Gazetecilerden Meslektaşlarına Saldırılara Tepki
Çatışma ortamı, Güneydoğu’daki gazetecileri de hedef haline getirdi.
Çatışma ortamı, Güneydoğu'daki gazetecileri de hedef haline getirdi. Son günlerde, bölgede yaşanan olayları kamuoyuna duyurmak isteyen gazetecilere saldırılar arttı. Bölgedeki gazeteciler ve gazeteci örgütleri, meslektaşlarına yapılan saldırıları kınayarak, taraflara çağrı yaptı.
90'lı yıllarda onlarca gazetecinin katledildiği ve kaçırıldığı Güneydoğu'da, çözüm süreciyle birlikte mesleklerini daha güvenilir bir ortamda icra etmeye başlayan gazeteciler, son günlerde artan çatışma ortamıyla birlikte yeniden hedef alınmaya başladı. Diyarbakır'da Yeni İhya-Der Başkanı Aytaç Baran'a yapılan suikastın ardından 3 gazeteci, kimlikleri belirlenemeyen bir grup tarafından saldırıya uğradı. Bunu Nusaybin ve Tunceli'deki saldırılar izlerken, gazeteciler toplumsal olaylarda da güvenlik güçleri ile göstericilerin arasında kalarak, sık sık hedef haline geldi. Bölgede görev yapan gazeteciler ve gazeteci örgütleri, meslektaşlarına yapılan saldırıları kınayarak, tepki gösterdi.
"KİMDEN GELİRSE GELSİN KINIYORUZ"
İhlas Haber Ajansı'na (İHA) açıklamalarda bulunan Siirt Gazeteciler Derneği Başkanı Atilla Durak, gazetecinin haber alma özgürlüğünün kısıtlanmaması gerektiğine dikkat çekti. Gazetecilerin zaten zor şartlar altında mesleklerini sürdürdüklerini ve bu da yetmezmiş gibi kendilerine yönelik saldırılar olduğunu vurgulayan Durak, "Tek amacı toplumu bilgilendirmek, toplumun dert ve dileklerini yetkililere aktarmak olan gazeteciler ulvi bir görevi icra ediyor. Siirt Gazeteciler Derneği olarak bu işin arkasında olacağımızı bildiriyor ve şiddeti kim yapıyorsa yapsın kınıyoruz" dedi.
"GAZETECİLERE YARDIMCI OLUNMALI"
Siirtli gazeteci-yazar İzzettin İçin, hiç kimsenin gazetecileri tarafmış gibi görmemesi gerektiğini anlatarak, "Herkes biliyor ki gazeteci vatandaşı bilgilendirmek için bir görev icra ediyor. Bu görev sırasında kim olursa olsun hangi kesim olursa olsun gazeteciyi bir tarafmış gibi görmek son derece yanlıştır. Gazetecilerin, halkı bilgilendirmek için çok önemli toplumsal bir görevi ifa ettikleri unutulmamalıdır. Gazeteciler görevini icra ederken kendilerine yardımcı olunmasını bekliyoruz" diye konuştu.
"HABERCİLİK ALANI DARALTILIYOR"
Güneydoğu'nun, Türkiye'de gazeteciliğin en zor yapıldığı bölge olduğuna ve burada habercilik alanının daraltıldığına işaret eden Mardin Gazeteciler ve Yazarlar Cemiyeti Başkanı Kadir Üründü, bu alanın genişletilmesinin hem kamunun hem de toplumun görevi olduğunu kaydetti. Bölgedeki gazetecilerin şu anda zor bir dönemden geçtiklerine vurgu yapan Üründü, gördükleri ve yaşadıkları karşısında bedensel ve ruhsal birçok sıkıntı yaşayan gazetecilere yapılan saldırıların, bu sıkıntıları katladığını kaydetti. Toplumun gören gözü, işiten kulağı olan gazetecilerin kamuoyunu bildirmek için gecesini gündüzüne katarak, mesleği icra etmeye çalıştığını dile getiren Üründü, şunları kaydetti:
"Bölgede gazetecilik yapmak hakikaten çok zorlaştı. Zaman zaman tehdit ediliyoruz, darp ediliyoruz ve bazen de çeşitli saldırılara maruz kalabiliyoruz. Sahada koşturan, koşuşturan muhabir ve gazeteciler toplumun gerçek haber almasını sağlayan insanlardır. Bunların habercilik alanlarını daraltmak yerine onlara yardımcı olunması hem kamunun hem de toplumun görevidir."
"SALDIRILAR KAMUNUN HABER ALMA HAKKINI GASP ETMEKTİR"
Batman Basın Derneği (BBD) Başkanı Cebrail Uyanık, gazetecilere yönelik son günlerde artan saldırıları büyük bir üzüntüyle izlediklerini belirterek, "En kısa sürede ülkede barışın yerleşmesini ve provokasyonların son bulmasını diliyoruz. Yaşanan olayları takip eden gazetecilere yönelik yapılan saldırılar kabul edilemez, bunu şiddetle kınıyoruz. Basın mensupları kamu görevi yapmaktadırlar. Gazetecilere yapılan saldırılar kamuoyunun haber alma hakkını gasp etmektir. Yetkililerin konuya duyarlı olmasını istiyoruz" şeklinde konuştu.
"HABER ALMA HAKKI ENGELLENEMEZ"
Batman Doğuş Gazetesi'nde muhabirlik yapan Yusuf Uyanık da sahada çalışan bir muhabir olarak, kaygı içerisinde olduğunu belirterek, şu ifadelerde bulundu:
"Basın mensupları halkın haber kaynaklarıdır. Bilgiyi en doğru şekilde kamuoyuna duyura bilmesi için defalarca canını tehlikeye atıyor. Bununla birlikte bir de gazeteciler sözlü ve fiziksel saldırılara maruz kalıyor. Bu kabul edilemez. Hiç kimse, hiçbir siyasi güç ve devletin gücü gazetecinin görev yapma hakkını engelleyemez. Engellerse suç işlemiş olur. Herkesin bilmesi gereken bir şey vardır, haber alma hakkı engellenemez."
"SALDIRILAR SÜREÇLE BİRLİKTE AZALMIŞTI"
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti (GGC) Başkanı Veysi İpek ise çözüm süreciyle birlikte gazetecilere yönelik saldırıların azaldığını ancak gerilim arttığı bu günlerde saldırıların yeniden başladığını vurgulayarak, şunları söyledi:
"Türkiye'de maalesef son 5 yıldır artan bir baskı var, çözüm süreci ile birlikte bu biraz değişmişti ama bir baskı vardı. İdeal gazetecilik, milli gazetecilik, ideolojik gazetecilik, misyon gazeteciliğe doğru yöneltme vardı. Bu kapsamda da gazetecilere güven noktasında problemler yaşatmaya çalışıyorlardı. Yalan yanlış haberle yapıldığını ileri sürüyorlardı. Bu anlamda önce gazetecilerin kamuoyundan haber alma özgürlüğünü, doğru haberi verme noktasında kaynağından haberi alma özgürlüğünü kısıtlayarak bir nevi yalan beyanlar, yalan haberler yapıyorlar demeye çalıştılar. Kamuoyuna da bu noktada bizi güçlü kılmasını, doğru haberi aktarmak için bizi desteklemeleri gerektiği çağrısında bulunuyorum. Eğer kamuoyu gazetecilerin arkasında olursa, tarafsız bağımsız temelde insan hakları, demokrasi ve adaletin olduğu gazetecileri desteklerse inanın Türkiye'deki basın özgürlüğünün dışında, bu fiziki saldırıların veya psikolojik baskıların dışında Türkiye toplumu da hızlı bir şekilde gelişir. Çünkü demokrasinin mihenk taşı basın ve ifade özgürlüğüdür."
"BASIN SUSARSA OLAYLARIN BOYUTU DEĞİŞİR"
Diyarbakır'da gazetecilik yapan Nail Kadırhan da gazetecilere yapılan saldırıları kınadı. Saldırıların kamuoyunun haber alma özgürlüğüne yapıldığını dile getiren Kadırhan, basının susması halinde olayların çok başka bir boyuta geçeceğini ifade etti. Kadırhan, gazetecilere saldırmak yerine onlara yardımcı olunması gerektiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Gazetecilik bölgedeki en zor işlerden biri özellikle bütün toplumsal olaylarda gazeteciler hedef seçiliyor. Oysa gazetecilerin burada yapmış olduğu bir kamu görevi var. Çok özel bir iş var. Yani gazeteciler her seferinde hedef alınıyor, gazeteciler tartaklanıyor, cihazlarına zarar veriliyor. Oysa gazeteciler burada vatandaşların, mağdur olanın herkesin gözü, kulağı, dili. Gazetecileri engellemek yerine gazetecilerin işlerini yapmalarına izin verilmeli, kamuoyunun daha çok aydınlanması için çalışılmalı. Bu saldırıların kesinlikle gazetecilere yapılması kabul edilebilir bir durum değil. Bunun için ilgili tüm kişilerin, siyasi parti olur, kamu görevlileri olur, valiler olur emniyet yetkilileri olur bunların mutlaka bunun önüne geçmesi lazım. Çünkü gazetecilerin görev yapmamaları meydana gelen birçok şeyin karanlıkta kalması demektir. Onun için herkesin gazetecileri dövmek tartaklamak yerine yardımcı olmaları kamuoyu açısından çok daha iyi olur." - DİYARBAKIR