Orhan Kemal'in Hikaye Dünyası
Türk edebiyatının önemli yazarlarından Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü, Yunus Emre Enstitüsü tarafından düzenlenen yaz okulunda babasının hikaye dünyasını anlattı.
Türk edebiyatına damgasını vuran Orhan Kemal'in oğlu Işık Öğütçü, Yunus Emre Enstitüsü (YEE) tarafından düzenlenen "Cumhuriyet'in Hikayesi" konulu yaz okulunda " Orhan Kemal'in Hikaye Dünyası" başlıklı ders verdi.
Atatürk Kültür Merkezi'nde (AKM) gerçekleştirilen programda Öğütçü, babasının hikaye yazmaya başlangıç serüvenini, ilham kaynaklarını ve Orhan Kemal hikayeciliğinin Türk edebiyatında bıraktığı izleri anlattı.
Öğütçü, Orhan Kemal'in 1940'lı yıllarda, hapisteyken öykülerini yazmaya başladığını belirterek, "O yıllarda çok dikkat çekmemek için ve baskı ortamından dolayı her hikayesinde farklı isimler kullanmış. Babamın kullandığı çok ilginç mahlas isimler var. Ben 24 yıldır babamı araştırarak, mahlas isimlerle yazdığı birçok yazıyı, hikayeyi ortaya çıkardım. Ona dair tam 14 kitap yazdım." dedi.
"Orhan Kemal'in insana bakışı çok önemli"
Babasının öykü kitaplarında hem yaşadığı Adana'dan hem hapiste gözlemlediği insanlardan malzemeler çıkardığını kaydeden Öğütçü, şunları aktardı:
"Orhan Kemal'in insana bakışı çok önemlidir. O genellikle tanıdığı, sohbet ettiği, konuştuğu insanların hikayelerini yazar. Siz onunla bir sohbette 2 cümle edersiniz, kurduğunuz kısacık cümlelerinizden kocaman bir öykü çıkartır. Genelde bir söz vardır, öyküden roman yazılmaz diye. Orhan Kemal bu kalıbı yıkmıştır. Mesela 'Devlet Kuşu' romanını öykü temelli bir konudan yazmıştır. Hepiniz arkadaşınızla sohbet ediyorsunuz, güzel anılar biriktiriyorsunuz ama bu sohbetleri öyküleştirmek aklınıza gelmiyor. İşte yazarın farkı da burada ortaya çıkıyor."
Işık Öğütçü, Orhan Kemal'in gözlemciliğine de değinerek, "Onun anlattığı çocuk, hayvan ve insan hikayeleri, hayatın içinde geçmiş olayları bir zabıt katibi titizliğiyle ortaya koyuyor. Onun öykülerinde hem kendinizden bir şeyler bulabilir hem de o hayat hikayelerinin ne kadar gerçek olduğunu anlayabilirsiniz. Babam çok iyi bir gözlemciydi. Kahvehanelere gidip oradaki maden işçileri, lağımcılar, işportacılarla sohbet eder, onlardan dinlediği sözleri çok iyi not alıp eserlerine uyarlardı." şeklinde konuştu.
"40 ülkede Orhan Kemal'in eserleri okunuyor
Orhan Kemal'in, öykü ve romanları çok okunmasına rağmen hayatını sıradan bir vatandaş olarak yaşadığına dikkati çeken Öğütçü, "Bugün etrafta çok sayıda genç yazar var, Wattpad yazarları var. Şimdi bakıyorum, 20'li yaşlarında bir çocuk 600 sayfa roman yazmış. En ufak bir şey yazan herkes meşhur olma havasında. Halbuki babam sıradan bir insan olarak yazdı. Günümüzde bu işi yapanlar, yazarlıkla meşhurluğu aynı şey sayıyorlar. Oysa ki yazmanın, hikayeciliğin amacı bu değil." değerlendirmesinde bulundu.
Işık Öğütçü, Orhan Kemal'i araştırmanın uzun ve zorlu bir yolculuk olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bazen Orhan Kemal'e dair internetteki blog yazılarını ve sosyal medya yorumlarını okuyorum, çok eğleniyorum. Bir tanesi mesela Orhan Kemal'i okurken ona çok kızdığını söylemiş. Çünkü kitaplarının çok çabuk bittiğinden şikayet ediyor. Yani istiyor ki okuduğu Orhan Kemal kitapları hiç bitmesin. Fakat Orhan Kemal'i kendine has kılan özelliği bu. Az ve öz yazıyor, vuruyor geçiyor ama kısa kitaplarında anlattıkları, birçok uzun romana bedel oluyor. Bugün 40 ülkede Orhan Kemal'in eserleri okunuyor. Dilerim sizler de yeni çevirilerle Orhan Kemal'in daha fazla okunmasına katkıda bulunursunuz."
Kendisinin de babası gibi öykü yazmak istediğini belirten Öğütçü, taslak olarak öykülerinin bulunduğunu fakat henüz yayına hazır olmadığını dile getirdi.
Programın ardından katılımcılar, Işık Öğütçü ile Beyoğlu'ndaki Orhan Kemal Müzesi'ni gezdi.