Osman Hamdi Bey Konağı, Film Seti Oldu
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Osman Hamdi Bey Konağı genel görüntü- Film seti genel görüntü- Film çekimi detay görüntü- Kamera arkası görüntü- Yönetmen Hasan Karacadağ'ın röportaj görüntüsü Osman Hamdi Bey Konağı, film seti oldu- Muğla'nın Yatağan ilçesinde, Dabbe serisinin son filmi "Dab6e"nin çekimlerinde sona gelindi Muğla'nın Yatağan ilçesindeki Osman Hamdi Bey Konağı, Dabbe serisinin altıncı filmi "Dab6e"ye set oldu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ: - Osman Hamdi Bey Konağı genel görüntü- Film seti genel görüntü- Film çekimi detay görüntü- Kamera arkası görüntü- Yönetmen Hasan Karacadağ'ın röportaj görüntüsü Osman Hamdi Bey Konağı, film seti oldu- Muğla'nın Yatağan ilçesinde, Dabbe serisinin son filmi "Dab6e"nin çekimlerinde sona gelindi Muğla'nın Yatağan ilçesindeki Osman Hamdi Bey Konağı, Dabbe serisinin altıncı filmi "Dab6e"ye set oldu. İlk Türk arkeolog olarak kabul edilen Osman Hamdi Bey'in 1891 yılında Turgut Mahallesi'ndeki Lagina Kutsal Alanı'nda yaptığı kazı çalışmalarında kullandığı evde, Dabbe serisinin son filmi "Dab6e"nin çekimleri, 45 kişilik ekiple gerçekleştiriliyor. Yapımcılığını J Plan'ın üstlendiği filmin başrollerinde Sema Şimşek, Fehmi Karaaslan ve Nilay Gök yer alıyor. Muğla Valiliği tarafından restore edildikten sonra turizme kazandırılan konaktaki çekimler sırasında gazetecilere açıklama yapan yönetmen Hasan Karacadağ, Dab6e'nin çekimlerinin 23 Mayıs 2015'ten bu yana Muğla'da sürdüğünü belirtti.Karacadağ, çekimlerin bir, iki gün içerisinde sona ereceğini, filmin ise temmuz sonuna doğru vizyona girmesinin planlandığını söyledi.- "Muğla, doğal film platosu"Film için Muğla'nın doğal plato olduğunu vurgulayan Karacadağ, Dab6e'nin konusu itibarıyla köy dokusu bulunan otantik bir mekanda geçmesi gerektiğini, bu nedenle Yatağan'ı tercih ettiklerini anlattı. "En korunaklı bölge burası olduğu için filmi burada çekiyorum" diyen Karacadağ, yöre insanın rahat, sıcak, misafirperver, güler yüzlü, yardımcı olmasının önemli etken olduğunu vurguladı. Dabbe filmlerinde konuları sürekli geliştirerek ilerlettiğinin altını çizen Karacadağ, özellikle serinin üçüncü filminden sonra "cin konsepti"nin aşama aşama izleyiciye verildiğini dile getirdi.- "(Türk korku sineması) dünyadan ilgi görmeye başladı"Cin alemini tek bir filmde anlatmanın mümkün olamayacağını savunan Karacadağ, bunun sebebini ise "cinlerin insanlık tarihinden önce var olması"na dayandırdı. Karacadağ, Türk korku sinemasının oluşmaya başladığını dile getirerek, "Dünyadan ilgi gelmeye başladı. Bunun sebebi de konunun zengin olması. Bu zenginliği harcamamak lazım. Bazı yeni yapılan filmler, çok iyi araştırmadan, ince eleyip sık dokumadan, bazı hassasiyetlere riayet etmeden yapıyorlar ki bu yanlış bir şey" dedi. "Dab6e"de yaklaşılmaması, uzak durulması yönünde tavsiyelerde bulunulan "Cuhenna" cin kabilesini işlediklerini anlatan Karacadağ, şöyle konuştu: "Bu film, Cuhenna cin kabilesi ve bir ailenin dramını harmanlayarak insan kötülüğü ve şeytan kötülüğünü karşılaştıran bir film. Film, 'İnsan mı kötü, şeytan mı kötü' sorusunu soruyor. Çünkü biz şeytana en kötü diyoruz ama insanın en kötüsü, acaba şeytandan daha ileri bir noktaya gidebilir mi? Bilmiyoruz."Karacadağ, büyünün anlatıldığı filmde gerçek hayat ile hayal gücünün birleştirildiğini sözlerine ekledi.