Osmanlı'nın gücünü Akdeniz'e taşıyan paşa: Barbaros Hayrettin
Kazandığı zaferler ve gemi teknolojisinde yaptığı çalışmalarla Osmanlı'nın deniz imparatorluğuna dönüşmesini sağlayan Barbaros Hayrettin Paşa, vefatının 478. yılında anılıyor.
Kazandığı zaferler ve gemi teknolojisinde yaptığı çalışmalarla Osmanlı'nın deniz imparatorluğuna dönüşmesini sağlayan Barbaros Hayrettin Paşa, vefatının 478. yılında anılıyor.
Osmanlı'nın ilk Kaptan-ı Deryası Barbaros Hayrettin Paşa, ölümünün üzerinden yüzyıllar geçmesine karşın başarılarıyla tarihteki sayılı denizcilerden biri olarak görülüyor.
Asıl adı "Hızır Reis" olan Barbaros Hayrettin Paşa, Vardar Yenicesi'nden Midilli'nin fethi sonrası buraya yerleşen sipahi Yakup Ağa'nın oğlu olarak 1478'de dünyaya geldi.
"Dinin hayırlısı" anlamına gelen "Hayreddin" adı ise Hızır Reis'e dönemin padişahı Yavuz Sultan Selim tarafından verildi.
Ağabeyi Oruç Reis'e kızıla çalan sakalı yüzünden "Barbarossa" adını veren Avrupalılar, Oruç Reis'in vefatının ardından kardeşi Hızır için de bu ismi kullandı ve "Barbarossa" daha sonra Türkçede "Barbaros" olarak ifade edildi.
Hızır Reis, gençliğinde yaptırdığı bir gemiyle Midilli, Selanik ve Eğriboz arasında ticarete başladı. Rodos şövalyelerine esir düşen ağabeyi Oruç'un kurtarılmasından sonra iki kardeş, kendilerine yardım eden Şehzade Korkut'un himayesine girdi.
Oruç ve Hızır Reis, 1510'dan sonra "deniz gazisi" olarak Akdeniz'de hakimiyet mücadelesi başlattı.
Ağabeyiyle Akdeniz kıyılarına düzenledikleri akınlarda önemli ganimetler elde eden Barbaros Hayrettin, İspanya, Ceneviz ve Fransa'ya karşı kazandıkları zaferlerle adını iyice duyurdu.
Osmanlı devleti hizmetinde denizlerde hakimiyet kurdu
Hızır Reis, o dönem stratejik bir kararla Yavuz Sultan Selim'e heyet göndererek topraklarının Osmanlı hakimiyetine kabulünü istedi. Böylece Cezayir, Osmanlı Devleti'nin bir toprağı haline geldi. Hayrettin Reis, Cezayir Beyi olarak atandı, ardından yaşanan gelişmelerle "Paşa" ünvanını aldı.
Hayrettin Paşa, Yavuz Sultan Selim'den sonra Kanuni Sultan Süleyman döneminde de denizlerde büyük başarılara imza attı.
Hristiyan denizcilerin Osmanlı Devleti'nin Mora kıyılarına saldırması üzerine Kanuni Sultan Süleyman, Hayrettin Paşa'yı 1534'te Kaptan-ı Derya ilan etti. Böylece Barbaros Hayrettin Paşa, Osmanlı'da amiralliğe kadar yükseldi ve divanda vezir oldu.
Barbaros Hayrettin Paşa'nın zaferleriyle Osmanlı'nın Akdeniz'deki gücünü ve denetimini artırması nedeniyle Papalık, Venedik, Ceneviz, Malta, İspanya ve Portekiz gemilerinden oluşan ve başında Andera Doria'nın bulunduğu Haçlı Donanması kuruldu.
Osmanlı Donanması ile Haçlı Donanması'nın 28 Eylül 1538'deki karşılaşmasına sahne olan Arta Körfezi'ndeki Preveze'de tarihin en kalabalık deniz muharebesi gerçekleşti.
Haçlı Donanması'nın 300'den fazla gemisi, on binlerce forsa dışında 60 bin askeri, 122 gemiye sahip, forsalar dışında 20 bin askerli Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki Osmanlı Donanması ile çarpıştı.
Bu büyük savaş sonunda Haçlı Donanması 128 gemisini kaybetti, 29 gemiyi de Osmanlı ele geçirdi. Barbaros Hayrettin Paşa komutasındaki donanma bir gemi bile kaybetmezken, yaklaşık 400 levent şehit oldu.
Preveze Savaşı sonrasında Osmanlı Devleti'nin Akdeniz'deki egemenliği pekişti. Kutsal Roma İmparatoru Şarlken, Preveze'nin intikamını almak için 1541'de Cezayir'e saldırdı ise de başarılı olamadı ve yenilerek geri döndü.
Fransa Kralı 1. François'in, Şarlken'e karşı Osmanlılardan yardım istemesi üzerine Kanuni Sultan Süleyman, Barbaros Hayrettin Paşa'yı Fransa'nın Akdeniz kıyılarına gönderdi. Hayrettin Paşa'nın donanması, Toulon limanında demirledi ve Fransız donanmasıyla birleşerek 1543'te Nice'i aldı.
Osmanlı denizciliği, Barbaros Hayrettin Paşa sayesinde gücünün zirvesine ulaştı. Bir kara imparatorluğu olan Osmanlı, aynı zamanda açık denizlerde de etkinlik gösteren deniz imparatorluğu haline geldi.
Barbaros Hayrettin Paşa, devletin deniz politikasını belirlemesinin yanı sıra Tersane-i Amire'nin, dönemin en başarılı gemi üretim ve teknoloji merkezi olmasını sağladı.
Onun mektebinde yetişen Turgut Paşa, Kılıç Ali Paşa gibi değerli denizciler ve teşkilatlı tersane sayesinde bu deniz gücü varlığını birkaç yüzyıl daha devam ettirdi.
Barbaros Hayrettin Paşa, Beşiktaş'ta 4 Temmuz 1546'da vefat etti. Naaşı, Beşiktaş'ta yaptırdığı medresenin yanına Mimar Sinan tarafından yaptırılan türbeye defnedildi.
Seferleri ve kazandığı zaferler
Adını denizcilik tarihine yazdıran Barbaros Hayrettin Paşa'nın bazı önemli zaferleri şöyle:
1519 İspanya Donanması'nı bozguna uğrattı.
1520-1525 yılları arasında Akdeniz'in Avrupa kıyılarını vurarak, büyük ganimetler elde etti.
1530'da Cezayir'de hakimiyetini güçlendirdi.
1534'te Kapudan Paşa olarak Akdeniz'e açıldı, İtalya kıyılarına seferler düzenledi, Tunus'u ele geçirdi.
1536-37'de Ege Denizi'ndeki bütün Venedik adalarını fethetti.
1538'de Preveze Deniz Savaşı'nda Müttefik Haçlı Donanması'nı yendi.
1543'te beraberinde Fransız donanması olduğu halde Kutsal Roma-Germen ittifakının elindeki Nice'i alarak Fransa'ya verdi.
"Hayrettin Paşa'nın Akdeniz'de varlık göstermesiyle Osmanlılar Akdeniz'e deniz hukuku getirdi"
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İdris Bostan, AA muhabirine, Barbaros Hayrettin Paşa'nın Avrupalıların Akdeniz'de hükümran olma mücadelesi verdikleri bir zamanda önce kendi imkanlarıyla denizlere açıldığını, sonra da Osmanlı İmparatorluğu hizmetine girerek en üst rütbelere kadar ulaşmış bir denizci olduğunu söyledi.
Bostan, Barbaros'un dünyanın tanıdığı en ünlü denizcilerden biri olduğunu belirterek, "Kendisi Akdeniz'de bir hakimiyet mücadelesi verdiği kadar aynı zamanda gemilerin teknolojilerinin değişmesinde, gelişmesinde ve inşasında da çok önemli bir rol oynamıştır. Onun denizcilik tecrübeleri her zaman ses getirmiştir ve yaklaşık 150 yıl Osmanlılar için örnek teşkil etmiştir." dedi.
Osmanlı'nın Akdeniz'deki hakimiyetinde, Barbaros Hayrettin Paşa'nın katkısına değinen Bostan, bizzat Kanuni Sultan Süleyman'ın Preveze'den sonra Venedik Doçu Pietro Lando'ya gönderdiği Eylül 1539 tarihli mektupta, "Bundan böyle kimsenin düşmanlığından ihtiyatım olmayıp ve kimsenin dostluğuna ihtiyacım yoktur." dedirtecek düzeyde güven verdiğini kaydetti.
Bostan, Barbaros'un dönemindeki diğer denizcilerden farkına dikkati çekerek, "Barbaros'u ayrıcalıklı kılan kişisel özellikleri ve mensubu olduğu devletin imkanlarını en iyi kullanabilme becerisine de sahip olması. Bu görevinde yalnız değildir, çok önemli, yine onun çapında olmasa bile onun yetiştirmesi olan ünlü denizcilerle birlikte bütün bu faaliyetleri Akdeniz'de gerçekleştirmeyi başarmıştır. Bu, Osmanlı İmparatorluğu'nun ona sağladığı bir imkandır, donanmaları inşa etme gücüne sahip olan devletin tabii ki ta kendisidir." diye konuştu.
Bu başarının döneme etkisine vurgu yapan Bostan, "Barbaros Hayrettin Paşa'nın Akdeniz'de varlık göstermesiyle Osmanlılar Akdeniz'e bir deniz hukuku getirdiler. Avrupalı devletlerden kendisiyle barış içinde ticaret yapmak isteyenlerin tamamı Osmanlı padişahının müsaadesiyle Akdeniz'de ancak gemilerini yürütebilirdi, bu imkana sahip olmayanlar ise daimi bir savaş statüsündeydiler." ifadelerini kullandı.
Bostan, Barbaros Hayrettin Paşa'nın kazanımlarını yeterince konuşabilecek imkan olmadığını belirterek, "Denizcilikte bilhassa 16. yüzyıl için başarısız bir dönem söz konusu değildir. Yenilgi vardır ama o yenilginin arkasından bile gösterilmiş büyük bir yeni hamle ile denizlerde hükümranlık devam etmiştir. Tarihin bazı yanlış bilinen noktalarının aydınlatılması gerekir." dedi.