Haberler
Bahçeli'nin çağrısı sonrası DEM Parti Öcalan'la görüşmek için yazılı başvuru yaptı

Bahçeli'nin Öcalan çağrısı sonrası DEM Parti ilk adımı attı

Ankara'da görüşme hareketliliği! Bahçeli ve Ahmet Türk'ten art arda açıklamalar

Bahçeli "Ağaların kapısı açık olur" dedi, Ahmet Türk'ten yanıt gecikmedi

'Ahmet Özer' tartışması tansiyonu yükseltti, İmamoğlu çileden çıktı

İBB Meclisi'nde tansiyon yükseldi, İmamoğlu çileden çıktı

Yenidoğan Çetesi davasında kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

Sanık hemşireden kan donduran sözler: Kötü bir bebekti

(Özel Haber) Kıkırdakların Yenilenme Potansiyeli Çok Zayıf

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç.Dr.Hasan Bombacı, eklem kıkırdaklarının aşınmaya başladıktan sonra, tamamen iyileşip, eski haline gelmesinin mümkün olmadığını...

Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Hasan Bombacı, eklem kıkırdaklarının aşınmaya başladıktan sonra, tamamen iyileşip, eski haline gelmesinin mümkün olmadığını belirtti.

Doç. Dr. Bombacı, "Kıkırdağın yapısından dolayı kendini yenileme potansiyeli çok düşüktür. İleri yaşlarda bu daha da belirgindir. Bu yüzden eklemleri korumak, tedavi için uygulanacak yöntemlerden daha faydalı. Bu konuda değiştirilmesi kişinin elinde olan ve olmayan bir takım etkenler vardır. Sözgelişi, romatizmal hastalıklar-ki çoğunlukla birden çok eklemi tutar- veya doğuştan gelen anormallikler kişinin değiştiremeyeceği etkenlerdir. Ancak sağlıklı bireylerde eklemlere zarar veren bazı aşırı yüklenmeler önlenebilir. Bunun için fazla kilodan kurtulmalı, ağır sporlar yapmamalı ve travmalardan dizi korumalıyız" diye konuştu.

ÇARPIK BACAKTA AŞINMA FAZLA

Halk arasında kıkırdak aşınması olarak bilinen eklem bozulması, genç ve yaşlı insanlarda farklı nedenlere bağlı olarak ortaya çıktığını belirten Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ortopedi ve Travmatoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Doç. Dr. Hasan Bombacı, "Gençlerde görülen kıkırdak hasarları eğer doğuştan bir metabolik hastalık yoksa çoğunlukla travma sonucu gelişir. Travmanın ülkemizdeki en sık sebeplerinden biri trafik, diğeri iş kazalarıdır. Ekleme uzanan kırıklar çoğunlukla eklemde kalıcı hasar bırakırlar. Spor yaralamaları da diğer bir sık yaralanma sebebidir. Bu yaralanmalarda hasar doğrudan eklem kıkırdağında olabileceği gibi, eklem etrafındaki dokularda hasar yaratarak (diz bağ yaralanmaları gibi) sonraki yıllarda kıkırdağın bozulmasına dolaylı yoldan da sebep olabilir. İleri yaşlarda ise durum biraz farklıdır. Belirgin bir travma olmasa bile vücudun yaşlanmasıyla birlikte eklemlerde de bir yıpranma meydana gelir. Vücudun genel olarak tamir kapasitesi düştükçe, kıkırdağın da zaten çok sınırlı olan tamir kapasitesi azalır. Yılların verdiği yüklenme ile aşınmalar meydana gelir. Dizilim bozukluğu olan bacaklarda diz, kalça ya da ayak bileğinde, yüklenmenin bir tarafa doğru daha fazla olmasına bağlı olarak aşınma da o bölgede daha fazla olur. Bilimsel olarak kesin olmasa da ailesinde artroz (kireçlenme) görülenlerde eklem sorunlarının daha erken görülme ihtimali var" şeklinde konuştu.

PRP, KONUSUNDA ARAŞTIRMALAR DEVAM EDİYOR

Eklemlere binen yük ne kadar fazla olursa aşınmanın o kadar fazla olacağını belirten Doç. Dr. Bombacı, "Aşırı kilolu insanlarda şikayetler daha belirgin oluyor. Ağır iş ve spor yapanlarda diz problemleri ile daha çok karşılaşıyoruz. Fizyolojik sınırların üzerinde tekrarlayan yüklenmelerde az ya da çok kıkırdak hasarları kaçınılmazdır. Sözgelişi hamallık yapan ya da halter kaldıran kişilerde dize binen yük artar. Bunun sonunda da zamanla artroz görülme ihtimali artar. Özellikle ileri yaşlarda dize binen yükü aşırı arttırmayan, yüzme, yürüyüş, bisiklet gibi hafif sporlar yapılmalı. Eklemleri olabildiğince travmalardan korumak bilinçli spor yapmakla olur. İster kırık isterse bağ hasarları olsun eklemin doğal dengesini bozan her şey, ileri yaşlarda mutlaka problem yaratır" dedi. Doç. Dr. Bombacı sözlerine şöyle devam etti: "Kıkırdağın hücre üremesi, kanlanması, mikroyapısı gereği kendini yenileme potansiyeli çok düşüktür. Bir yerinizi keserseniz yaklaşık 2 hafta içinde iyileşir ama kıkırdakların tamir kapasitesi öyle değil. Trombositten zengin kan anlamına gelen "Platelet Rich Plasma" (PRP), kişinin kendi kanından elde edilen, hücresel iyileşme sürecini uyaran "büyüme faktörleri"nin kullanıldığı bir tedavi yöntemi. Fakat PRP, konusunda bilimsel araştırmalar hala devam ediyor.

Büyüme faktörlerinin ideal konsantrasyonu, dozu, uygulanma zamanı hala araştırılıyor. Diğer taraftan genç hastalarda kendi kıkırdağından elde edilen hücrelerin üretilerek hastaya nakli bilimsel olarak etkisi daha fazla kanıtlanmış bir yöntemdir. Fakat bu daha masraflı ve uzun süreçli tedavi yönteminin önkoşulları vardır. Ancak uygun hastalarda yapılması gerekir. Bir de bölgesel olarak sağlıklı bir kıkırdak dokusunun daha az yük taşıyan bölgeden, kemiği ile beraber alınıp, daha çok yük taşıyan bölgeye nakledilerek yapılan bir yöntem var. Kıkırdak hasarı ile gelen hastaların tedavisinde, hastanın yaşı, hastalığının derecesi, sebebi, başka dolaylı etkileyen faktörler dikkate alınarak en uygun olan yöntemi kullanıyoruz. Unutmamalı ki tedavide geç kalınırsa, "biyolojik yöntemler"in yerini, diz protezi gibi son aşamadaki tedavi alternatifleri alır. Eklemi tamamen çıkardıktan sonra, yerine konulan plastik ve metalden yapılmış suni eklem (diz protezi) hiçbir zaman kendi ekleminiz gibi olamaz. Bunun için eklemlerinizi korumayı ihmal etmeyin". - İSTANBUL

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title