Özel Hava Alay Komutanlığı Personeline İlişkin Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli hakkında açılan davanın tutuksuz sanıklardan Üsteğmen Emre Kahraman ve Üsteğmen Mustafa Çokangın, darbe girişimi gecesi, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli hakkında açılan davanın tutuksuz sanıklardan Üsteğmen Emre Kahraman ve Üsteğmen Mustafa Çokangın, darbe girişimi gecesi, Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın bir televizyon kanalındaki sözlerini dinlemelerinin ardından, alaydan ayrıldıklarını anlattılar.
Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Sincan Cezaevi kampusu içindeki duruşma salonunda gördüğü davada, savunmasını yapan tutuksuz sanık Üsteğmen Temel İlter Pala, üsteğmen rütbesiyle Etimesgut Özel Kuvvetler Hava Alay Komutanlığında helikopter pilotu olarak görev yaptığını belirtti.
Darbe girişimi akşamı sanıklardan eski Binbaşı Dursun Varlı'nın çağrısı üzerine birliğe gittiğini, gece saatlerinde gazinoda, Başbakan Binali Yıldırım'ın bir grup askerin kalkışmasından bahsettiğini anlatan Pala, "Suçlamaları kabul etmiyorum. Olaylardan haberim olmadan alaya gittim. Darbe teşebbüsüne katkı verecek hiçbir eylemim olmadı. Diğer şüphelilerle birlikte hareket etmedim." diye konuştu.
Darbe girişiminden önceki süreçte Doğu ve Güneydoğu'da görevli olduğunu, dolayısıyla girişim hazırlıklarından haberdar olmadığını ifade eden Pala, Mahkeme Başkanı Zikrullah Özbağ'ın, "Evinde yapılan aramada 1 dolar bulunmuş" demesi üzerine, bunun, düğünden kalan para olduğunu, başka dolarlarla bankaya yatırmak istediğini ancak üzerinin yırtık olması nedeniyle bankanın kabul etmediğini kaydetti.
Pala, soru üzerine kendisinde 11 dolar ve 150 avro bulunduğunu belirtti.
"Bu saatten sonra öyle bir şey yok"
Tutuksuz sanıklardan Üsteğmen Emre Kahraman da darbe girişimini önceden bilmediğini belirterek olay gecesi saat 21.30 sıralarında sanıklardan eski Binbaşı Dursun Varlı'nın araması üzerine birliğe gittiğini anlattı.
Kahraman, birliğe geldiğinde Albay Ümit Tatan'ın tutuklandığını öğrendiğini, burada sanıklardan, Alay Komutan Yardımcısı Albay Ahmet Balaban'ın yanına giderek "Komutanım, Ümit Tatan tutuklanmış. Kim tutukladı?" diye sorduğunu anlattı.
Balaban'dan, "Boş ver. Sen odanda bekle." yanıtı aldığını söyleyen Kahraman, buradan İdari İşler Astsubaylığı odasına geçtiğini, odada bazı başka kişilerin de bulunduğunu ve kanallardan, gelişmelerin izlendiğini kaydetti.
Sanıklardan Dursun Varlı'yı gördüğünü, elinde plastik kelepçe bulunduğunu, ona, "Komutanım, Ümit Tatan'ı siz mi tutukladınız?" diye sorduğunu ve "Evet" yanıtı aldığını anlatan Kahraman, "Ona, 'Emri kimden aldınız?' dedim. O da yazılı emir var.' dedi." bilgisini verdi.
Bu sırada Varlı'nın, bir grup askere, "Aslında biz sizi burada zorla tutamayız." dediğini ancak araya sanıklardan Mehmet Sağlam'ın girerek "Bu saatten sonra öyle bir şey yok." diye konuştuğunu aktaran Kahraman, sonraki dakikalarda sanıklardan Halit Kabil'in gelerek uçacak kişileri seçtiğini, bunlardan birinin de sanıklardan Özalp Yeşil olduğunu, Yeşil'in, "Komutanım ben rakı içtim." dediğini ancak bunun dikkate alınmadığını ifade etti.
Kahraman, aynı gece Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı'nın bir televizyon kanalındaki sözlerini dinlediğini bildirerek "Özel Kuvvetler Komutanlığında bir karmaşa olduğu anlaşılıyordu. Yanlış bir şeyler için kullanılmak istemedim. Birlikten çıkmak istedim. Bunu, diğer üsteğmenlerle konuştum." dedi.
Birlikte nizamiyeye giderek burada görev yapan sanıklardan Veli Tüven'e çıkıp çıkamayacaklarını sorduklarını ve "Komutanım, giriş çıkış yasaklandı. İzin alın, öyle açayım." yanıtı aldıklarını bildiren Kahraman, bunun üzerine sanıklardan Binbaşı Hüseyin Çakıroğlu'nu bularak aynı konuyu sorduklarını anlattı.
Çakıroğlu'nun, "Ben, emniyet için girişin yasaklandığını söyledim, çıkış için bir şey söylemedim. Ama sizin amiriniz ben değilim. Amirinizle konuşun." dediğini aktaran Kahraman, bunun üzerine nizamiyede görevli Tüven'e izin aldıklarını söylediklerini, kendisinin yaya, bazı arkadaşlarının ise otomobille birlikten çıktığını kaydetti.
Kahraman, eve dönünce sanıklardan Özalp Yeşil'in kendisini aradığını ve "Keşke beni de alsaydınız." dediğini belirterek "Hiçbir terör örgütüyle alakam yok. Birinci sicil amirim tarafından alaya çağrıldım. Alay komutanının enterne edildiğini, Semih Terzi ve beraberindekileri görmedim. Alayda hiçbir eyleme katılmadım. Şüphe duymam üzerine alayda kalmadım. Amirlerimden izin almadan birliği terk ettim. Suçlamalar asılsızdır, beraatımı talep ediyorum." diye konuştu.
"Darbenin parçası olmak istemedim"
Tutuksuz yargılanan Mustafa Çokangın da eşiyle alkollü bir yerde yemek yerken, F16'ların alçaktan uçtuğunu gördüğünü, saat 22.30'da Üsteğmen Emre Demir'in kendisini arayarak "Dursun Varlı beni çağırdı." dediğini bildirdi. Bunun üzerine aradığı Varlı'nın kendisini acilen alaya çağırdığını aktaran Çokangın, "Amirlerce verilen emirleri sorgulamak TSK'nın kurallarına aykırıdır." dedi.
Birliğe gittiğinde darbe girişiminden haberdar olmadığını kaydeden Çokangın, alayda, sanıklardan Binbaşı Mehmet Sağlam'ın kendisine, "Beraber uçalım." dediğini ancak uçmak istemediği için üç duble rakı içtiğini söylediğini bildirdi.
Sanıklardan Özalp Yeşil'in de uçuş için isteksiz olduğunu ve bir buçuk duble rakı içtiğini söylediğini belirten Çokangın, Sağlam'ın, "Beraber uçalım." demesine rağmen, daha sonra kendisini uçacak personel arasına seçmediğini ifade etti.
Çokangın, ilerleyen saatlerde idari işler astsubaylığı odasında televizyondan, Tümgeneral Aksakallı'nın açıklamalarını dinlediğini aktararak "Onun üzerine, darbenin parçası olmak istemedim. O yüzden önce normal yoldan çıkmayı, o olmazsa, emniyetin daha az olduğu Türk Hava Kurumu tarafından birlikten çıkmayı kararlaştırdım." diye konuştu.
Kendisinden önce savunma yapan sanık Kahraman'ın anlattığına benzer şekilde alaydan çıktıklarından bahseden Çokangın, şunları kaydetti:
"Darbe girişiminden önce böyle bir hareketten haberim yoktu. Hayatımın hiçbir aşamasında FETÖ'ye yaklaşmadım, dershanelerine ve eğitim kurumlarına gitmedim, pilavını yemedim, sohbetlerine katılmadım. Kara Harp Okulunda, 2008'e kadar herhangi bir sorun yaşamadım. Ama bundan sonra, en ufak suç işlemememe rağmen birçok kez ceza aldım. Kısa süre içinde 11 hafta sonu iznim iptal edildi. Bana bunu yapanlar bazı öğrencilere ayrıcalık tanıyorlardı. Okulda bazı öğrenciler özgüvenle hareket ederken, bazıları korkuyla hareket ediyordu. Bundan çok rahatsızdık. FETÖ yapılanması olduğunu sonradan öğrendik. O dönemde okulu bırakmak istedim ama ailemi ikna edemedim."
Çokangın, darbe girişimi gecesi süper kobra helikopterlerinin, halkın üzerine ateş açmasını unutamadığını söyleyerek "Ne olursa olsun, buna anlam veremem. Bu yüzyılda Türkiye'de darbe yapılacağı aklıma gelmezdi. Şahsi fikrime göre darbe çağ dışı ülkelerde olur." ifadesini kullandı.
Duruşmaya sanık savunmalarıyla devam ediliyor.