Menemen Çömlekleri Dünyaya Açılamadı, Dünya Menemen'e Açıldı
Toprağın marifetli ellerde işlenerek yeni bir forma kavuşturulduğu çömlekçilik mesleği, Menemen’de yabancı elleri ağırlıyor.
Toprağın marifetli ellerde işlenerek yeni bir forma kavuşturulduğu çömlekçilik mesleği, Menemen'de yabancı elleri ağırlıyor. Menemen çömlekçileri henüz dünyaya açılma hayalini gerçekleştiremese de farklı teknikleri ile Afrikalı ve Amerikalı öğrencileri yetiştirerek dünyanın Menemen'i keşfetmesini sağlıyor.
Toprağının özelliği nedeniyle Türkiye'de ayrı bir yere sahip olan Menemen çömlekleri, şimdilerde yabancı ellerde hayat buluyor. İhracata dayalı ürün yapan çömlekçiler bir bir kapanmaya başlayınca İzmir'in Menemen ilçesinde sadede iç piyasaya yönelik ürün geliştiren çömlekçiler, dünyaya açılma hayallerini Afrikalı ve Amerikalı öğrencileri yetiştirerek gerçekleştirmeye çalışıyor.
Dünyaya açılamasalar da dünyanın Menemen'e açıldığı söyleyen çömlekçi Bilal Deniz, Menemen çömleklerinin tekniğini diğer yabancı çömlekçilere de öğretmek istediklerini belirtirken, eşi ve beş çocuğu ile Amerika'dan Menemen'e göç ederek çömlekçilik öğrenen 28 yaşındaki Joel Hildebrand ise "Amerika'dan çırak geldim burada usta olmak istiyorum" dedi.
TOPRAKTAN TEZGAHA
Çömlekçilik mesleğinin dedelerinden kalma bir meslek olduğunu anlatan Deniz, dedelerinin Konya'da çömlekçilik mesleğine başladığını ancak Menemen topraklarının özelliği nedeniyle mesleklerini Menemen'de devam ettirdiklerini belirtti. Menemen toprağının daha kaliteli olduğunu ifade eden Deniz, topraktan tezgahlara gelen süreci ve Menemen çömleklerinin özelliğini şu sözlerle anlattı:
"Toprağı önce dışarıdaki dev mikserlerde karıştırıp erittikten sonra içindeki taş ve otları ayırıyoruz. Titreşimli eleklerden geçirip dinlendirme havuzlarına alıyoruz. İçeri getirdiğimiz zaman ayakla ezip sertini yumuşaklığını karıştırıyoruz. Sonra kıyma makinesine alıyoruz. Elleriyle şekillendirene usta deniyor. Tezgahtan çıkan ürün tornacı arkadaşımıza gidiyor. Üstünü kazıyor, tıraşlıyor. Desen çalışması yapılacaksa desen çalışması yapılıyor sonra kuruyup fırınlanma aşamasına geliyor. Dedelerimiz Konya'da da bu işi yapıyordu. Tokmaklarla dövüp harç yapardık. Hiç güneş görmeden fırına atılıyordu. Çünkü güneş gördü mü paramparça oluyordu. 72 saat fırınlanıyordu Konya'da. Menemen'in toprağı daha kaliteli olduğu için dedelerimiz burayı keşfetmişler. Burada 12 saat ile 16 saat arasında fırınlanıyor. Güneş gördüğü zaman çatlamıyor. Daha dayanıklı."
"ÇÖMLEKÇİLER BİRER BİRER KAPANIYOR"
İnsanlıkla var olmuş bir meslek olan çömlekçiliğin bugünlerde sıkıntılı günler geçirdiğini dile getiren Deniz, ürünlerinin dış piyasada ucuz satıldığını bu sebeple ihracata yönelik çalışan ve usta çalıştıran çömlekçilerin birer birer kapandığını anlattı. İç piyasaya çalışan ve küçük atölyelerde kendi işini yapanların mesleklerini devam ettirdiklerini kaydeden Deniz, "Çömlek piyasasında Türkiye dünyada iyi. Yılda 80 TIR ihracat yapan arkadaşlarımız vardı ama burada bir ürün 10 TL, Amerika'da aynı ürünün 150 dolara satıldığı söyleniyor. Böyle olduktan sonra herkes çömlekçi olmak ister. Önceki yıllarda parası çok iyiydi bizim çocukluğumuzda müşteriler sırada bekliyordu. Şimdi tutku için yapıyoruz. Bugün 'Yeni baştan iş yapmak ister misiniz?' diye sorsalar bu atölyeler yapılmaz. İşimizi severek yapıyoruz ama geçinmek de lazım. Bugünkü şartlarda yine çömlekçilik yaparız ama 20 yaşında olsaydım çömlekçi olmak istemezdim" dedi.
"HALA YAPAMADIĞIM ÜRÜNLER OLUYOR"
Çömlekçiliği öğrenmenin çok zor olduğunu, çömlek öğrenmenin sınırının olmadığını söyleyen Deniz, "Emekli oldum hala yapamadığım bazı ürünler oluyor. Herkes çalıştığı işte uzmanlaşıyor. Sürekli yaptığını yapıyor ama ilk defa bir ürün karşısına geldi mi bocalıyor. İyi kötü bir şey yapılması için 6 ay çalışılması gerekiyor" diye konuştu.
"TEKNİĞİMİZ ÇOK İLERİ"
Menemen çömleklerinin tekniğini Afrikalı ve Amerikalı öğrencilere öğrettiklerini ifade eden Deniz, tekniklerini tüm dünya çömlekçilerine öğretmek için de oldukça istekli olduklarını belirtti. 2012 yılının aralık ayında TİKA'nın organizasyonu ile 9 Afrikalı öğrenciye çömlekçilik dersi verdiklerini hatırlatan Deniz, "Onlara iki ay boyunca çömlekçilik öğrettik. Devlet her türlü ihtiyaçlarını karşıladı. Şimdi de Joel diye Amerikalı bir arkadaşımız var. Ona meslek öğretiyoruz çünkü bizim tekniğimiz çok ileri. Onların bir ayda yapacağını biz bir iki günde yapıyoruz. Çok iyiyiz ama piyasa bulamıyoruz. Biz dünyaya açılamadık ama dünya Menemen'e açıldı. Afrikalı ve Amerikalı öğrencilerimiz oldu. Tüm dünya çömlekçilerini Menemen'e bekliyoruz. Tekniğimizi onlara öğretmekten gurur duyarız" diye konuştu.
MENEMEN'E ÇÖMLEKÇİLİK YAPMAYA GELDİ
Yaklaşık 5 aydır Bilal Deniz'in çömlekçi atölyesinde meslek öğrenen 28 yaşındaki Joel Hildebrand, 6 sene önce eşi ve beş çocuğu ile Amerika'dan Türkiye'ye yaptıkları göçü ise şöyle anlattı: "8 sene önce Amerika'da çömlekçiliğe başladım. Kendi işimi kurmuştum. 6 sene önce Türkiye'de geldim gezmek için. Beğendim, eşimle buraya gelmeyi düşündük. Menemen'e taşındık. Çömlek işini öğrenmek istiyordum. Menemen'de Bilal ağabeyle tanıştım. Bana ders veriyor. Onların tekniğini öğrenmek istiyorum."
"AMERİKA'DAN ÇIRAK GELDİM, BURADA USTA OLMAK İSTİYORUM"
Amerika'da küçük ürünler için kullanılan teknikleri çok güzel olduğunu söyleyen Hildebrand, Amerika ve Menemen çömlekleri arasındaki farkı şöyle özetledi:
"Türkiye'de daha güzel bir teknik var. Daha büyüklerini çok daha hızlı yapıyorlar. Normal bir saksıyı 500-600 tane yaparlar bir gün içinde ama benim teknikle günde en fazla 50 tane yaparım. Onlarınki çok düzgün hiçbir fark yok gibi. Arkadaşlarım Amerika'ya gelmek istiyorlar. Ben de, 'Benim iş yerine gelin, beraber yapar satarız' diyorum. Öğrenciler beni buluyor. Türkiye'yi gezmek, çömlek hakkında her şeyi öğrenmek istiyorlar. 'Tamam buyurun gelin' diyorum. Bir süre sonra Amerikalılara da ben öğretirim. Amerika'dan çırak geldim, burada usta olmak istiyorum." - İZMİR