Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

Lübnan Dışişleri Bakanı'ndan ateşkes umudu: Nihai karar İsrail'in

Gözler Orta Doğu'da! Saatler içinde her şey değişebilir

Özel Kaplumbağa Anaokulu Organik Beslenmeye Geçti

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Finlandiya anaokullarını ve okul öncesi eğitim kurumlarını içine alan ve Helsinki Foodism adıyla anılan bir organik beslenme inisiyatifi geliştirmiş durumda.

Türkiye'de bir ilk:

Bu inisiyatif doğrultusunda 2015 yılından itibaren anaokullarına ve okul öncesi kurumlara giren yiyeceklerin %50'sinin organik olması zorunluluğu getirildi. Bu yaklaşımın Türkiye'deki ilk temsilcisi ise Özel Kaplumbağa Anaokulu oldu. Menüsüne organik tavuk, yumurta, makarna ve bakliyatı dahil eden Kaplumbağa Anaokulu, 2002 yılından bu yana, çocuklara eğitim hayatları süresince mutlu, başarılı ve sağlıklı olmaları için destek veriyor. Okul yönetimi sağlıklı bir neslin gelişmesi için çocukların anaokulundan sağlıklı beslenmeye başlaması gerektiğine inanıyor.


Finlandiya'da organik gıda geleceğe yönelik bir konu olarak ele alındığından çocuklar öncelikli hedef grup olarak belirlenmiş. Bugün besin değeri yüksek, kaliteli gıdalara, bedeli gelecekte halk sağlığı ile ödenecek önemli bir yatırım olarak bakılmakta. Yerel üretim destekleniyor. 2011 yılında %46 gibi ciddi ve sıra dışı bir büyüme yakalayan Finlandiya organik pazarı, 2012 yılında bir önceki yıla göre ek %26 büyüme elde etmiş. Buna rağmen organik besinler tüm gıda pazarının sadece %1'ine erişmiş durumda ama farkındalık çok yüksek. Helsinki Beslenme inisiyatifi çocuklara erken yaşta yiyecek kaynakları, sürdürülebilir tüketim alışkanlıkları ve halk sağlığı konusunda farkındalık geliştiren çalışmaları içeriyor. Finlandiya'da öğle yemeğinde organik bir gıda varsa onu çocuk yemekten önce menüde görüyor ve bilerek tüketiyor.


Türkiye'nin organik beslenmede Finlandiya'yı örnek alması gerektiğine vurgu yapan Orvital Kurucu Ortağı ve Gıda Mühendisi Muharrem Doğan "Organik beslenmeye dolayısıyla çocuk sağlığına yatırım yapan Özel Kaplumbağa Anaokulu organik bilinci yayma konusundaki çabalarından ötürü teşekkür ederiz. Biz organik beslenmeye geçmek istiyoruz diyen okullara her türlü desteği vermeye hazırız. Anaokulu yaşı sağlıklı beslenme açısından çok önemli. Bugün katlanarak artan obez çocuklardan söz ediyorsak, hormonlu besinlerden, katkı maddelerinden uzak durmalı kısacası sağlıksız beslenmeyi masaya yatırmalıyız. Organik makarna, yumurtada kuruşlarla ifade edilen fiyat farkı artık organik gıdanın önünde bir engel değil. Organik her geçen gün daha fazla bilinç daha az bütçe meselesi olacak" dedi.

Çocuk beslenmesinde ciddi bir karar alan ve menülerinin büyük bir bölümünü organik gıdalara ayıran Özel Kaplumbağa Anaokulu Kurucusu ve Eğitim Koordinatörü Mehtap Kasapbaşoğlu ile bu öncü yaklaşımı ve sağlıklı beslenme üzerine sohbet ettik. Kasapbaşoğlu aynı zamanda Türkiye Özel Okullar Birliği Derneği Yönetim Kurulu ve Okul Öncesi Komisyon Üyesi.


Çocukları hedef alan çok zor bir işiniz var. Bu alandaki girişimcilik öykünüz nasıl başladı?

Kaplumbağa Anaokulu 2002 yılında Çengelköy'de kuruldu. Bundan yaklaşık 15 sene önce bu yola çıktığımda henüz 27 yaşındaydım. İsteğim bölgede sadece ve sadece okul öncesi dönem çocukları için onların ve ailelerinin ilgi ihtiyaçlarına yönelik, ticari kaygılar taşımayan, güven, sevgi, sabır duyguları ile çevrelenmiş aile sıcaklığında bir kurum açmaktı. Konu çocuklar ve onların eğitimi olunca hata yapma ya da onların üzerinde deneme şansınız olmuyor zira. Öyle bir hamur ki onlar bir kere şekil verdiğimizde donuyor ve değiştirmeye kalktığımızda da kırılıyor. Asla geriye saramayacağımız bir kayıt sürecinde ve her şey hızla devam ediyor.


Çalışan annenin kaliteli zaman geçirmesindeki engel "yemek saatleri"

Bu süreç devam ederken yaklaşık beşinci yılda ilk oğlum Deniz doğdu ve 2 yıl sonra da ikizlerim Ege ve Güney dünyaya geldi. Onların doğmaları ile benim için her şey farklılaştı. Önce tek çocuklu bir anne olarak sonrada çok çocuklu bir anne olarak işimi yapmaya başladım ve anne olarak özellikle çalışan bir anne olarak çocuk yetiştirmenin zorlukları hakkında velilerime karşı bakış açım değişti. Çalışan anne olunca özellikle çocuklarınızla geçireceğiniz zaman kısıtlı olduğundan daha bir önemli oluyor. Her zaman söylediğimiz kaliteli zamanı geçirmeye çalışırken bu kaliteyi yakalamaya belki de en büyük engel yemek saatleri olduğunu fark ettim.


"Sağlıklı beslenme alışkanlığını aileler de kazanmalı"

2-6 yaş aralığında çocukların ne kadar da inatçı olduklarını ve onlara yemek yedirmenin özellikle sağlıklı gıdalar yedirmenin ne denli zor olduğunu yaşayarak öğrendim. Bu yaşadıklarımla okulumuzda çıkan menünün sağlıklı besinlerden oluşması daha da bir önem kazandı. Sadece çocukların menülerinin sağlıklı besinlerden oluşması da yetmiyordu aslında. Bu bilinci onlara ve ailelere de kazandırmalıydım. Temel yaklaşım; "engellemek değil bilinçlendirmek" olmalı.


Ben bebeklerim daha anne karnındayken beslenme alışkanlığımı değiştirmiştim. Onlara sağlıksız besinleri ve abur cuburları yeme demeden önce onları ben yemedim ve hatta eve bile sokmadım. Arkadaşlarım velilerim hatta ailem bile çocukların abur cubur yemeden büyüyemeyeceğini en azından okula başladıklarında arkadaşlarından görüp isteyeceklerini söylediler. Hepsiyle savaşmak zorunda kaldım. Zor oldu ancak şimdi 9 ve 7 yaşlarında 3 oğlum var. Üçü de sağlıklı ve sağlıksız gıdaları net olarak biliyorlar. Bu yaklaşımı tüm okulumuzda da benimsemiş durumdayız. İşte bu zafer bugüne kadar verdiğim tüm savaşların yorgunluğunu alıyor. Benim de hem çocuklarıma hem de okulumdaki öğrencilerime kazandırmak istediğim buydu.


"Organik beslenme kararımız velilerimizin güvenini arttırdı"


Menünüzdeki gıdaların büyük çoğunluğunu organik besinlere çevirdiniz. Bu radikal ve cesur bir yaklaşım. Bir de maliyet boyutu var. Organiğe geçiş sürecine nasıl karar verdiniz? Veliler konu hakkında nasıl geri dönüş yaptılar?

Okul menülerimizi sağlıklı, doğal ve taze gıdalardan oluşturma cabamız uzun zamandır devam ediyordu. Kendi çapımızda çevremizde doğal ve organik ürün üreticileri iletişime geçip ürünlerimizi onlardan tedarik ediyorduk. Bu süreçte Orvital'den Gıda Mühendisi Muharrem Doğan ile tanıştım. Kendisinin organik ürünler ve üretim süreçleri, kontrol ve denetimleri hakkında verdiği bilgilerden sonra ürünlerimizi onlardan almaya karar verdik. Bu süreçte mutfak ile ilgili üretim maliyetlerimizde belli bir oranda artış oldu tabi. Ancak kısa vadede üstlenmek zorunda kalacağımız bu ekstra maliyetler, Kaplumbağa Ailesi için uzun vadede sağlıklı çocuklar yetiştiriyor olmanın hazzı ile kapanacaktır. Birde velilerimizin bu konudaki memnuniyetleri ve çabamıza gösterdikleri destek de bizleri yüreklendirdi. Menülerimizi organik ürünlerden oluşturduğumuzu duyan ve zaten bu konuda fazlasıyla duyarlı ve bilinçli olan velilerimizin kurumumuza olan güvenini de artırdı.

Kaynak: Bültenler / Güncel
title