Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

(Özel Haber) Tarihi Esere "Sanat Oyunu"

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Antalya’nın Demre ilçesinde tarihi olduğu düşünülen yazıta Funda Arar’ın şarkısını tersten yazan Akdeniz Üniversitesi Seramik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Selahattin Pekşen, insanların dikkatini çekmek ve eserin ilgi çekmesi için "sanat oyunu" yaptığını söyledi.

Antalya'nın Demre ilçesinde tarihi olduğu düşünülen yazıta Funda Arar'ın şarkısını tersten yazan Akdeniz Üniversitesi Seramik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Selahattin Pekşen, insanların dikkatini çekmek ve eserin ilgi çekmesi için "sanat oyunu" yaptığını söyledi.

Antalya'nın Demre ilçesinde dünyaca ünlü Noel Baba Müzesi önündeki üç yazıttan birinde Kiril alfabesi ile yazılmış gibi görünen yazıların aslında Funda Arar'ın "Yağmur" isimli şarkısının tersten yazılmış hali olduğu ortaya çıkmıştı.

Kiril alfabesini andıran yazıların şair Gülsüm Cengiz'in "Yağmur" isimli şiirinin tersten yazılmış hali olduğunu belirten Akdeniz Üniversitesi Seramik Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Selahattin Pekşen, heykellerin Anadolu'da geçmiş uygarlıkları anlattıklarını belirterek, "Bu heykelin bir tanesinin üzerinde Türkçe bir şiir var. Diğerleri de Anadolu'daki geçmiş uygarlıkları anlatıyor. Antalya'da Karain Mağarası'nda bulunan 40 bin yıl önce yaşamış insanların keçi sembolü bulunuyor. Günümüzde Funda Arar'ın şarkısını söylediği ve Gülsüm Cengiz'in şiirini yazdığı metin bulunuyor" dedi.

"İNSANLARI ŞAŞIRTMAK İÇİN YAPTIM"

Eserin tamamen bir kompozisyon olduğunu da belirten Yrd. Doç. Dr. Pekşen, Gülsüm Cengiz'in şiirini beğendiği için tarihi anıtlardan birinin üzerine tersten yazdığını ve böylece bir "sanat oyunu" yaptığını belirterek, "2000'li yıllarda Gülsüm Cengiz'in şiirini beğendim ve en son kısmını aldım. O üç eserden birine ekledim. Şiiri tersten yazmamızın nedeni bizim geçmiş kültürümüzde Osmanlıca ve Arapça yazılar o şekilde yazılırdı. Orta Asya'dan gelen Göktürk alfabesinde de yazılar bu şekilde ya da yukarıdan aşağıya yazılırdı. İnsanları biraz daha şaşırtmak ve esere bağlamak için yaptık. Şiir duygusal ve esere uygundu" şeklinde konuştu.

"ÇÖZMEYE ÇALIŞTILAR"

Sık sık eserin bulunduğu ilçeye gidip turistlerin eseri incelemelerini izlediğini belirten Yrd. Doç. Dr. Pekşen, "İlçeye gittiğimde yerli ve yabancı turistlerin dokunup baktıklarını gördüm. Bu çok güzel bir duygu. Fotoğrafını çektiler. Genelde beğenildi. Yazıyı oraya koyduğumdan beri uzun süre yazıyı okumaya çalışmışlar. Sonraları tersten yazıldığını fark etmişler" dedi.

Başka eserlerde de benzer çalışmaları olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Pekşen, Bulgaristan, Letonya ve Kemer'de bu türden çalışmalarının olduğunu ve çalışmaların birçok sanat öğesini bir araya getirdiğini de sözlerine ekledi.

Esere tersten yazılan metin ise şöyle:

"Tutkunu olduk bir sevdanın.

Ne acılar yaşadık

Ne günler geçirdik

Yüreğimde paslı

Bir bıçak saplı.

Yüzünün rengi griydi sensiz

İstanbul şehri beyaz değildi

Bulutlar martı kanatlarıyla

Düşlerim beyaz beyaz değildi." - ANTALYA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title