Antik Kentteki 2 Bin 800 Yıllık Su Sistemi Günümüze Taş Çıkartıyor
Manisa’da 2004 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü Aigai Antik Kenti’nde 2 bin 800 yıl önce insanların su ihtiyacını karşılamak ve şehirlerini sel baskınlarına karşı korumak için kurduğu su kanalı sistemi, günümüzde dahi bir mühendislik harikası olarak dikkat çekiyor.
Manisa'da 2004 yılından bu yana kazı çalışmalarının sürdüğü Aigai Antik Kenti'nde 2 bin 800 yıl önce insanların su ihtiyacını karşılamak ve şehirlerini sel baskınlarına karşı korumak için kurduğu su kanalı sistemi, günümüzde dahi bir mühendislik harikası olarak dikkat çekiyor.
Manisa'da tarihi M.Ö. 8. yüzyıla dayanan 12 Aiol kentinden biri olan Aigai Antik Kenti'ndeki kazı çalışmaları sonrasında ortaya çıkan su kanalı sistemi, şehri dolaşan ziyaretçilerde hayranlık uyandırıyor. Kayalara oyulmuş yaklaşık 100 adet sarnıcın bulunduğu kentte kurulan su kanalı sistemiyle şehir olası sel felaketlerine karşı korunurken, şehre düşen her damla yağmur suyunun ihtiyaç kadarının depolandığı tespit edildi. Manisa Celal Bayar Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Aigai Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, günümüz belediyeciliğine taş çıkartan su kanalı sisteminin mühendislik harikası olduğunu söyledi.
"Künkler aracılığı ile evlere su getirilmiş"
Aigai Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Yusuf Sezgin, dağın en yüksek noktasına kurulan antik kentte içme suyu probleminin, yağmur suyu ile karşılandığını belirterek, "Aigai Antik Kenti'ndeki en önemli problem su. Kent dağın tepesinde. Kentin etrafında daha yüksek bir yer olmadığı için dışarıdan kente su getirmek mümkün değil. Buradaki temel su ihtiyacı yağmur suları ile giderilmiş. Kazısını yaptığımız alanda çok net görülüyor. Duvarların içerisinde künkler (boru) var. Bu künkler çatılara kadar çıkıyor. Yani yağan yağmur suyu çatıdan oluklara geliyor. Oluklar aracılığı ile künklere gelen su duvarın içerisinden avluya kadar getiriliyor. Künklerin üstü kırılmasın diye özel taşlarla kapatılıyor. Ayrıca künk ile duvar arasında boşluk bırakıyorlar. Çünkü zamanla bazı tortular ve yabancı maddeler bu künklerin içerisini tıkaması halinde, temizleme noktasında taş bağlantılar yapılmış" diye konuştu.
"Günümüzde çoğu şehirde böyle bir kanal sistemi yok"
Sezgin, kentte bulunan sarnıçların aile, sanayi ve herkesin ortak malı olan kamu sarnıçları şeklinde ayrıldığını dile getirdi. Sistemi kenti ziyarete gelen belediye yetkililerine örnek olarak anlattığını ifade eden Sezgin, "Yukarıdan gelen fazla suyun kentteki yapılara zarar vermemesi için kanallar yapılmış. Kanallar aracılığı ile kentte herhangi bir sel riskine izin vermek istemiyorlar. Ne kadar yağmur yağarsa yağsın, fazla suyu bu kanallarda taşımak mümkün. Yaklaşık 5 metre derinliğinde, 2 buçuk metre genişliğinde olan bu sarnıçların içerisinde depolanan sular ile insanlar bütün yaz su ihtiyacını gideriyor. Belki bugün günümüzde çoğu şehirde böyle bir kanal sistemi yok. Ben kenti ziyarete gelen belediye yetkililerine bunu örnek olarak veriyorum. Bu şehir kurulurken önce alt yapısıyla planlanıyor ve öyle kuruluyor" dedi.
"Kentin tamamı su yolları üzerine kurulmuş"
Ortaya çıkan su kanalı sistemin, Aigaililerin su mühendisliği konusunda harikalar oluşturduğunu belgelediğini kaydeden Sezgin, kentte yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkan taş döşeli yolların tamamının altından su kanalları geçtiğini söyledi. Sezgin, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Aslında su çok büyük bir ihtiyaç, özellikle böyle dağlık bir noktada. Bir yandan da unutmayalım ki su çok büyük bir düşman. Eğer çok fazla yağmur suyu ve sel suyu gelirse, yapılar çok ciddi zarara uğrarlar. Bunun için Aigailer müthiş bir planlama yapmışlar. Yapıların hepsinin arkalarından ve altlarından geçirilen kanallarla yapılar, sudan tamamen uzaklaştırılmıştır. Çünkü yapının su ile beraber ne kadar tahrip olacağını hesaplamışlardır. Bu açıdan müthiş bir mühendislik olduğunu düşünüyoruz. Kentte neredeyse 100'ün üzerinde sarnıç var. O kadar fazla ki, biz bu kadar olduğunu tahmin etmiyorduk. Her kazdığımız alanda bir sarnıçla karşılaştık. Tabi ki bu çok normal büyük bir kentten bahsediyoruz. Burada yaşayan insanlar için en hayati şey su tabi. Gördüğümüz kadarıyla gökyüzünden düşen her damla yağmurun kanallarla beraber sarnıçlara yönlendirmişler ve herhalde hiçbir şekilde su sorunu çekmemişler diye düşünüyorum" - MANİSA