Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Küçük: ''Bugün itibariyle organ bağışında karşımızda duran en önemli, tartışmalı konu beyin ölümü meselesidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Raşit Küçük, 'Bugün itibariyle organ bağışında duran en önemli, tartışmalı konu beyin ölümü meselesidir. Uzman tabiplerin olabildiğince görüş birliğine varması ve kanaatlerini uzman ilahiyatçılarla paylaşmaları kamuoyunu ikna yönünde önemli bir adım teşkil edecek ve tereddütleri büyük ölçüde ortadan kaldırabilecektir" dedi,
Avrupa Birliği ve Türkiye Cumhuriyeti tarafından finanse edilen ve yararlanıcısı Sağlık Bakanlığı olan "Organ Bağışında Uyum İçin Teknik Yardım Projesi" kapsamında Dedeman Otelinde din adamlarına yönelik bir toplantı düzenlendi.
Toplantının açılışında konuşan Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Küçük, bütün dinlerin temelinde insanın en değerli varlık kabul edildiğini ve insan hayatını önem verildiğini belirtirken, Kur'an-ı Kerim'in insan hayatı ve hayatın korunması yönünde onlarca ayeti bulunduğunu hatırlattı.
İslam dininin cinsiyeti, milliyeti, rengi, dini, konumu ne olursa olsun her insana insan olarak bakan ve eşit bir yaşama hakkı taşıdığını ifade eden Küçük, İslam'ın tedaviye önem verdiğini, her insana tedavi olma ve eşit haklar tanıdığını, bir insana hayat vermeyi, bütün insanlığa hayat verme mesafesinde gördüğünü belirtti. Küçük, "Buna göre organ nakli ve bağışı açısından müslüman ile gayrimüslim, dindar ile günahkar ayrımı yapılması doğru olmaz. Kaldı ki doğruya hidayet eden de eceli takdir eden de Allah'tır. Sorumluluk da herkes kendi hür iradesi ile hareket eder. Bu sebeple müslüman veya dindar olmayana organ vermenin onun günah işlemesine yardımcı olmak veya ömrünü uzatmak olarak değerlendirilmesi İslamın bu konudaki genel esasları ile bağdaşmaz" şeklinde konuştu.
Günümüz alimlerin ve fetva kurullarının da geneli itibariyle, fakat belli şartlar ve tedbirler çerçevesinde, tedavi amaçlı nakil ve bağış işlemlerine onay verdiğini hatırlatan Küçük, Türkiye'nin dini görüş açıklama yetkisini taşıyan en üst kurumu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu'nun çeşitli nakillerle ilgili sorulara verdiği cevaplara, kararlara örnekler verdi.
-Beyin ölümü konusu ve tereddütler-
Bugün itibariyle organ bağışında en önemli, tartışmalı konunun beyin ölümü meselesi olduğunu belirten Küçük, şöyle devam etti:
"Uzman tabiplerin olabildiğince görüş birliğine varması ve kanaatlerini uzman ilahiyatçılarla paylaşmaları kamuoyunu ikna yönünde önemli bir adım teşkil edecek ve tereddütleri büyük ölçüde ortadan kaldırabilecektir. Şu halde kök hücrelerden laboratuvar şartlarında üretilen alternatif organ ve doku kullanımı da dahil olmak üzere bütün tedavi yolları tüketildikten sonra bir şifa ümidi olarak organ nakli ihtimali alternatifsiz bir çare olarak belirmişse, organ nakli yapılabilecektir. İnsan kendi bedeninin sahibi olmadığına, onu yüce yaratıcının bir emaneti olarak taşıdığına göre bu emaneti başka insanların yaşatılması için tevdi edebilecektir. Böylece bir insanı hayata bağlamak erdemi üzerinden sanki bütün insanlığı hayata bağlamış gibi ecir ve sevap alabilecektir. Tabiatıyla bunun için öngörülen şartlar ve alınması gereken dini, tıbbi, hukuki ve ahlaki tedbirlerin alınması üzerinde ayrıca konuşulmayacak kadar açık bir gerekliliktir"
-Organ bağışına dini nedenlerden dolayı uzak durulması-
Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü Prof. Dr. İrfan Şencan da Türkiye'de toplam 23 bin 842 hastanın hayata bağlanmak için organ beklediğini belirtirken, 2013 yılında toplam 4 bin 293 hastaya organ naklinin gerçekleştirildiğini, 3 bin 318'inin canlı vericilerden temin edildiğini bildirdi.
Türkiye'nin organ nakli faaliyetleri için yeterli donanıma, deneyimli nakil ekiplerine ve nakil merkezlerine sahip olduğuna işaret eden Şencan, en önemli sorunun ise kadavra bağış oranlarındaki yetersizlik olduğunu söyledi. 2002 yılına oranla on kattan fazla artış gösteren beyin ölümü tespit sayısının 2013 yılı sonunda bin 700'e ulaştığına dikkati çeken Şencan, "Ancak tüm bu çalışmalara ve sağlanan artışa rağmen, organ bağışı oranlarında henüz istenilen seviyeye ulaşılamamıştır. Avrupa'da yüzde 75 olan aile bağış oranı ne yazık ki ülkemizde yüzde 22 seviyesindedir" dedi.
Şencan, Türkiye'de kadavra organ bağışındaki yetersizlik nedeniyle sadece 2013 yılında bin 859 vatandaşın organ nakli olmadan hayatını kaybettiğini belirtti. - Ankara