Paralel Devlet Yapılanmasının Usulsüz Dinlemelerine Tepki Yağıyor
Paralel Devlet Yapılanmasının, suçlamalar ve uydurma isimlerle 2008 ve 2009 yıllarında dinlediği gazeteci, siyasetçi, rektör ve iş adamları, hukuksuzluğa tepki gösterdi.
Paralel Devlet Yapılanması'nın, "terör örgütü üyeliği, organize suç örgütü üyeliği" gibi suçlamalar ve uydurma isimlerle 2008 ve 2009 yıllarında dinlediği gazeteci, siyasetçi, rektör ve iş adamları, hukuksuzluğa tepki gösterdi.
Eski CHP İstanbul Milletvekili Nur Serter, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Başmüfettişi Yunus Nadi Kolukısa'nın yürüttüğü soruşturma kapsamında ortaya çıkan usulsüz dinlemelere ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulundu.
Konuyla ilgili daha önce savcılık tarafından çağrıldığını, bunun üzerine davaya müdahil olduğunu belirten Serter, "Bambaşka bir isimle, adını bile çok az duyduğumuz bir terör örgütünün üyesi olmak suçuyla dinlenmişim. Telefon belli, isimler sahte. Benimle alakası olmayan isimler" dedi.
Nur Serter, şöyle devam etti:
" Türkiye'de her şeyin içi dışına, tabiri caizse cılkı çıkmış vaziyetle. İnsanlar hiç işlemedikleri suçlardan dolayı, var olmayan örgütlerle ilişkilendirilerek suçlanıyor. Bunlar herkesin başına gelebilecek şeyler. Sanırım bunlar, gerektiğinde kullanılmak üzere elde bulundurulan kozlar. Ellerinde tuttukları bu bilgileri, meydanı boş bulduklarında sahte suçlamalarla dinledikleri kişileri içeriye almak için kullanacaklar. Silivri davaları, Askeri Casusluk davası böyle. Son 5-6 yıldır bunun çok sayıda örneğini gördük."
"Bunun dışında bir entrika var mıdır, benim aklım ermiyor"
Bunun ötesinde bir kurgunun olup olmadığını bilemediğini vurgulayan Serter, "Daha da ötesinde bir kurgu var mıdır, bilemiyorum. Bunun dışında bir entrika var mıdır, benim aklım ermiyor. Bizler düz düşünen insanlarız" ifadelerini kullandı.
Serter, bu yapıların devlet içinden mutlaka temizlenmesi gerektiğine dikkati çekerek, "Kim yaparsa yapsın, kime yapılmış olursa olsun bunun mutlaka sonlandırılması lazım ve yeniden hem emniyet güçlerine hem yargıya 'güven duyulur' hale getirilmesi lazım. Vatandaşın en çok ihtiyaç duyduğu şey bu" şeklinde konuştu.
Bu yapılar nedeniyle hiç kimsenin, başına ne geleceğini bilmediğini, insanların bir iftirayla hayatının çöpe atılacağını düşündüğünü dile getiren Serter, Türkiye'nin acil olarak bu sorundan kurtulması gerektiğini anlattı.
"Biz de kervana katılmış olduk"
Eski Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necla Pur, usulsüz dinlemelerde kendi isminin de yer aldığını gazetede çıkan haberden öğrendiğini kaydetti.
Konudan yeni haberdar olduğu için şimdilik ne yapacağını bilmediğini, bu yüzden hukukçularla görüşeceğini bildiren Pur, "Ne kadar, nereye kadar gidilebilir, niçindir, haberin gerçekliği nedir, bunları hukukçulara soracağım. Ondan sonra karar vereceğim" şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Pur, "Aradan çok sene geçtiği için şikayetçi olup olmayacağımı bilmiyorum. Haksız yere dinlendiğim için yine de hakkımı ararım. O dönemde tahmin ettiğimiz şeylerdi bunlar. Zaman da geçtikçe fazla önemsemiyorum. Birkaç defa, o zamanlar, dinlendiğimiz konusunda ikazlar almıştım, içim dışım bir olduğu için rektörlük dönemimde ben de önemli bir şey konuşurken 'Dinleyenlere selam olsun' diyordum. Aradan seneler geçince gündeme gelmek, hele böyle ters bir durumla, tabii ki hoş bir şey değil. Biz de kervana katılmış olduk. Kısacası şu an önemsemiyorum ama görüş alacağım. Hukuksuzluk boyutu varsa şikayetçi olacağım" değerlendirmesinde bulundu.
Dinlenenler arasında ismi geçen eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet ise "Konuyla ilgili daha geniş bilgi vermek için bir hukukçuyla görüşmek üzere anlaştık. O görüşmeyi yapmam lazım" dedi.
Eski İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin de şu anda kendisine bir bilginin gelmediğini, bu yüzden konuya ilişkin bir şey söylemek istemediğini belirtti.