Haberler

Onur Yaser Can'ın Tutanaklarının Değiştirilmesi Davasında Bilirkişi ve Narkotik Polislerine Suç...

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şişli'de 5 yıl önce evinin penceresinden atlayarak intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddia edilen Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli 2 polis memurunun yargılanmasına devam edildi.

Şişli'de 5 yıl önce evinin penceresinden atlayarak intihar eden ODTÜ mezunu mimar Onur Yaser Can'ın gözaltı tutanaklarında değişiklik yaptıkları iddia edilen Narkotik Şube Müdürlüğü'nde görevli 2 polis memurunun yargılanmasına devam edildi. Bugünkü duruşmada, Onur Yaser'in Narkotik Şube'deki işlemlerine ilişkin harddisk imaj kayıtlarının Emniyet'te bulunmadığı, bilirkişideki kopyasının ise kırıldığı ortaya çıktı. Mahkeme, Can ailesinin talebi üzerine, hem bilirkişi hem de Narkotik Şube görevlileri hakkında suç delillerinin karartıldığı gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulunulmasına karar verdi.

TUTANAKLAR DEĞİŞTİRİLDİ Mİ?

İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, baba Mevlüt Can ve kızı Ezgi Sevgi Can ile tarafların avukatları katıldı. Tutuksuz yargılanan sanık polisler ise duruşmaya katılmadı. Can ailesinin talebi üzerine, olay tarihine ilişkin Narkotik Şube'deki harddisk imaj kayıtlarının sorulduğu, bunun üzerine bilirkişi Zafer Kökdemir'in 18 Eylül 2015'te mahkemeye sunduğu yazıda, Tüm içeriği eksiksiz olarak kağıda dökülmüş, tarafımca oluşturulan bu imaj CD'leri başkaca birinin eline geçmemesi gibi güvenlik gerekçeleriyle kırılmak suretiyle imha edilmiştir. İmaj kayıtlarının birebir kopyası, ilgili büro amirliğinde mevcuttur dediği ortaya çıktı.

Mahkeme Başkanı İsmet Karabulut, harddisk imajlarının sorulduğu İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden verilen 6 Ekim 2015 tarihli cevapta ise Harddisk imajların bulunduğu CD, flash bellek veya benzerine rastlanılmamıştır denildiğini açıkladı.

"DELİLLER YOK EDİLDİ"

Can ailesinin avukatlarından Ercan Kanar, söz konusu cevapların delillerin yok edildiğini gösterdiğini savunarak, Bu vahim bir durumdur. İmaj kayıtlarını inceleyen bilirkişi Zafer Kökdemir, bunların bir kopyasını Emniyet'e gönderdiğini belirtiyor. Bilirkişi bu imajların kendisindeki kopyasını da başkalarına zarar vermemesi adına kırarak yok ettiğini mahkemenize bildirmiş. Hem bilirkişi hem de Narkotik Şube görevlileri suç işlemiştir. Bunlar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyorum dedi.

"MAHKEMENİN TARTIŞACAĞI DELİL ORTADA YOK"

Şikayetçi avukatlarından Ömer Kavili de, Delillere ulaşma noktasında devletin görevli memurları profesyonelce işlemiş oldukları suçu, profesyonelce gizlemeye çalışmıştır. Mahkemenizin tartışacağı delil ortada yok diyerek, bilirkişi ve Narkotik Şube görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

"ADALET BEKLİYORUM"

Daha sonra söz alan baba Mevlüt Can, Bu dosyaya en hakim olan kişi benim. Çünkü diken benim tırnağımın altına battı. 2010 yılından bu yana imaj kayıtları bulunmamış. Benim canım yanıyor. Oğlumu ve daha sonra da annesini kaybettim. 68 yaşına geldim, kamuda, özel sektörde çalıştım. Ben devlete borcumu ödedim dedi.

Oğlunun çaldığı baterinin bagetlerini çantasından çıkararak gösteren baba Mevlüt Can, gözyaşlarına hakim olamayarak, şunları söyledi Bateri çalıyordu oğlum. Üç dil bilen çocuk intihar eder mi Hayatı boyunca polis yüzü görmedi. İlk kez görmüştü. Tutanağı değiştiren polislerle amirlerinden talimat almışlardır. Neden oğlumun ifadesi değiştirildi Siz şüphe etmezseniz, maddi gerçek nasıl ortaya çıkacak Tek bir delil vardı, onu da bilirkişi kırmış. Mahkeme sakin olabiliyor ama ben olamıyorum. Sahteciliği yap diyen amirler nerede Adalet bekliyorum sizden, varsa!

"İŞKENCE ÖRTÜLMEK İSTENİYOR"

Onur Yaser'in kızkardeşi Ezgi Sevgi Can da, dosyanın basit bir sahtecilik dosyası olmadığını, 2 insanın ölümüne yol açan ve ağır psikolojik, cinsel ve fiziksel şiddetin örtülmek istendiği işkenceye yönelik sahtecilik olduğunu iddia etti.

"MADDİ GERÇEĞİN ORTAYA ÇIKARILMASINI İSTİYORUZ"

Sanık polislerin avukatı Ahmet Baran Akkaya ise Müvekkillerimin masumiyetinin kanıtlanması için maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasını biz de talep ediyoruz. Birinci ve ikinci tutanaklarda neyin değiştirildiğinin araştırılmasını istiyoruz dedi.

MAHKEME SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAK

Mahkeme heyeti, adli emanette bulunan bilgisayarlar, CD'ler, imaj kaydına ait yazılı doküman, iddianame ve Yargıtay bozma ilamının Ulusal Kriminal Büro'ya gönderilerek değişiklik yapılan belge içeriklerinin tespitinin istenmesine karar verdi.

Heyet, tespiti mümkünse belge içeriklerine ilişkin imaj kaydının alınmasına ve bir örneğinin şikayetçi avukatlarına verilmesine hükmetti. Bilirkişi Zafer Kökdemir'in 18 Eylül tarihli beyanı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün 6 Ekim tarihli yazılarını dikkate alan mahkeme heyeti, delil niteliğindeki imaj kayıtlarının bulunduğu CD'nin yok edilmesi ve kaybedilmesi eylemleriyle ilgili olarak suç delillerinin karartıldığı gerekçesiyle ilgililer hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştırdı.

DAVANIN GEÇMİŞİ

Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 günü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince esrar satın aldığı gerekçesiyle gözaltına alınmış, ertesi gün saat 01.00 sıralarında tutanakla serbest bırakılmıştı. İddiaya göre, serbest bırakıldıktan sonra evrakta eksiklikler olduğu gerekçesiyle tekrar Narkotik Şube'ye çağrılan Can, 23 Haziran 2010 akşamı oturduğu apartmanın 3'üncü katından atlayarak intihar etmişti.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı, olayla ilgili "işkence, intihar, kötü muamele suçlarından takipsizlik kararı verdi. Ancak gözaltı tutanaklarını hazırlayan polisler Soner Gündoğdu ve Salih Bahar hakkında "resmi belgede sahtecilik suçundan İstanbul 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açtı. Mahkeme, 8 yıla kadar hapisleri istenen 2 polis memurunu 2 yıl 6'şar ay hapisle cezalandırdı. Ancak Yargıtay 11. Ceza Dairesi bu kararı bozdu. Kararda, mevcut bilirkişi raporunun yetersiz olduğu, tahrif edilen evrakta sanıkların savunmasına göre sadece tarih ve sicil kısımlarının değiştirildiği belirtildi. Bunun üzerine yargılama yeniden başladı. Yargıtay süreci sırasında psikolojik destek alan anne Hatice Can da, oğlu gibi kendini aşağıya atarak 2 Mart 2014 tarihinde yaşamına son verdi. - İstanbul

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel
4 ilimizde eğitime kar engeli

4 ilimizde eğitime kar engeli

AK Parti'den muhalefetin erken seçim çağrılarına yanıt: Bugün olsa yine yenilgiyi tadacaklar

Erken seçim çağrılarına verdiği yanıt muhalefeti küplere bindirecek

Saadet Partisi kongresinde AK Parti protestosu

Sloganların yükselmesiyle AK Partili 2 isim salonu terk etti

Maaşı 90 bin lirayı buluyor ama kule vinç operatörlüğünde personel açığı çok

Maaşı 90 bin lirayı buluyor ama bu mesleği yapmak isteyen yok

title