise açısından bu nedenle önemli. BİZDE YAPMADIĞIMIZ BİR SUÇTAN DOLAYI KENDİMİZİ SUÇLU HİSSETMEYELİM

Bizim açımızdan da çok önemli. Bizde yapmadığımız bir suçtan dolayı kendimizi suçlu hissetmeyelim veya suçlanalım. Bunun mücadelesi ile günlük yaşamda ki ilşkileri bence birbirinden ayırt etmesini bilmeliyiz. Ben hiçbir şekilde vatandaşlarımın tanımadıkları bir Ermeni'ye sırf Ermeni diye düşman gözüyle bakmasını doğru bulmam. Nasıl ki onlar bir Türk'e düşman gözüyle baktığı zaman yanlışsa bizim o şekilde değerlendirmemiz o derece yanlıştır. Okuldaki kitap meselesi son derece önemlidir. Bir yandan okullarda yeni nesillere nefret söylemi aşılıyorlar. Öbür yandan da toplumlar arasında barış, entegrasyon söylemi bu ikisi birbiri ile örtüşmüyor. Benim en öncelikli şeylerimden biri Eğitim Bakanı ile görüşeceğim. Zor olduğunu biliyorum. Bir defa böyle birşey yapıldıktan sonra geriye adım atabilmek çok zordur ama bunun bir yöntemini bulmamız lazım. Çünkü Fransa'nın kendi iç güvenlik sorunu haline gelebilir bu. Maalesef çünkü toplumsal olaylar her zaman kontrol edilemez. Okulda çocuklar arasında ki bir kavganın aileler boyutuna sıçraması da gayet kolaydır. Ondan sonra aileler bu kin, nefret söylemine böyle geliştirilirse sonra toplumlarında devreye girip toplumsal bir çatışma haline dönüşmesi de kaçınılmaz olabilir. Bizim en azından benim Türk Büyükelçisi olarak burada ki en öncelikli görevlerimden birisi de bu tür toplumsal çatışmaları engellemektir. Önüne geçmektir. Bunu her görüşmemde Fransız yetkililere söylüyorum. Yangına körükle gidiyorsunuz. Gittiğiniz yol siyasi sayitler üç beş oy için bir yana Rüzgar eken fırtına biçer üçbeş oy için böyle şeyler yapıyorsunuz ama ilerde Fransa'nın iç barışını dinamitliyorsunuz diye . Bu tür tehlikelere sizlerin de kulak kabartmaması bu tür konularda titiz olmanızda yarar var. İki olayı bir birinden ayırt etmek lazım. Ne Türkler Ermenilerin düşmanıdır. Nede Ermeniler Türklerin düşmanıdır. Siyasi kavga ayrı bir şey günlük yaşantınız size bu kadar benzeyen insanlara bir arada yaşamanız ayrı bir şey. Benim sizlerden beklentim tabiki hakkınızı hukunuzu koruyacaksınız ama diğer taraftan da böyle günlük gaza gelip oralarda buralarda günahsız insanları düşman olarak görmemenizdir. Bu konuda konferanslar, paneller yararlıdır. Ama buradan şöyle bir anlam çıkarmayalım 610 bin Türk Fransa'da cihada gidiyormuş gibi de yanlış bir anlam çıkarmamamız lazım. Bazen iyi niyetle yapılan şey geri teper. Bunların inandırıcı bir şekilde gerçekten siviltoplumun kendi insiyatifi olduğunun gösterilmesi lazım. Bu konuların ne kadar hassas olduğunu geri teptiğini anlatmak açısından diyeceğimiz şeyleri iyi kararlaştırmalıyız. Toplantıların gerçek hassasiyetleri insanların geçek hassasiyetini göstermesini veya bir Büyükelçiliğin, devletin arkasında olmadığı ve halkın kendi kişisel kendi tepkisi olarak gösterilmesi çok önemlidir. Yapılacak faaliyetlerin bu konuda inandırıcı olması çok önemli. Önce insanların kendisinin inanması lazım. Kendi inanmadığınız bir şeyi karşınızdakine inandıramazsınız. 2015 YILI DÜNYANIN SONU DEĞİL

2015 yılı dünyanın sonu değil. Kendimiz reklamını yapıyoruz. 2015'in 2014'ten farkı ne? Ermeni soykırımı oldu diyen çevrelerin biraz daha fazla bağıracakları Ermeni soykırımının 100 yılıdır diye çıkardıkları sesin bu sene desibeli 8 ise önümüzdeki sene 10 çıkacaktır. Birşey değişmeyecektir. Kendi kendimize bir dev yaratıp sonra o deve karşı çarpışıyoruz gibi bir şeye girmeyelim. Bence daha önceden de söylediğim gibi 2015'e odaklanmak yerine uzun vadeli bu iki halkın bir biri ile barışması lazım. Diğer konu 2015'de soykırım olmuş olmamış bu tamamen hukuki ve uluslararası mahkemenin vereceği bir karardır. Siyasi de tarihi de değildir. Tarihçilerden destek alacak bir mahkemenin vereceği bir karardır. Biz hiç bir zaman bu tür suç işleyebilecek tipte bir halkın ya da bir milletin torunları hakikaten değiliz. Anadolu her zaman bütün mağdurlara kucak açmıştır. Cumhuriyetimizin kurulduğu 1923 senesinde Anadolu halkının yüzde 40 göçmendi. Kafkaslardan, Balkan savaşlarından kaçanlar, imparatorluğun kaybettiği topraklardan gelen göçmenlerdi. Saddam'dan kaçan Kürde de, Bulgaristan'dan gelen Türk'e de, zor durumunda olan yediyüz bin Suriyeliye de kucak açmıştır. Elinde ki imkanları kullanmaktadır. Bununla hepimizin gurur duyması lazım. Bizim milletimizin yapısı budur. Zorda olana el uzatırız. İyidir, kötüdür, ekonomik olarak yararlıdır, zararlıdır. Ne derseniz deyin ama Milletimiz böyle bir millet. Tarih boyunca böyle olmuştur. Bizim kültürümüz böyle bir kültür. Beğenelim beğenmeyelim. TEHCİR YANLIŞ BİR KARARDIR

Olaylar nedeniyle hiç bir zaman kompleks duymamıza gerek yok. Geçmişte bazı hükümetler bazı dönemlerde yanlış kararlar almış olabilir. Tehcir yanlış bir karardır. Savaştaki bir imparatorluk kendi ordusunu Kafkas Cephesine kadar gönderemeyip Allahuekber Dağlarında 90 bin askerini donduran ordu koskoca bir bölgedeki halkı çoluk çocuk nasıl tehcir edebilecek. Yanlış bir karardı. Sonuçları da üzücü olmuştur. Ama buradan hareket edip bütün Türkler Ermenileri katletmek için bu ırkı Anadolu'dan sürmek için soykırım yapmışlardır suçlamasını hiçbir zaman kabul edemeyiz. Bu münakaşa bu işin aslı bir şekilde hiç bir zaman parlementolarda neticede uzun vadede bu üç beş on beş senemi olur bizim önerimiz şudur ve hakikaten makul bir öneri bütün hukukçular tarihçiler gelsinler buraya Ermenisi, Fransızı, Türkü, İngilizi Amerikalısı otursunlar arşivleri incelesinler . Bizim bir kompleksimiz yok . Baksınlar. Bu olay hangi sıfatla tanımlanır. Bunun adına tehcir mi denir, bu dönemde askeri bir zorunluluk muydu, bu soykırımın tanımına mı girer belgeleri incelesinler baksınlar. Eğer geçmişte atalarımız bazı siyasi hatalar yapmışlarsa bu gerçekte tarafsız belgeler kanıtlanırsa yapmışızdır o zaman deriz. Yapmamışsak yapmamışız deriz. Sizler gündelik hayatınızda bunalım haline sokmayın.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
Yenidoğan Çetesi lideri Fırat Sarı sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

Bebek katili çetenin lideri sanık kürsüsünde! İşte ilk sözleri

'Kayyum atanacak belediye sayısı 16'yı bulacak' iddiası

"16 belediyeye daha kayyum" iddiası! Bir şehre özellikle dikkat çekildi

Maserati'ye mi biniyor? İşte Yavuz Ağıralioğlu'nun özel plakalı makam aracı

Maserati'ye mi biniyor? İşte Ağıralioğlu'nun özel plakalı makam aracı

İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

İşte İstanbul'da kar yağışı beklenen ilçeler

title