Haberler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan dizilerdeki şiddet sahnelerine tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı kızdıran sahne!

İstanbul'daki aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedeni bulundu

Aile katliamında 3 kişinin daha cansız bedenine ulaşıldı

Olay iddia: 7 kişiyi öldürüp intihar eden cani 'Karım beni aldatıyor' demiş

7 kişiyi öldüren cani tek bir cümle sarf edip silahına sarılmış

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na yeni dava

Erdoğan, mahkemedeki o sözleri affetmedi

Osmanlı el yazmaları, "Hafıza-i Beşer" sergisinde ziyaretçilerini bekliyor

Haberler
Güncelleme:
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Küratör Mehmet Kentel, "Hafıza-i Beşer: Osmanlı Yazmalarından Hikayeler" sergisinde yer alan el yazmalarının ilgi çekici hikayelerini anlattı.

Küratör Mehmet Kentel, "Hafıza-i Beşer: Osmanlı Yazmalarından Hikayeler" sergisinde yer alan el yazmalarının ilgi çekici hikayelerini anlattı.

Kentel, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'nde, Suna ve İnan Kıraç Vakfı El Yazması Koleksiyonu'ndan bir seçkiyle hazırlanan sergiyi ziyaret eden sanatseverlere yaptığı açıklamada, Osmanlı tarih algısına yeni katmanlar, yeni aktörler ve sesler ekleyebilmek adına sergiyi hayata geçirdiklerini belirterek, sergide Osmanlı tarihindeki yeni yaklaşımların görülebileceğini söyledi.

Serginin, Osmanlı yazma eserlerinin genel bileşenleriyle Osmanlı'da farklı kültürler ve farklı diller, gündelik hayat gibi temaların anlatıldığı iki ana kısımdan oluştuğuna işaret eden Kentel, şu bilgileri verdi:

"Bir el yazmasının meydana gelmesinde ön plana çıkan üç unsur var. Bunlar müellif, müstensih ve müzehheptir. Bir yazmaya baktığınız zaman çok büyük ihtimalle bir müstensihin elinden çıkmış bir kopyayı okuyorsunuz demektir. Müstensih bir yazarın yazdığı kitabı çoğaltan kişi, tabii ki bazıları çok süslü çoğaltmalar, bazıları da gayet sade metinler olabiliyor. Burada ilk kadın müelliften en eski Baki Divanı'na kadar birçok yazma eseri görebiliyorsunuz. Bunların yanında hikayelerini duymaya yeni yeni başladığımız yazma eser çoğaltanlar, okurlar ve hatta kitap kurtları da yer alıyor.

Osmanlı tarih yazımı paradigmasında bu yazmalar Osmanlı Türkçesi, Arapça ve Farsça'dan oluşur. Osmanlı entelektüellerinin, şairlerinin ve bürokratlarının bu üç dili bilmesi gerekir. Saygın bir alim olmak için olması gereken bir nitelik ama bu kendiliğinden olmuyor. Bu, diller arası müzakereler, şairler ve yazarlar arası diyaloglarla olabiliyor. Hatta bir dönem Osmanlı Türkçesi emperyal bir proje olarak Farsça ve Arapça seviyesine yükseltiliyor. Bunu da farklı dönemlerde farklı yazarlardan öğreniyoruz."

"Hafıza-i Beşer: Osmanlı Yazmalarından Hikayeler" sergisinde yer alan çok sayıda eser arasında, Van Kalesi'ni beklerken yazma kopyalamaya fırsat bulan muhafız İbrahim Ağa ile kendi yazmasını düzelten Fransa Sefiri Yirmisekiz Çelebi Mehmed Efendi'nin eserleriyle, yazmayı koruması için yazılmış "Ya Kebikeç" duası dikkati çekiyor.

Osmanlı'nın gündelik yaşam kültürüne dair pek çok ayrıntıyı ortaya koyarak, toplumsal hafızaya katkıda bulunmayı amaçlayan sergi, 25 Temmuz 2020'ye kadar ücretsiz ziyaret edilebilecek.

Kaynak: AA / Güncel
title