TOFAŞ CEO'su Eroldu: Biz de Tanzim Yaptık, 65 Bin Liralık Arabamız Yok Satıyor

TOFAŞ CEO'su Cengiz Eroldu, otomotiv sektöründe iç pazarın büyütülmesinin çok önemli olduğunu belirterek, "15-20 yıl sonra ilk üç ayda pazar lideri olduk. 65 bin liraya sattığımız araba yok satıyor. Biz de tanzim yapıyoruz. Müşteri daha ulaşılabilir araç istiyor. Pazarı büyütmemiz lazım ki daha nitelikli ürün üretilsin" dedi.

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği'nin (BUSİAD) geleneksel Çekirge Toplantısı TOFAŞ Akademi'de gerçekleştirildi. Tofaş'a gecenin düzenlenmesindeki desteklerinden dolayı teşekkür eden BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay, BUSİAD'ın geleceğini hazırlamak için genç ve de özellikle genç kadın üye alımına önem verdiğini söyledi. BUSİAD'ın eğitime kurulduğundan beri özel bir önem verdiğini de kaydeden Türkay, mesleki eğitim, üniversite sanayi işbirlikleri ve Ar-Ge mühendisi yetiştirme programlarının yanı sıra şimdi de Endüstri 4.0 personel eğitimleri verileceğini ifade etti.

Kadının iş yaşamındaki yerini de önemsediklerini söyleyen Türkay, "Yapılacakların başında ilk olarak, işe alma geliyor. Eğer ilk işe almada kadınlara da erkeklerle eşit fırsat verilirse, üst kademelerde de kadın/erkek karışımı eşit olur. BUSİAD, gelecek, gelecek için eğitim, gençleşme ve kadına yönelik çalışmaları kendisine hedef edinmiş durumda. Geleneksel Çekirge Toplantımızı da kadına sahada son yıllarda özel bir yer veren, geleceği anlayıp uyum sağlamak için Türkiye'nin öncü kurumları arasında olan TOFAŞ'ta yapmaktan çok memnunuz. Bu nedenle Cengiz Eroldu nezdinde tüm TOFAŞ ailesine tekrar çok teşekkür ediyor ve herkese hayırlı işler diliyorum" diye konuştu.

"PAZAR NE KADAR BÜYÜKSE HERKES ORAYA GİTMEK İSTİYOR"

Türkay'ın ardından otomotiv sektörünün bugünü ve yarınına ilişkin bir sunum yapan TOFAŞ CEO'su Cengiz Eroldu, Mayıs ayında ABD'nin Avrupa menşeili otomotiv ürünlerine gümrük duvarı koyup koymayacağının belli olacağını söyledi. Eroldu, 2017'de 1,7 milyon otomotiv üretiminin 2019'da 1,4-1,5 milyon bandında olmasının beklendiğini söyledi. Eroldu, iç piyasada ise 2017'de 900 bin olan otomotiv satışının, 2018'de 600 bin, bu yıl ise beklentinin 360-420 bin bandında olduğunu ifade etti. Rusya pazarının büyümekte olduğunu belirten Eroldu, Türkiye'de ise 1995 yılından beri yeni otomotiv yatırımı yapılmadığını hatırlattı. Eroldu, çözümün iç pazarın büyütülüp niteliğinin artırılmasında olduğunu da kaydederek, şunları ifade etti:

"Daha nitelikli bir iç pazara sahip olmamız gerekir. Zenginleşmemiz gerekir ki, daha iyi ürün istesin müşteri. İlk 3 ayı 15-20 yıl sonra pazar lider kapadık. Niye kapadık? Çünkü 65 bin liraya araba satıyoruz. Biz de tanzim yapıyoruz. Araba yok. Onun bir üstü 100 bin artı. 10 bin dolar milli gelir var. Müşterinin büyük kısmı daha ulaşılabilir araç istiyor. Dolayısıyla iç pazarı zenginleştirmemiz gerekir ki ihracatta da nitelik artışı sağlayalım. Türkiye'de cazip teşvik var deniyor. O zaman neden 1995'ten beri gelen firma yok. İş pazarın büyütülmesidir. Pazar bir milyon yerine, 2 milyon olsaydı gelirlerdi. Herkes pazarın peşinde. Pazar ne kadar büyükse herkes oraya gitmek istiyor. Pazarı büyütmezsek olmaz."

'ELEKTRİKLİ ARAÇLARA GEÇİŞ SANILDIĞI KADAR KOLAY OLMAYACAK'

Otomotiv sektörünün geleceğiyle ilgili bilgiler de veren Eroldu, elektrikli araçlara geçişin sanıldığı kadar hızlı olmayacağını söyledi. Eroldu, "Elektrik kaynağı temizse elektrikli araçlar iyi bir çözümdür. Bir ülkenin yüzde 40'dan fazlası termik santrallerden elektrik üretiyorsa, 90 model dizel araba kullanmanız daha çevreci olabilir. Burada emisyon değerleri öne çıkıyor. Elektrik kaynaklarınız yenilenebilir hale getirmeden elektrikli araç anlamlı değil. Eğer sizin elektrik kaynaklarınız yenilenebilir değilse elektrikli araçları özendirmek çok da doğru değil. Sanayi emisyonları düşürülmeli, evlerdeki enerji sarfiyatı düşürmek gerekli" dedi.

Eroldu, otomotivde dönüşüm sonrasında işlerin çok daha zor olacağını da belirterek, şunları söyledi: "Geleceğin otomobillerinde, radyatör, egzos, direksiyon olmayacak. Yan sanayi bunları düşünmeli. Belli bir iş gücü kaybı olacak. Bu politikalar iyi düşünülmeli. Belki fabrikaların kapanması anlamına gelecek. Bu süreçleri hızlandırmak da, bazı iş kollarını ortadan kaldıracak."