Haberler
İsrail ve Hizbullah ateşkese çok yakın: 36 saat içinde ilan edecekler

Savaşın bitmesine saatler kaldı! Ateşkes artık çok yakın

Kreş tartışmasında CHP'li Başarır ağzını fena bozdu: Tweet bu kadar, geri zekalı

CHP'li Başarır ağzını fena bozdu! Varank'ın yanıtı ise daha bomba

Naci Görür'den Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

Malatya'daki depremden sonra korkutan açıklama: Sonuncusu 2 bin 500 yıl önceydi

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

İşte kokoreçcide ölen gencin son videosu: Ölürsem bunu paylaşın

(Özel Haber) 6 Asker Arkadaşı Şehit Olan Gazi İha'ya Konuştu

(Özel Haber) 6 Asker Arkadaşı Şehit Olan Gazi İha'ya Konuştu
Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Siirt'in Pervari ilçesinde eylül ayında 6 askerin şehit olduğu karakol baskınında yaralanan 25 yaşındaki çavuş Yakup Acar, dehşet anlarını anlattı.

Siirt'in Pervari ilçesinde eylül ayında 6 askerin şehit olduğu karakol baskınında yaralanan 25 yaşındaki çavuş Yakup Acar, dehşet anlarını anlattı. Teröristlerin karakolun yakınındaki mahalleyi ve okulu siper olarak kullandığını, sivillere bir şey olmasın diye karşılık veremediklerini belirten Gazi Yakup Acar, "Saldırı öncesinde telsizden Kürtçe konuşmalar duydum. Saldırı anını ve arkadaşlarımın sesini unutamıyorum" dedi.

Siirt'in Pervari ilçesindeki Belenoluk Jandarma Karakolu'na, 24 Eylül 2011 tarihinde teröristler tarafından düzenlenen hain saldırıda 6 asker şehit olurken, nizamiyede bulunan Bursalı er Yakup Acar (25) yaralanmıştı. Kanastan gelen bir merminin beline isabet etmesi sonucu ağır yaralanan Bursalı asker, dehşet anlarını İhlas Haber Ajansı'na anlattı.

Daha önce kendilerine bir saldırı olacağı ile ilgili istihbaratın geldiğini söyleyen Acar, her askerin tetikte beklediğini anlattı. 24 Eylül günü saat 17.00 sıralarında karakol yakınlarında birkaç el silah sesi duyduğunu kaydeden Acar, daha sonra telsizden Kürtçe konuşmalar geçtiğini duyduğunu ve bunu hemen karakol komutanına haber verdiğini belirtti. Terhisine 18 gün kala saldırının meydana geldiğini anlatan Acar, Kürtçe konuşmalar sebebiyle saldırı olacağını tahmin ettiklerini ifade ederek, "Ben o sırada karakolda nizamiye çavuşuydum. Telsize Kürtçe konuşmalar düştü. Bizim karakolumuzun basılacağı belliydi. Telsiz sesindeki konuşmaları hemen karakol komutanıma haber verdim. Karakol komutanı tugay komutanlığını aradı. Ben daha sonra nizamiyeye koştum. Nöbetçi arkadaşlarımın daha dikkatli olmaları konusunda uyardım. Aradan 5 dakika geçtikten sonra bir iki el ateş sesi geldi. Biz ilk önce köylülerin keklik avladığını düşündük. Herhangi bir karşılık vermedik. Ardından silah sesleri daha da yoğunlaştı. Biz mevzimizde 3-4 kişiydik. Biz de onlara karşılık verdik, çatışma çıktı" diye konuştu.

"TERÖRİSTLER OKULU SİPER OLARAK KULLANDI"

Saldırının 3 bölgeden geldiğini söyleyen Acar, bir grup teröristin bir okulu siper olarak kullandığını söyledi. Acar, çatışma anını şöyle anlattı:

"Nizamiyenin karşısında okul binası vardı. Öğretmenler ve öğrenciler bulunuyordu. Karakolun ön tarafında Beşevler Mahallesi vardı. Biz okula ateş edemiyorduk. Onlar bize ateş ediyordu. Oradakilere herhangi bir zarar gelmemesi için ateş etmedik. Mevzi 3 kişilik olduğu için bazı arkadaşlarımızı dışarı çıkardım. Muhtemel bir roket saldırısına karşı zayiat vermeyelim istedik. O anda hava kararmak üzerindeydi. Onlar bizi görüyor ama biz onları göremiyorduk. Kurşunun nereden geldiğini göremedik. Onlar da okulu, evleri siper almışlar. Karakol, çukurda olduğu için onlar bizi rahat bir şekilde görüyordu."

"SALDIRI 4 SAAT SÜRDÜ"

Saldırı esnasında kendisinin ve bir arkadaşının yaralandığını söyleyen Acar, bir Kanas mermisinin sırtına isabet ettiğini ve kısa bir süre baygınlık geçirdiğini söyledi. Saldırının yaklaşık 4 saat sürdüğünü dile getiren Acar, "Ben yere düştüm. 5-10 dakika baygınlık geçirdim. Ayıldığımda hava kararmıştı. Çatışma daha da yoğun bir hale gelmişti. Saldırıdan kısa bir süre sonra Skorsky helikopterler geldi. Onlar teröristlerin yerlerini tam tespit etmek için ateş ediyordu. Daha sonra komutanlar ve arkadaşlarım beni alarak helikoptere götürdü. Oradan Şırnak Askeri Hastanesi'ne nakledildim" şeklinde konuştu.

"SESLERİ ÇOK İYİ HATIRLIYORUM"

Aynı mevzideki bir arkadaşının ayağından vurulduğunu kaydeden Acar, "Ben belimden vuruldum. Kendi kendime belime kan kaybı olmasın diye tampon yaptım. Bir asker arkadaşımın yaralı askere seslenerek, 'Yakup çavuşa bakın. Onun durumu daha ağır' dediğini duydum. Bana yardım etmeleri için diğer arkadaşlara bağırdığımı hatırlıyorum. Arkadaşlarımın sesini çok iyi hatırlıyorum" açıklamalarında bulundu.

"SALDIRINI RÜYALARIMA GİRİYOR, UNUTULACAK BİR ŞEY DEĞİL"

Kendine geldiğinde GATA'da olduğunu söyleyen Acar, "Bana saldırı ile ilgili herhangi bir şey söylemiyorlar. Karakol komutanının yaralandığı, bir komutanımın şehit olduğunu, 5 asker arkadaşımı kaybettiğimi bana söylemediler. Şehit askerlerden birisi benim kendi devremdi. Bu olayı ben karakolu aradıktan sonra öğrendim. Karakolu telefonla aradığımda başçavuşumun şehit olduğunu ve diğer asker arkadaşlarımı kaybettiğimi öğrendim. Aynı devrem olan asker arkadaşım nişanlıydı. Askerlikten sonra evlenecekti. Olayı hiç unutamıyorum. Yoğun bakımda sık sık saldırı anı rüyalarıma giriyordu. Özellikle gürültü ve patırtı duyduğumda ürperiyordum. Zaman geçtikçe insan alışıyor. İnsanda etki bırakıyor. Kolay bir şey değil. Bir asker arkadaşının yanında şehit olması zor. Unutulacak diye bir şey değil" ifadelerini kullandı.

Belinden yaralandığı için yürüyemediğini söyleyen Acar, Ankara'daki tedavisinin devam ettiğini söyleyerek, "Doktorlar ayağa kalkarsın diyor ama zaman alır. Olsun önemli değil. Gazilik herkese nasip olacak bir şey değil. Bu ülke var olduğu sürece, bu ülke evlatları gazi ve şehit olmaya layıktır" şeklinde konuştu.

BABA VE OĞUL AYNI KARAKOLDA ASKERLİK YAPMIŞ

Saldırıdan bir saat önce oğluyla telefonda konuştuğunu söyleyen baba Osman Acar (67) ise, kendisinin de aynı karakolda 1967 yılında askerlik yaptığını söyledi. Saldırıyı duyduktan sonra paniğe kapıldığını kaydeden Acar, "Saldırı öncesinde oğlumla telefonla görüştüm. 'Baba buralar sakin' diyordu. 'Kendinize dikkat edin' dedim. Ben daha sonra dışarı çıktım. O arada telefon geldi. İzmir'den kızım aradı. Oğlumun bulunduğu karakolun basıldığını ve çatışmanın devam ettiğini söyledi. Ben şaşkına döndüm. Televizyonu açtım ve gördüm. O anda zaten ben gittim. Akşam saatlerinde oğlumun şehit olduğunu öğrendim. Sabah saat 9-10 gibi diğer oğlum beni aradı. Yakup'un yaralı olduğun öğrendim. Daha sonra ferahladım. Gazi babası olmak gurur verici. Oğlum şehit olsaydı yine gözümden yaş gelmezdi. Vatan sağ olsun. Ben de aynı karakolda askerlik yaptım. 1967 senesinde böyle olaylar yoktu" dedi.

ASKER ARKADAŞLARININ FOTOĞRAFLARINI YANINDAN AYIRMIYOR

Bursa'da ailesiyle beraber yaşayan Yakup Acar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin verdiği Üstün Hizmet Belgesi, saldırıda şehit olan komutanı İzmirli Kıdemli Başçavuş Erdal Canbulat ve asker arkadaşı Adem Yörük'ün fotoğrafını ise yanından hiç ayırmıyor. Ailesinin manevi desteğiyle hayata tutunan Acar, ayağa kalkacağı günü bekliyor. "Komutanım Erdal Canbulat'ın köy ziyaretinde çocuklarla sohbet ettiğini gösteren fotoğrafı saldırıdan bir hafta önce çekilmişti" diyen gazi, 4 saatlik çatışmayı asla unutmayacağını sözlerine ekledi. - BURSA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel
title