Haberler
Van'ın Bahçesaray Belediye Başkanı Ayvaz Hazır, İçişleri Bakanlığınca görevden uzaklaştırıldı

Terörden ceza alan Bahçesaray Belediye Başkanı Ayvaz Hazir, görevden uzaklaştırıldı

Türkiye'den Suriye'deki muhaliflerin ilerleyişiyle ilgili yapılan açıklamada Tel Rıfat ve Münbiç'e dikkat çekildi

Sınırın sıfır noktasındaki savaşla ilgili Türkiye'den dikkat çeken açıklama

Cinayetin nasıl örtbas edilmeye çalışıldığını gösteren gelişme: Karşınızda enayi mi var

Cinayetin nasıl örtbas edilmeye çalışıldığını gösteren gelişme! "Karşınızda enayi mi var"

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Avrupa korkunç senaryoya hazırlanıyor! Hayatta kalma broşürleri bastırıldı

Önder Sav'ın "Dinlenilme" Davası

Haberler
Haberler
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, CHP'li Sav'ın açık unuttuğunu belirttiği telefondan, dönemin Merkez Valisi, CHP Milletvekili Serindağ ile görüşmesini dinleyerek haberleştiren gazeteci Değirmenci ile Arseven'e verileni beraat kararını bozdu.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi, CHP'li Önder Sav'ın açık unuttuğunu belirttiği telefondan, dönemin Merkez Valisi, CHP Gaziantep Milletvekili Ali Serindağ ile yaptığı görüşmeyi dinleyerek haberleştiren gazeteci Aslan Değirmenci ile Yeni Akit gazetesi yazarı Serdar Arseven'e verilen beraat kararını bozdu.

İddiaya göre, o dönemde Vakit gazetesinde çalışan Değirmenci, hacca gitmek isteyen bir vatandaşla aralarında geçen konuşmaya ilişkin görüşünü almak üzere Sav'ı telefonla aradı. "Bir dakika misafirim var" diyen Sav, telefonu kapattığını düşünerek, Vali Serindağ ile konuşmaya başladı. Değirmenci, yaklaşık 45 dakika süren konuşmayı dinleyerek aldığı notları, gazetenin Ankara temsilcisi Arseven'e verdi.

Konuşmaya ilişkin haber gazetenin 26 Mayıs 2008 tarihli baskısında "Sanki CHP Valisi" başlığıyla yayımlandı.

Değirmenci ve Arseven hakkında "Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmayı kaydetmek ve basın yoluyla ifşa etmek" suçlarından dava açıldı.

Ankara 2. Asliye Ceza Mahkemesi, 5 Kasım 2010'da atılı suçlamaları işlediklerinin sabit olmadığı gerekçesiyle sanıkların beraatlarına karar verdi.

Kararın temyiz edilmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 12. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin beraat kararını bozdu.

Bozma kararında, iki veya daha fazla kişinin başkalarının bilmeyeceği inancıyla hareket ederek yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel çabayla duyulabilecek, aleni olmayan konuşmalarının, ilgilinin rızası olmadan dinlenmesi ve kayda alınmasının Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 133/1 maddesinde suç olarak tanımlandığı anlatıldı.

Yerel mahkemenin, konuşmanın elverişli bir aletle dinlenmesi karşısında TCK 133/1. maddesindeki seçimlik hareketlerden birinin gerçekleştiğini gözardı ettiği belirtilen kararda, yerel mahkemenin, "herhangi bir ses alma cihazı olmaksızın konuşulanların not edilmesi durumunda yapılan işlemin kayıt işlemi olarak kabulü mümkün değildir" şeklindeki görüşünün hukuka aykırı olduğu vurgulandı.

Bozma kararında ayrıca, Değirmenci'nin, Sav'ın kendisine dönüş yapacağı düşüncesiyle telefonun diğer ucunda beklediği yönündeki savunmasına, telefonun yaklaşık 45 dakika açık kalması nedeniyle itibar edilemeyeceği kaydedildi.

-"Sınırsız müdahale hakkı vermez"

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun, özel hayata karşı suçlardan olduğuna değinilen kararda, "Salt gazetecilik mesleğini icra etmek, meslek mensubuna, kişilerin özel hayatlarına koşulsuz ve sınırsız şekilde müdahalede bulunma hakkı vermez. Bilinmesinde kamu yararı olan bir bilgiye ulaşmak saikiyle hareket edilmesi ya da tesadüfen böyle bir bilginin öğrenilmiş olması halinde dahi bu sonuç değişmez" denildi.

Bozma kararında, şu tespitlerde bulunuldu:

"Aynı şekilde, Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri, politikacılar, bürokratlar, diplomatlar, bilim adamları, sanatçılar, sporcular gibi içinde bulundukları konum, mesleki faaliyetleri ve görevleri nedeniyle kamuoyu tarafından tanınan kişilerin, özel hayatlarının dokunulmaz ve gizli alanlarının top yer alan diğer kişilere oranla, daha sınırlı olması, bu kişilerin özel hayatlarına, ağır, ölçüsüz ve haksız müdahalede bulunulabileceği anlamına gelmez. Aksinin kabulü, kişilerin özel hayatlarını, Anayasal ve yasal korumadan yoksun bırakır.

Basın ve yayın organları, bilgi edinme, bilgiyi yayma, eleştirme, yorumlama ve eser yaratma haklarını kullanırken ve habere ulaşmada kamu yararı gözetmek zorunda oldukları gibi, haber içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olup olmadığını özenle irdelemek, haberin verilişinde tahkir edici bir dil kullanmayıp, ölçülülük ilkesine de uygun davranmak mecburiyetindedirler."

Daire'nin kararında, "somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde, katılanın parti merkezindeki odasında misafiri ile aralarında geçen konuşmalarını gizlice ve uzun süre dinleyen sanık Değirmenci'nin ve bu dinlemeden elde edilen konuşma içeriğini, abartılı, saldırgan, suçlayıcı, küçültücü bir üslupla ve tüm ayrıntılarıyla okuyucuların bilgisine sunan sanıkların ölçülülük ilkesine de uygun davranarak, basının haber verme hakkı içerisinde hareket ettikleri ve hukuka uygun çerçevenin dışına çıkmadıkları kabul edilemeyeceğinden, atılı kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan cezalandırılmalarına karar verilmelidir" değerlendirilmesine yer verildi.

"Haberim üzerine beni cezalandırmaya çalışıyor"

AA muhabirine yaptığı açıklamada, kararın siyasi olduğunu belirten Değirmenci, "Bugün hukuksuz dinlemelerin gazetelerde sayfa sayfa yayınlandığını, Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın montajlı kasetinin üzerinde operasyonlar denendiğini görüyoruz. Bunlar hakkında aynı hukuk bir adım atmıyor, bir gerçeği deşifre eden haberim üzerine hukuk beni cezalandırmaya çalışıyor" dedi.

Değirmenci, şunları kaydetti:

"Postmodern darbe arayışı içerisinde olan gazetecilerin yaptığı dinleme haberlerine duyarsız kalan yargının 'No' yerine 'Yes' tuşuna basan Önder Sav söz konusu olduğunda gazetecileri kafese alma istemi kabul edilecek bir durum değildir. Kamu açısından önemli bir bilgiyi haberleştirmek hiçbir zaman suç sayılmamıştır, bugünden sonra da suç sayılmamalıdır. Gazeteci, kamuoyunu doğru bilgilendirdiği zaman en başta yargı tarafından korunup kollanmalıdır." - Ankara

Kaynak: AA / Güncel
title