Ortadoğu'ya Patronluk Yapmayı Bırakmamız Lazım"
Washington merkezli Atlantik Konseyi'nde düzenlenen "Ortadoğu'ya Yeni Bir Stratejik Yaklaşım" panelinde konuşan eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, "Artık Ortadoğu'ya patronluk yapmayı bırakmamız lazım." dedi.
Washington merkezli Atlantik Konseyi'nde düzenlenen "Ortadoğu'ya Yeni Bir Stratejik Yaklaşım" panelinde konuşan eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, "Artık Ortadoğu'ya patronluk yapmayı bırakmamız lazım." dedi.
Başkent Washington'daki önemli düşünce kuruluşlarından Atlantik Konseyi'ndeki "Ortadoğu'ya Yeni Bir Stratejik Yaklaşım" başlıklı panele, Albright ile eski ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley konuşmacı olarak katıldı.
"Ortadoğu Stratejisi Görev Gücü" başlıklı projenin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılmasının amaçlandığı panelde Albright ve Hadley, "ABD'nin artık Ortadoğu'ya politika dikte etmesinin yanlış olduğu" görüşünde birleşti.
"Ortadoğu sorunlarını kendi içinde çözebilir"
ABD'nin uzun yıllar Ortadoğu'ya fazlaca müdahil olduğunu, buna mukabil bölgenin yerel dinamiklerinin sesini dinlemediğini vurgulayan Albright, "Ortadoğu'daki sorunları dışarıdan bir gücün çözmesi mümkün değil; ancak bölge kendi içinde çözebilir." diye konuştu.
Washington'ın Ortadoğu'yu okuma biçimindeki eksikliklere değinen Albright, "Ortadoğu'ya artık patronluk yapmayı bırakmamız lazım." ifadesini kullandı.
Ortadoğu'daki mevcut sıkıntıların hem mülteci krizine neden olduğunu hem de bölgesel ve uluslararası terör saldırılarına ilham verdiğini anlatan Albright, bölgedeki krizlerin sona ermesi için öncelikle mevcut iç savaşların son bulması gerektiğine işaret etti. Bu adımın ardından bölge insanının sahip olduğu potansiyelin açığa çıkarılması gerektiğine değinen Albright, "Daha fazla eğitim, sivil haklar ve kapsayıcı yönetimler, temel ihtiyaçlar olarak öne çıkıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Ortadoğu'daki dinamik yapı
ABD'nin bölgeden öylece çekip gidemeyeceğini ancak sorunları bir gecede çözemeyeceğini anlatan Albright, "Ortadoğu'da çok dinamik bir nüfus var ve bir sürü olumlu gelişme de yaşanıyor; bunları hiç görmüyoruz." yorumunu aktardı.
Bölgede bir süre kaldığını ve insanların dışarıdan bir yardım beklediğini dile getiren Albright, bu yardımın askeri müdahale ve politika dikte etmek olmadığını vurguladı.
Bazı Batılı gözlemcilerin Ortadoğu halklarına "henüz demokrasiye hazır değiller" muamelesi yaptığını söyleyen Albright, bunun yanlış olduğunu belirtti.
"Önceliğimiz sivilleri korumak olmalı"
Hadley ise Suriye'deki insani krizin çözümüne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Suriye'de önceliğimiz sivilleri korumak ve ılımlı muhalifleri daha fazla desteklemek olmalıdır." ifadesini kullanan Hadley, ABD'nin bu ülkeye asker göndermesine ve Beşşar Esed rejimiyle bir çatışmaya girmesine karşı olduğunu dile getirdi.
Önceliklerinin DEAŞ ve El Kaide ile mücadele olduğuna işaret eden Hadley, ABD'nin bu mücadelede bölgesel aktörlerle yakın çalışmasının önemine değindi. Hadley, ABD bakımından askeri güç yerine ekonomik ve politik gücün daha fazla işe yarayabileceğini savundu.
"Ortadoğu daha fazla Amerikan askeri görmek istemiyor, onlara farklı şekilde destek olmalıyız." diyen Hadley, son dönemde ABD'nin Ortadoğu'ya gereğinden fazla angaje olduğunu düşündüğünü kaydetti.
" Washington, Ortadoğu'yu yeterince iyi dinleyemedi"
Hadley, "Ortadoğu yıllarca birçok şey söyledi ancak Washington bunları yeterince iyi dinleyemedi." yorumunu yaparak, sonraki yönetimlerin bölge halklarını dinlemeye daha açık olması gerektiğine dikkati çekti.
Ortadoğu'daki sorunların kaynağını "kapsayıcı yönetimlerin azlığında" gören Hadley, tüm toplumsal kesimleri kapsayan yönetimlere ihtiyaç olduğunu ve ABD'nin de ilkesel olarak bunu her zaman destekleyeceğini ifade etti.
Madeleine Albright, ABD'nin 64'üncü ve ilk kadın dışişleri bakanı olarak 1997-2001 yıllarında görev yaptı. Stephen Hadley ise 2005-2009 yıllarında Beyaz Saray'da Ulusal Güvenlik Danışmanı olarak çalıştı.