Otomotivcilerden Ötv Düzenlemesinde "Geçiş Süreci" Talebi
Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, motorlu taşıtların Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarını çeşitli kriterlere göre yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi düzenlemesini de içeren ve TBMM'de kabul edilen kanun tasarısına ilişkin,...
HALUK YÜKSEL - Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) Genel Koordinatörü Dr. Hayri Erce, motorlu taşıtların Özel Tüketim Vergisi (ÖTV) oranlarını çeşitli kriterlere göre yeniden belirlemeye yönelik, Bakanlar Kuruluna yetki verilmesi düzenlemesini de içeren ve TBMM'de kabul edilen kanun tasarısına ilişkin, "Eğer vergi sisteminde ÖTV yapısını değiştirmekle ilgili bir irade söz konusuysa, bizim beklentimiz; Maliye Bakanı'mız ve Gelir İdaresindeki bürokratlarla beraber sektörün yan yana gelmesi, beraberce çalışarak bu parametreleri belirlemek, sonra da eğer yapılacak ise buna bir geçiş süreci konulması." dedi.
"Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun" ile motorlu taşıtların ÖTV oranlarının, sadece motor silindir hacmine ve yaşına göre değil; satış fiyatına, tipine, sınıfına, taşıma kapasitesine, cinsine, emisyonuna, kasa yapısına göre ayrı ayrı belirlenebilmesine yönelik Bakanlar Kuruluna yetki veriliyor.
Bursa 9. Otomobil, Ticari Araçlar, Motosiklet, Bisiklet ve Aksesuarları Fuarı'na (Bursa OtoShow 2016) katılan Erce, AA muhabirine yaptığı açıklamada, taşıtlardan bugüne kadar motor silindir hacmine bağlı olarak alınan ÖTV'de değişiklik öngörüldüğünü belirtti.
Erce, ÖTV oranlarında geçmiş yıllarda, özellikle 2010'dan sonra 2 senede bir ciddi artışlar yapıldığını ifade ederek, "Hem otomobil tarafında hem hafif ticari vasıtada ÖTV oranları artırıldı ve Avrupa ile mukayese ettiğimiz zaman da oldukça fazla, ciddi seviyelerde. Şimdi ÖTV'yi daha fazla artırmak gerçekten büyümenin bu kadar zor olduğu bir ortamda ki otomotiv büyümeye ciddi bir katkı veriyor, geçen seneki yüzde 4'lük büyümenin yüzde 1,5 civarı hatta biraz daha fazlası otomotivden geliyor. Bu iç tüketim dinamiklerini olumsuz etkileyecek şekilde bu vergi oranlarını artırmamak bize daha doğru geliyor." diye konuştu.
Otomotiv sektörünün, iç tüketime, büyümeye ve ihracata önemli katkılar sağladığını vurgulayan Erce, şöyle devam etti:
"Eğer vergi sisteminde ÖTV yapısını değiştirmekle ilgili bir irade söz konusuysa, bizim beklentimiz; Maliye Bakanımız ve Gelir İdaresindeki bürokratlarla beraber sektörün yan yana gelmesi, beraberce çalışarak bu parametreleri belirlemek, sonra da eğer yapılacak ise buna bir geçiş süreci konulması. Çünkü otomotiv sektöründeki süreçlere baktığınız zaman, planlama süreçlerinin oldukça uzun vadeli olduğunu görüyoruz. Gerek araç gerekse parça ithalatında üretici firmalar için 3 ila 5 aylık süreler söz konusu. Dolayısıyla planlamalar çok uzun vadeli, bunlara da dikkat ederek geçiş süreçlerinin hassasiyetle belirlenmesi gerekiyor. Yoksa gerek ithalatçıların gerek üreticilerin bu belirsizlik içerisinde mağduriyeti söz konusu olabilir."
"2017 şubat, mart nisan siparişleri şimdiden veriliyor"
Erce, sektördeki planlama süreçlerinin 3 ila 5 ay olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Şu anda gerek parça siparişleri gerekse araç siparişleri önümüzdeki senenin şubatı, martı, nisanı için veriliyor ve bugünkü konjonktür, vergi yapısı dikkate alınarak bunlar veriliyor. Tüketiciler de bugünkü ÖTV yapısına bakarak şimdiden sipariş veriyorlar. Siz bu zaman dilimi içerisinde hemen bu değişikliğe giderseniz, hem tüketicinin kafası karışacaktır ve mağduriyeti olma ihtimali artacaktır hem de ithalatçı ve üretim yapan firmaların da planlama süreçlerinin karışmasından dolayı yeni oluşacak vergi sistemini bilmeden verdikleri siparişlerden dolayı mağdur durumda kalmaları söz konusu olacaktır."
Lokomotif sektör konumundaki otomotivin, Türkiye için çok önemli olduğunu, bu nedenle özellikle vergi düzenlemelerinin hassasiyetle ele alınmasında büyük fayda gördüklerini ifade eden Erce, nihai düzenlemenin geçiş süreciyle hayata geçirilmesinin doğru olacağı inancını taşıdıklarını dile getirdi.
"Türkiye'de hala bin kişiye 183 otomobil düşüyor"
Türkiye'de otomotiv sektörünün çok önemli bir potansiyelinin bulunduğuna da değinen Erce, şu bilgileri verdi:
"Türkiye'de hala bin kişiye 183 otomobil düşüyor. Avrupa'daki eski doğu bloku ülkelerinde bu 300 adetlerde. Batı Avrupa ülkelerinde ise bin kişiye 600 otomobil düşüyor. Demek ki bizim gidecek çok uzun bir mesafemiz var, potansiyelimiz var, bunu realize etmemiz gerekiyor. Vergi artışlarını eğer yapmaz isek bu potansiyelin hayata geçmesi çok zor değil. Bu potansiyelin hayata geçmesi durumunda iç pazar büyüyecektir. İç pazarın büyümesi ise gerek yerli gerek yabancı yatırımcılar için en büyük teşviktir. Bu büyüyen pastadan daha fazla nemalanabilmek için daha fazla yatırım yapılması söz konusu olacak Türkiye'de ve tabii ki bu da ihracata, istihdama, gelir artışına katkıda bulunacaktır. Bütün bu dinamikleri dikkate alarak değerlendirmeleri yapmak gerekiyor."
Lexus Türkiye Direktörü Selim Okutur da Türkiye'de taşıtlardaki vergi sisteminin, bugüne kadar motor hacmine dayalı olduğunu hatırlattı.
Okutur, hükümetin bu konuda çalışma yaptığını belirterek, şunları söyledi:
"Geçenlerde, 1-1,5 ay önce hibritler için ayrı bir tanım getirildi, bu bize büyük bir heyecan verdi ama motor hacmine dayalı bir vergi sistemi neredeyse dünyada bizden başka hiçbir yerde kalmadı. Bunun gündeme geldiğini biliyoruz. Umarız, kanunlaştıktan sonra hükümetimiz bu konuda hem ülke menfaatlerini koruyan hem insan sağlığına ve çevreye daha az zarar veren otomobilleri teşvik edecek bir vergi sistemini yapacaktır. Örneğin emisyonun bu kanunda yer alması bizleri ayrıca umutlandırmaktadır. Çünkü çevre ve insan sağlığı çok önemli."